Yönetmenler: Woody Allen..


New York'lu, yazar, yönetmen, komedyen, müzisyen, oyuncu gibi pek çok sıfatı olan bir adam.

1935 yılının aralık ayında New York'un beş ilçesinden biri olan Brooklyn'de yahudi bir ailede Allen Stewart Konigsberg olarak doğuyor. Okulu hiç sevmediği için ders çalışmak yerine hayaller kuruyor, film senaryoları üretiyor kendi çapında. 16 yaşına geldiğinde radyo ve tv programlarına kısa hikayeler yazmaya başlıyor. Ha bu arada 15 yaşındayken ismini, çok beğendiği ağaçkakan arkadaşıyla değiştiriyor. Woody burdan geliyo işte. 30 yaşına kadar tv programlarına espriler, hikayeler yazıyor, komedyenlik yapıyor, tiyatro oyunları yazıyor, klarnet çalıyor. 65, 66 ve 67 yıllarında sinema filmlerine de el atıyor. Senaryoları bi yazar grubuyla beraber yazıyor. Hatta azıcık da oynuyor. İlk yönetmenlik deneyimi de, What's Up, Tiger Lily? (1966)'nin küçük bi sahnesini yönetmesiyle oluyor.


80'lere Kadar Allen ve Filmleri (vol.1)

Neden vol.1? Woody Allen'ın elliden fazla filmi var. Hem ben sıkılmiim, hem siz sıkılmayın diye bölerek anlatıcam - tabu oynamıyoruz sonuçta. Bu adam film yaparken yazar, yönetir ve çoğunda oynar. E haliyle filmler tam anlamıyla 'Woody Allen Filmi' olabiliyor. Hikayeleri zaten kendi uyduruyor, kendi istediği gibi çekiyor ve istediği gibi oynuyor. Film biter, senarist şikayet eder "anlatmak istediğim bu değildi" diye; oyuncu der "çekememiş bu, ben böyle oynamadım" diye; yönetmen der "malzeme bu, ben n'apayım". Ama işte hepsi kendi olunca, kafa rahat..

Zamanı geldiğinde yazdığı bi senaryoyu yapım şirketi kendi yönetmesini istiyor. Allen, başrole kendini seçiyor. Take the Money and Run (1969) çok beğeniliyor. Allen filmlerinde, -genel olarak- ben öyle kahkaha atarak güldüğümü hatırlamıyorum. Ciddi ciddi komedi yapıyor adam, çok da eğleniyorum izlerken.

1969 Take The Money And Run
1971 Bananas
1972 Everything You Always Wanted to Know About Sex
1972 Play It Again, Sam
1973 Sleeper
1975 Love and Death
Annie Hall (1977)
1978 Interiors
1979 Manhattan

Play It Again, Sam (1972), Allen'ın aslında tiyatro oyunu olarak yazdığı bir hikaye.. Film yapalım diyolar, Allen'a da, oynar mısın diyolar, he diyo.

Allen hikayeleri New York'ta geçer genelde, çünkü New York'ludur kendisi. Çoğu karakterinin psikiyatrı vardır, çünkü kendisinin de var. Karakterleri ya yazardır, ya komedyen, ya oyuncu, ya yönetmen.. İstisnalar var tabii ama genelde böyledir. Allen, o tarz karakterin iç dünyasını daha iyi bildiğini, öyle bir karakter yaratınca hem hikayenin hem oyunculuğun daha gerçek durduğunu, bir manavın akşam eve gidince neler yaptığını bilmediğini ve haliyle oynayamayacağını söylüyor. Interiors (1978), Allen'ın komediden sıyrılıp, değişik şeyler yapmak istemesiyle ortaya çıkan, pek beğenilmeyen aile dramıdır. Annie Hall (1977) ve Manhattan (1979) bugün bile en beğenilen filmlerindendir. Ama kendisi en beğendiği filmi sorulduğun da Love and Death (1975) diyor.Ayrıca benim favorim Take the Money and Run (1969) da yine bu dönemde yaptığı filmlerden..

Allen iyi anlaştığı bir rol arkadaşı bulunca (tabii sevgili de) bırakmıyor. Diane Keaton, yukarı yazdığım son 6 filmde Allen'a eşlik ediyor. Gerçek hayatta da iyi arkadaş olduklarını söyleyen Allen, Diane Keaton'la çalışmanın kendisi için çok kolay olduğunu, birbirlerinden istedikleri şeyi bildikleri için film çekerken zorlanmadıklarını söylüyor.


92'ye Kadar Allen ve Filmleri (vol.2)

Seksenlere Stardust Memories (1980)'le başladı Allen.. Filmde komediden sıkılıp ciddi işler yapan, hayattan tat alamayan ve hayranlarının komediden başka bişeyden anlamayan insanlar olduğunu düşünen bir oyuncuyu oynuyor. Allen bu filmle çok tepki aldı, filmin bir otobiyografi olduğunu düşünenler vardı.
Bir röportajında filmleriniz ne kadar otobiyografik diye soruluyor, Allen: ''Sadece genel anlamda otobiyografikler. Annie Hall, olsun The Interiors ya da Manhattan olsun hepsinde de ayrıntılar uydurulmuştur. Sanırım Stardust Memories de çok otobiyografik bulunacak; çünkü film hayatında hiç eğlendirici şey bulamayacak bir noktaya gelmiş, depresyona yenik düşmüş bir sinemacıyı anlatıyor. O ben değilim ama benmişim gibi algılanacak.'' diye anlatıyor.

1980 Stardust Memories
1982 A Midsummer Night's Sex Comedy
Zelig (1983)
1984 Broadway Danny Rose
1985 The Purple Rose of Cairo
1986 Hannah and Her Sisters
1987 Radio Days
1987 September
1988 Another Woman
1989 New York Stories
1989 Crimes and Misdemeanors
1990 Alice
1992 Shadows and Fog
1992 Husbands and Wives

Bu dönem Allen'ın Mia Farrow'lu dönemidir. 80'de başlayan ilişkileri 92'de ilginç bir şekilde bitmiştir. Farrow'dan bir çocuğu olan Allen, Farrow'un üvey kızı Soon-Yi Previn'e tutulunca Farrow'dan tekmeyi yemiştir haliyle. Ama beraber oldukları dönem içinde 13 filmde de beraber çalışmış, unutulmazlar arasına giren filmler yapmışlardır. Bunların başında Zelig (1983) gelir.

Bence Farrow'dan iyi ki ayrılmış. Sevmiyodum ben onu..

Woody Allen, neden bu kadar sık film yapıyor? Öğrenebildiğim kadarıyla (röportajlarından) bütün gün yatabilecek, miskinlik yapabilecek bir bünye değil onunki. Tatil sevmiyor pek, ya yazıyor ya film çekiyor. Haftanın bir günü caz yapıyor, grubu var; her hafta aynı yerde çıkıyorlar. Sırf onu görmek için oraya giden turistler oluyormuş. Oysa görülecek bi şeyim yok diyor, onlar da bunu fark edip müzik dinleyip gidiyorlar diyor. Çok güzel bir manzarası olan bir dairede yaşıyor, yürüme mesafesi olan yerleri gezmeyi tercih ediyor. ''Yılın 360 günü restoranlarda yiyorum akşam yemeğimi'' diyor. New York'ta yürümeyi seviyor. Müzikten aldığı zevki sinemadan alamayan Allen, "Neden film yapıyosunuz?" sorusuna: "Elime böyle bir fırsat geçti ben de değerlendiriyorum, insanlar da beğeniyor" diye cevap veriyor.


93 ve Sonrası Allen ve Filmleri (vol.3)

Olaylı ayrılığın ardından eski dostu Keaton'a tekrar senaryo gönderiyor Allen.. Manhattan Murder Mystery (1993)'de beraber çalışıyorlar.

Manhattan Murder Mystery (1993)
1994 Bullets Over Broadway
1994 Don't Drink the Water
Mighty Aphrodite (1995)

Allen'ın bir diğer takıntısı da film çekerken ona karışılmaması. Yani yapımcıyla bi anlaşma yapıyor başta, sonra hiç karıştırtmıyor. United Artist'de Krim ve Pleskow var Allen'a bu konuda anlayış gösteren. Bunlar 78'de United Artist'den ayrılıp Orion Pictures'i kurdular. Tabii ki Allen, Orion'a geçiyor ve 91'e kadar beraber çalışıyorlar. Ondan sonra da 3 filmi Sweetland Films'e çekiyor. Daha sonra Miramax, Bullets Over Broadway (1994)'e 16 milyon $ harcayıp 20.5 milyon $ kazanıyor; Mighty Aphrodite (1995)'e ise 12 milyon $ harcayıp 11,5 milyon $ kazanmış. Allen'ın Miramax'ta ki yapımcısı Chon, ''Woody, yaratıcı özgürlüğü için çok büyük meblağlar feda etti, ama bundan daha memnun olamazdı.'' diyor..

Son evliliğinden sonra Allen sinemasının yeni dönemi başlıyor artık.. Her pazartesi Michael's Pub'ta sahneye çıkıp klarnet çalan Allen, yıllardır müzikle ilgili bir film yapmak istiyordu ve işte zamanı gelmişti; güzel bir oyuncu kadrosu kurup Everyone Says I Love You (1996)'yu çekti. Edward Norton, Drew Barrymore, Julia Roberts ve Natalie Portman'ın çocukluğu..

2000'li yıllara gelindiğinde, Amerika'da sevilmeyen, anlaşılmayan adam oluyor; filmleri Avrupa'da özellikle de Fransa'da daha çok beğeniliyor. Filmlerinde mütemadiyen kendinden bi şeyler bulabileceğimiz Allen, bu konuyla ilgili de Hollywood Ending (2002)'i çekiyor.

1996 Everone Says I Love You
Deconstructing Harry (1997)
1998 Celebrity
1999 Sweet and Lowdown
2000 Small Time Crooks
2001 The Curse of the Jade Scorpion
Hollywood Ending (2002)
2003 Anything Else
2004 Melinda and Melinda

Her ne kadar gerçek hayatta New York'tan kopamasa da, bu dönemde Avrupa'dan gördüğü ilgiye karşılıksız kalamıyor. 2005'te Londra'da, bir tenis hocasının ders vermek için evine gittiği öğrencisinin nişanlısıyla aşkı; 2008'de Barselona'ya tatile gelen iki kız arkadaşın İspanyol ateşiyle yanmaları; 2011'de ise rezervuarlarından sokaklarına sanatın fışkırdığı Paris'te şanslı bir yazarın hikayesini anlatıyor. Avrupa filmlerine Roma'da devam ediyor Allen...

Match Point (2005)
2006 Scoop
2007 Cassandra's Dream
Vicky Cristina Barcelona (2008)
2009 Whatever Works
You Will Meet a Tall Dark Stranger (2010)
Midnight in Paris (2011)
To Rome With Love (2012)
Blue Jasmine (2013)

Bu arada Scoop (2006)'la beraber yaşlılığından ötürü oyunculuğu bıraktığını açıklayan Allen, Paris filmini çektikten sonra hazır gelmişken şu Roma filmini de çekeyim demiş, hatta bu filmle oyunculuğa geri döneceğini de söylemişti.

Hatta bu sene kendi ne yazıp ne yönettiği bir komedide daha oyunculuk yapacakmış. Böyle sadece oyunculuk yaptığı dört beş film daha var.. Örn. Fading Gigolo (2013), Paris-Manhattan (2012)...

Ayrıca To Rome With Love (2012)  filmine ilk verdiği isim 'Bop Decameron'muş daha sonra 'Reno Fiddled' olup vizyona girmesine az bir süre kala son halini almış.
Ve bu ismini değiştirdiği ikinci filmi olmuş; ilki 'Anhedonaia' olan filminin ismini 'Annie Hall' olarak değiştirmesiymiş.

Evet bu dönemde de pek çok muhteşem film izlettirdi bize sağ olsun: Small Time Crooks (2000), Hollywood Ending (2002), Scarlett'li filmleri ve benim genel favorim Midnight in Paris (2011). Öyle tatlı bir dönem yani.


Kendisi 80 yaşında ama hala her seneye bir film yetiştirme peşinde. Bu adam para için yapıyor olabilir mi? Hiç sanmıyorum. Bu arada 97'de evlenen Previn ve Allen halen birlikteler ve iki çocukları var. Allen'ın başından 3 evlilik 2 de tutkulu birliktelik geçmiş. Totalde 3 öz çocuğu bulunmakta.. Hiç evlenmediği Farrow'dan bir oğlu (Ronan Satchel Farrow) var, velayet annedeymiş ama şimdi koca adam oldu, siyasetçi..


Bu arada Allen'ın yazdığı 3 yeni tiyatro oyununu 2003-04 arası yönetmişliği de vardır..
Çeşitli dergilerde, gazetelerde yazdığı öykülerini topladığı kitapları da vardır.. (Türkiye'de eskiden Hil Yayınları ve diğer birkaç yayınevi yapıyordu bu işi ama çok eskiden. Güncel baskıları olan dört kitabı Siren Yayınları'ndan çıkıyor.)

27.04.2013 güncellendi Ağustos 2015

Bu yazıdan sonra Woody şu aşağıdaki filmleri yapmaya devam etti ve edecek:

Magic in the Moonlight (2014)
Irrational Man (2015)
Cafe Society (2016)
Wonder Wheel (2017)
A Rainy Day in New York (2019)