La Vie d'Adele (2013)


En beğenilen festival filmlerinden. Ama tabii ki festivalde izlemedim, Sen Aydınlatırsın Geceyi (2013) ile birlikte, Torium'daki sinemada gösterilmişti, orada izledim. Orada da tamamını izleyemedim zaten. Şöyle oldu:

Onur Ünlü'nün filmine girdim, izledim, iki saate yakın güzel bir filmdi. Film bitti, sonraki seansta da bu oynuyor, 'Mavi En Sıcak Renktir'. Dedim çıkmasam salondan n'olcak mınahi? İkinci kez para vermeden izliyim bu filmi de, merak ediyorum. Nitekim çıkmadım da denemek için, çok da sevdiğim, hep geldiğim sinemadır. Ne biliyim işte yakalanırsam da çıkar öderim parasını n'olcak.. (Madem itiraf yoluna girdim, fuarda da kitap indirmiştim bi tane yıllar önce. Kredi kartımdan aldıkları yıllık kullanım ücretine saysınlar)
Bileti olanlar geldi oturdu salona bir bir, film başladı, ben rahat rahat izliyorum filmi. Bu arada 23:00 seansında film, festival filmi falan diye meraklıları gelir mantığıyla bu saate koymuşlar herhalde dedim. Yok. Porno bu ondan.
Neyse bi buçuk saat geçmiş film ara verdi. ARA VERDİ. Oha lan, hemen baktım internetten kaç saat film diye, 2 saat 50 dakika. Maşallah dedim, çıktım. Arka arkaya iki film öyle kolay değil hele bir de üç saatse... Dedim bi dahakine de parasıyla gelirim ilk yarısından sonra girerim, ödeşiriz.

Lea, Abdellatif ve Adele

Bizim Kürt asıllı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i andıran Tunus asıllı Fransız sinemacı Abdellatif Kechiche'nin yönettiği filmde, baba tarafından Yunan olan Adele Exarchopoulos ve has Fransız Lea Seydoux oynuyor. Adele'i çok bilmezsiniz ama Lea, Inglourious Basterds (2009) ve Midnight in Paris (2011)'le beraber herkesin tanıdığı bir oyuncu oldu, bu filmle de zaten iyice.
Film, Julie Maroh'nun çizgi romanından uyarlanmış.

Lea Seydoux, Inglourious Basterds (2009) ve Midnight in Paris (2011)'te


Liseli Adele, kendi halinde bir genç kız. Okulu, arkadaşları, ailesi falan; her şeyi normal, ayarında. Bir de çocukla tanışıyor, çıkıyorlar, sevişiyorlar, ayrılıyorlar. Okulda gey bi kankisi var. Onunla beraber bi bara gidiyor, eşcinsellerle dolu bir ortam. Mavi kafalı bir kız dikkatini çekiyor. Kız da Adele'i fark ediyor. Üniversiteli, ressam Emma ile Adele tanışıyor. Belli, Emma eşcinsel. Arkadaş oluyorlar, beraber biraz zaman geçiriyorlar, Adele merak ediyor tabii, yapışıyor Emma'nın dudaklarına.


Derken, porno izlemeye başlıyoruz.. Ama bir pornoda bu aşkı göremezsiniz tabii, altyapısı olduğu için, -karakterleri bildiğimiz için- sadece sevişmediklerini, birbirlerini sevdiklerini, bi insanın sevdiği bir insana dokunduğunda ne hissettiğini görmek için izliyoruz.
Adele öğretmen oluyor, çok sevdiği çocuklarla zaman geçiriyor. Emma'nın sergileri.
Beraber çalışmalarını sonra kavgalarını, ayrılıklarını, arkadaşlıklarını görüyoruz.


Yine de lezbiyen ilişkiye duyduğum anlayışı gey konusunda kaybediyorum. Homofobik olmak istemiyorum ama bir erkeğin gerçekten bu durumdan zevk alması beni rahatsız ediyor. Hakikaten varsa böyle bir aşk durumu, yapılsın buna benzer bir film de anlatsınlar Allah aşkına. Bu filmde inandım mesela lezbiyenliğe.. Çok da güzel anlatılmış... Tabii bu duygunun bana geçmesinde hikaye kurgusunun, oyunculukların, sevişme sahnelerinin falan etkisi büyük. Mesela sevişme sahneleri kısa tutulsa, orda bi hareket gösterilmese doğal gelmeyecek belki de.


Böyle bir filmin de Fransızlar'dan çıkmasına şaşırmamak gerek. Woody Allen, Midnight in Paris (2011)'te Gill'e, Fransız bir müze rehberiyle aşk hakkında konuşması sırasında: "Siz bu konuda bizden daha iyi evrimleştiniz." dedirtiyordu.


Film hakkında diyeceklerim bu kadar, ama siz yine de evde falan izlerken sesini çok açmayın, inlemeler falan baya... Düşün, ben bi yarısını Dolby Digital dinledim. Filmin adının doğrudan çevirisi de Adele'in Hayatı oluyor.


03.01.14