6 Underground (2019)


Efsanevi bir şekilde aksiyon sineması denince ilk akla gelen yönetmenlerden olan Michael Bay, biliyorsunuz 2007 senesinden beri canı sıkıldıkça Transformers filmleri çekiyor; 2017 çıkışlı son filmle beşleme olan bir seri fantastik aksiyon bunlar. Transformers Serisi öncesinde Pearl Harbor (2001) gibi tarihe geçen filmleri de olan Bay, Transformers Çağı süresince de üç başka film yaptı, biri Pain & Gain (2013), diğeri 13 Hours (2016) ve en son da bu 6 Underground (2019). Özellikle kovalamaca sahnelerinde araba parçalamalarıyla ünlü olan yönetmen, seyir zevki yüksek kaza sahneleri çekmiş yine.

Filmin senaryosu Deadpool (2016)'u da yazan ikili Rhett Reese ve Paul Wernick'e ait. Yapımcı olarak da yine Michael Bay yazıyor filmin sonunda kocaman. Bir de bunun bir Netflix Orijinali olduğunu da belirtmek gerekir ki Michael Bay'in sinema perdesinde görülmeye alışık olan sahneleri bu film için sadece dijital ekranlarla seyirciye sunulmuş oluyor. Scorsese de son filmi The Irishman (2019)'le ilk defa sinema harici bir platform için bir film yapmıştı. Gerçi onu sinemada da gösterdiler sanırım, neyse...


Milyarder bir yakışıklının sosyal sorumluluk olsun diye zor durumdaki insanlara yardım edip bunu da kendini pazarlamada çok güzel kullandığı bir dünya var. Ve bu yardımların gerçekten bir işe yaraması gerektiğini fark ettiği bir an da var. Bunlar hep vardır. Sonraki aşama, işi ciddiye alarak gerçek yardımlar yapmak konusunda istekli olmaktır ve öyle de olur. Alakasız bir ülkede masumlar ölüyorsa bu konuda yapılacak bir takım planlar vardır ve bizim yakışıklı kahramanımız en tehlikeli olanı seçer. Tetikçi, ajan, akrobat, bombacı, kafa karıştırıcı gibi özellikli tiplerle kendi ekibini kurup yaptığı plan doğrultusunda ihtiyacı olanlara yardım eder, tamamen sosyal sorumluluk olarak görür bunu, imkanlarını paylaşmak ister ve bu arada da biraz macera yaşar. Turgistan diye günümüzde var olmayan bir isimle seslenilen ülke, diktatör bir rejimle yönetilmektedir. Plan da bu gidişatı değiştirmektir.


Eğlenceli dili, kaliteli aksiyonu, efekt mefekt ne varsa çok tatlı bir film. Üst düzey bir fim değil, çok bir öne çıkan özelliği de yok aslında ama keyifle izlenebilir. Ama kimse Turgistan'da neden herkesin İngilizce konuştuğunu açıklayamaz. Yani artık, "Amerikalı izleyici sinemada altyazı okumayı sevmiyor" bahanesine de sığınılamaz, Netflix sağ olsun her ülkenin kendi diline dublajını, alt yazısını hallediyor. Ama zaten yerliler Turgistanca falan konuşsa kulvar değişirdi, film için 'üst düzey bir film' derdim.

Bu arada kadroda yer alan resmen sürpriz gibi duran Melanie Laurent, varla yok arası performansla, sessiz sedasız filmdeki rolünü tamamlıyor. Tamam karakteri çok konuşkan değil belki ama o Melanie Laurent ya, bence daha çok parlamalıydı hikayede.. Bir de anne olduktan sonra star ışığını da kaybetti galiba..

30 Mayıs 2020