First Man (2018)


İlk filmi Guy and Madeline on a Park Bench (2009)'i henüz izleyemediğim Damien Chazelle, 2013'te çektiği 18 dakikalık Whiplash'ten sonra biliyorsunuz ödül çocuğu oldu. Her yaptığı film çok beğenildi. Whiplash [2013], Sundance'te En İyi Kısa Film seçildikten sonra; 3 Oscar'lı Whiplash (2014) ve 6 Oscar'lı La La Land (2016) Oscar'da En İyi Film adayı oldular... Anlaşılacağı üzere First Man (2018)'in de kaderi budur, pek çok başka kategoriyle beraber En İyi Film adaylığı da alır, -hesaplarıma göre- 9 Oscar'la geceden ayrılır.


James R. Hansen'in, Ay'a ilk ayak basan adam Neil Armstrong'un uzay macerasını anlattığı biyografik romanından uyarlanan film, 59 M Dolara mal olmuş. Açıkçası daha fazla hayal etmiştim ama bu kötü bir şey değil, bravo, ne güzel yapmışlar işte ucuz ucuz. İki ayda da 98 M Dolar hasılat toplanmış. (İster istemez insanın aklına geliyor, hemen bakalım: Whiplash (2014) 3M->49M, La La Land (2016) 30M->446M)


İnsanoğlu Ay'a gitmek için yıllarca uğraştı. Uğraşamayanlar da Ruslar mı önce gidecek, Amerikalılar mı diye iddialaştı. İlk hedef önce Dünya'dan çıkmaktı. Önce atmosfere uydu yollama savaşı vardı, sonra hedef büyüdü. Ay'a gitme işini ilk başaran da Neil Armstronglu Amerika oldu!.. Neil'ın Ay'daki ilk adımı, "Bu benim için küçük ama insanlık için büyük bir adım!" sözü, atmosfersiz Ay'da nasıl olup da Amerikan bayrağı dalgalandığı, bu sahnenin Hollywood'un hangi ünlü yönetmenine kaç dakikada çektirildiği ve nasıl insanlara yıllarca izletildiği komplo teorilerini bir kenara bırakırsak gayet hisli film...


Neil, çok küçük yaştaki kızını bir hastalık musibetinden kaybeden başarılı bir mühendis babadır. Bir süre sonra gazetede NASA'nın uzay çalışmaları için astronotlar aradığı ilanı görür ve başvurur. Tabii ki ekibe kabul edilir. Lider ruhlu, işine önem veren, prezentabl bu mühendisi almayıp n'apsındı NASA?! Farklı farklı projelerle yıllar içinde sayısız uzay yolculuğu deneyimi yaşayan Neil, en son Apollo 11 projesine dahil edilir ve o efsane üç kişilik ekibin lideri olarak adını tarihe yazdırır. Ama üçünü bir anmak en doğrusu gelir bana: Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins...

Muhteşem Ryan Gosling performansına Claire Foy, Kyle Chandler, Jason Clarke ve Corey Stoll eşlik ediyor... Filme puanım 7, imdb ortalamsı da an itibariyle 7.7...

25.11.2018

En İyi Prodüksiyon Tasarımı, En İyi Görsel Efekt, En İyi Ses Kurgusu ve En İyi Ses Miksajı olmak üzere 4 teknik dalda Oscar'a aday gösterildi.

22.01.2019
Oku..

Dans les Forets de Siberie (2016)


Bundan iki buçuk sene önce büyük bir heyecanla izlenecekler listeme giren bu filmin hikayesi şöyle: Nisan 2016'da İbrahim Maalouf İstanbul'a konsere geldi. Ben de o salondaydım, büyük bir keyifle muhteşem bir müzik dinledik, dağıldık. Konserde, Red & Black Light şarkısının klibi olarak izletilen video, aynı zamanda bu Dans les Forets de Siberie (2016) filminin fragmanıydı. Filmde İbrahim Maalouf'un müzikleri kullanılmıştı ve Red & Black Light şarkısına klip olarak da böyle bir yöntem düşünülmüştü. Hem filmin pazarlama kampanyasına destek, hem bedavadan klip!.. İşte o konserde o videoyu izledikten sonra ekledim ben de filmi izlenecekler listeme; ancak film Türkiye'de vizyona girmedi, yetmezmiş gibi DVD'si de çok geç çıktı ve internete anca düştü.


Sylvain Tessen'in romanından uyarlanan filmin yönetmeni Safy Nebbou. Filmin başrolünde ise bazen Hollywood filmlerinde küçük roller oynarken de denk gelebileceğimiz Raphael Personnaz. Yakışıklı ve yetenekli bir tip, bu filme uyumunu da sevdim.

Teddy, şehir yaşamından sıkılıp daha sakin arayışlar içerisine girmiş bir adamdır. Sibirya'da çok ücra bir buz köyünde bir kulübe kiralamak üzeredir, pazarlık yaparlarken, kulübenin sahibi adam konuştukları fiyatın biraz üstünü verirse kulübeyi komple satabileceğini söyler, zaten karısı hastadır ve kasabaya yakın bir yere taşınması gerekmektedir. Teddy kabul eder ve Sibirya'da kendisine ait bir evi olur. Ev sahibi giderken bir tüfek hediye eder Teddy'ye, "Ayı için!.."


Kafa dinlemek, sakinleşmek için kalkışılan bu hareketin ilginç, stresli ve zorlu bir hal alması hiç hoş değildir. Ama Teddy yılmaz, kışı atlatırsa gerisi kolaydır. Bu havada hayatta kalmayı başarırsa kafasını dinlemeye başlayabilir. Ve şu ayı yemeklerini çalmayı keserse açlıktan ölmeyebilir.

Filmin müziklerini İbrahim Maalouf yapmış işte; müzikler güzel ama kullanmayı çok becerememişler gibi. Saçma sapan yerde kesiyor, yanlış yerden giriyor gibi.. Sinematografi açısından şova çok müsait bu ortamda yer yer amatörlükler yapılmış ama yine de izlemesi keyif veriyor. hikaye güzel, aksiyonu kıvamında, finali vurucu değil ama işlenişi başarılı... Ne bileyim, yönetmenin ilk filmi falan olsa "Işık var!" dersin ama Gerard Depardieu'lu Dumas (2010)'ı yapmışsın sen, daha çok şey bekliyoruz..


Filme puanım 5/10..

25.11.2018
Oku..

The Ballad of Buster Scruggs (2018)


TRT'nin Pazar sabahları kovboy sineması yayınlama adeti vardır hani. Yani eskiden vardı, bilmiyorum hala var mı, artık televizyon izlemiyoruz... Denk geldi Pazar sabahına, Netflix'te, baktım kovboy filmi, açtım hemen... Coen Kardeşler'in çalışmasına 10 üzerinden 8 puan verdiğimi söyleyerek başlayayım. Aslında 9'da verebilirdim ama henüz 6 bin kişinin oyladığı filmin imdb puanı 7.4 biraz yönlendirdi beni; ama eminim artacaktır bu ortalama.. Oscar'da da bahsi geçmesi kuvvetle muhtemel bir yapım.. Ama Oscar'dan önce Venedik'te En İyi Senaryo ödülü aldığını belirtelim. Ethan & Joel Coen'in yazıp yönettiği filmin kadrosunda çok fazla yıldız isim yer alıyor; yıldız olmayanlar da yıldızlaşıyor zaten..

Ballad, hikaye demek ama daha sanki acıklı hikaye, trajedi gibi tınlıyor kulağa. Müzikte de kullanılır bazen, hafif tempolu şarkılar için... Böyle köy, kasaba hikayeleri için belki.. Ve tabii ki kovboy hikayeleri...


Saymadım ama sanırım altı yedi öykünün bir araya getirildiği öykü kitabı - 'nın sinema uyarlaması gibi. Ama böyle bir kitap yok, kitap uyarlaması efekti vermek var. Çok sevimli, sıkmayan, başka başka kovboy hikayeleri anlatan bir film. (Bu arada postere bir kez daha bakınca altı öyküden oluştuğu fikri ağır bastı, yedinciyi hatırlayamadım..)

Buster Scruggs açılış hikayesinde gönülleri fetheden bir kanun kaçağı; sonra ilginç bir banka soygunu girişimi; bir kafilenin parçası güzel bir hanımefendinin hazin sonu; çılgın bir madencinin başından geçen ama kimsenin başına gelmesini istemeyeceği bir takım olaylar...

En son bu öykü keyfini Melisa Kesmez'in Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz adlı ilk öykü kitabında almıştım. Emrah Serbes'in Erken Kaybedenler'i de keza öyleydi... Birbirinin devamı gibi ama başka karakterle başka hikayeler anlatmak insana akıcı bir roman okuyormuş hissi verebiliyor. Yani bu filmin kitabı olsa baş ucu kitabım olurdu. En azından birilerine hediye edebileceğim güzel bir seçenek olarak dururdu. Şimdi de sizlere önerebileceğim bir film oldu işte..


Kadroda, O Brother, Where Art Thou? (2000)'da Coen Kardeşlerle çalışmış Tim Blake Nelson ve daha önce bu kardeşlerle çalışıp çalışmadığını hiç hatırlamadığım Liam Neeson, James Franco, Zoe Kazan ve Tom Waits yer alıyor.

Pazar günü bitmeden bir bakın derim...

18.11.18

En İyi Orijinal Şarkı, En İyi Kostüm Tasarımı ve En İyi Uyarlama Senaryo kategorileriyle 3 dalda Oscar'a aday gösterildi. Her kategoride de güçlü aday, benden söylemesi..

22.01.2019
Oku..

Ant-Man and the Wasp (2018)


Hatırlarsanız Captain America: Civil War (2018)'da kahramalar taraf seçmek zorunda kalmış, illegal tarafı seçen Captain America ve yanındakiler kanun kaçağı durumuna düşmüştü. Ant-Man kostümlü Scott Lang de onlardan biriydi.


Ev hapsine çarptırılan sevimli baba Scott'un küçük kızıyla evin içinde oyunlar oynamasını izleyerek başlıyoruz. Filmin hemen başında saftirik federal ajan, Captain America: Civil War (2018) izlemeyenler ya da hatırlamayanlar veya ekranlarını yeni açanlar için özet geçiyor Scott'un güncel durumunu. Az bir zaman sonra ev hapsi tamamlanacak ve kızıyla dondurma yemeye gidebilecek olan Scott'un başına bakalım neler geliyor:

Dr. Pym eskiden beraber küçüldükleri karısını, molekül seviyesine küçülmesi sonucu kaybetmiştir. Üstünden yıllar geçmiştir tabii ama Pym'in hep aklındadır karısının belki de ölmediği düşüncesi; belki de sadece başka bir boyuttadır. Scott da bir gece ansızın rüyasında Pym'in karısını ve kızı Hope'u görünce ortalık karışır.


Pym'in karısına ulaşmak için geliştirdiği yöntem, umutsuzca acı çeken birinin daha işini göreceğinden kovalamaca başlar. Dr. Pym'in ezeli rakibi Dr. Foster, Ava'ya yani nam-ı diğer Ghost'a yardım edecektir. Hope'un kostüme bürünmüş hali Wasp ile Ant-Man Scott, Ghost'u engellemeye çalışırlar. Ki Anne Wasp hayatta mı değil mi anlanabilsin!..


Ant-Man (2015)'deki Paul Rudd, Michael Douglas, Evangeline Lilly, Michelle Pfeiffer ve Judy Greer'dan oluşan tatlı kadroya, Laurence Fishburne ve Hannah John-Kamen dahil oluyor. Hannah'yı Ready Player One (2018)'da izlemiştik en son, tatlı kız.

Filmin yönetmeni ilk filmde olduğu gibi bunda da Peyton Reed... İlk filmle aynı kalitede, benzer tempoda olan filme puanım yine 7. Ama ilk film kadar ilgi görmediğini rahatça söyleyebiliriz. Çünkü genel bir algıya göre devam filmleri aynı seviyede devam edemiyor. Ama bu farklı, ne uzuyor ne kısalıyor, aynen devam.. İlkini seven izlesin!..

17.11.2018
Oku..