The Last Days of American Crime (2020)


Rick Remender ve Greg Tocchini'nin 2009'da yayımlanmaya başlayan 3 parçalık aynı isimli çizgi roman serisinden uyarlanan filmin yönetmeni, Transporter 3 (2008) ve Taken 2 (2012) gibi tutan filmlerin devamını yapmasıyla bilinen Oliver Megaton. Film bir Netflix Orijinali, 10 gün önce yayınlandı ve çıktığı ilk günden beri İlk 10'da!.. Bunun, başarılı Netflix pazarlamasının haricinde bir sebebi de eleştirmenlerin filme çok sert girmesi sonucu insanların merak etmesi olabilir. Bir de tam Amerika'da polise karşı ayaklanma başladığı dönemde böyle bir filmin gösterime konulması, bazı kesimlerden de tepki topladı. Sonuç olarak imdb.com puanı 3,6 olan filme rottentomatoes.com eleştirmenlerinden -benim hiç anlamadığım perdeden- nefret yağmış. Bir eleştiride diyor ki "Hikayeyi, karakterleri, tekniği bir kenara bırakalım, sadece şiddet seviyorsunuz diyelim. O konuda bile kötü!" Ben izledim, çok iyi film değil, okey, bayılmadım ama bu kadar nefret de etmedim. 5 puan verdim, çekildim köşeme.. İşleniş olarak tam bir çizgi roman diline sahip, karikatür tipler içeren, şiddet temalı bir yapım.


Öncelikle genel hikayeye bakalım; bilim-kurgumsu bir yerden suç dünyasını çökertilmesi amaçlanıyor. Devletin yani yönetenlerin, kontrolünde olan bu sistemle bir tür radyo sinyali gönderiliyor ve suçlular geçici felç geçirtilerek etkisiz hale getiriliyor ve suç işlemek anında cezai karşılık bulmuş oluyor. Yani karar alınmış, birkaç gün sonra bu sisteme geçilecek. O zamandan sonra da Amerika'da suç işlemek diye bir şey kalmayacak. Ama bir sürü de günahsız insanı etkileyebileceği için halkın bir ksımı bu sisteme karşı çıkıyor.

Şimdi de hikayeye karakter özelinde bakalım, azılı bir soyguncu Bricke, son işinde kankasından kazık yer bir de hapisteki kardeşi intihar eder. Diptedir yani. Sonra seksi bir kızla bir adam gelir, bu sinyal gününden hemen önce büyük bir soygun yapma planlarından bahsedip Bricke'le ortak olurlar. Sonrası aksiyon.


Hikayesinde boşluklar olması, klişelere boğulması çok eleştirilmiş bir konu mesela. Hepsi çok haklı ama zaten bu tarz filmlerin çoğunda hikayede boşluklar olur, bol bol klişeler kullanılır. Bunlar bu tür için çok normal, film eleştirmeni denen birinin bu tarz şeylere hazırlıklı olması lazım. Ayrıca ben hiç de sıkılmadan izledim 145 dakika filmi, bu bir başarı değil midir, hikaye eksiktir ama tempo okeydir.

Edgar Ramirez, Anna Brewster ve Michael Pitt üçlüsünün başı çektiği hikaye soygun aksiyonu sevenler için idare eder bir film. Bu kadar karşı görüş yazdıktan sonra bu fimi tavsiye edersem olay çıkar.

16 Haziran 2020