Sex Education (2019- )



Netflix'te yayınlanan 45 dk'lık 8'er bölümden oluşan sezonluk İngiliz dizisi. Laurie Nunn imzalı dizinin Ocak'ta 2. sezonu yayınlandı. İsmiyle Netflix'in anasayfasında hep dikkat çeken ama her gördüğümde "Pöff, kesin ergen işi, tırto iştir" deyip uzak durmayı tercih ettiğim dizi için ilk iyi yorumları askerdeyken işittim. Seks Eğitimi için askerlik çok doğru bir yer değil farkındayım. Ama 18 gün boyunca sürekli görüştüğüm arkadaşlarım vardı, hep 3 kişiydik, beraber yiyip-içip-sıçmak durumundaydık, -gerçi birimiz o süre zarfında hiç sıçmadı galiba ama isim vermiycem şimdi- izlediğimiz, beğendimiz dizileri de konuştuk çokça. Ve iki badimin de (buddy) Sex Education (2019- ) hayranı olduğunu öğrendim ve dizideki karakterler hakkındaki konuşmalarında çok dışlanmış hissettim, gelir elmez başladım ben de. 16 bölüm, her akşam 2'şer 3'er çakarak izledim. Biraz ergen işi, kabul, ama fena da değil yani. Bu arada bize askerde bir ara AIDS'ten korunma anlatıldı, sağlık bakanlığından biri geldi konuştu bi saat. Nedenini kimse anlamadı!..


Bir lisede okuyan ergenlik çağındaki bireylerin -doğal olarak- cinsellik etrafında dönen hayatlarına başka başka pencerelerden bakılıyor. Baş karakterimiz Otis'in annesi zaten yeterince ilginç bir meslek seçmiş, Seks Terapisti. Buna rağmen Otis -tam da zamanı olmasına rağmen- çüküne dokunmaktan imtina eden bir çocuk. Ve fakat başkası çüküyle, kukusuyla bir dert yandığında da her şeye hakim şam şeytanı. Okulun cool kızı Maeve de Otis'teki bu ışığı görüp harekete geçiyor, okuldaki çocuklara cinsel tavsiyelerde bulunma tezgahı kuruyorlar, gizli gizli parayı kırıyorlar. Maeve müşteri buluyor, parayı topluyor, Otis millete tavsiye veriyor. Ama Otis bunu daha çok Maeve'le iletişim ortamı olarak değerlendiriyor, bildiğin aşık çocuk.


Tabii her şeyin cinsellik olmadığını, insan denilen yaratığın aslen duygularının kontrolünde olduğunu ve varsa sorunların temelinde hep duygular olduğu anlatılmaya çalışılıyor. Ergenlere, -hadi pardon gençlere- bu işleri anlatmak için doğru yollar aranırken bazen aşırıya da kaçılmıyor değil. Kim ilginç bir cinsel sorunla belirse bir bakıyoruz, a aslında geymiş-lezbiyenmiş, bu duygularını bastırdığı için hep sorunlu bir hayatı varmış. Dizi iki sezon daha bu hızla ilerlerse memlekette hetero birey kalmayacak gibi duruyor.

Anlatım dili fena değil, ilk bölümlerde biraz İngiliz soğukluğu hissediliyor ama sonra ısınıyorsunuz. Karakterler zaten hep gergin, komikler ama çokbilmişler, o yaşların rutini olan hep bir hata yapma peşindeler. Ve tabii ki bir kadın elinden çıktığını çok belli eden diyalogları etkili, kadının toplumdaki yerinin İngiltere'de bile bu kadar tartışmalı olması ilginç. Düşün başta kraliçe var ama hala ata erkil. Salaklık.


Asa Butterfield / Esas oğlan Otis, o acayip renkli gözleriyle itici bir tip, otuz bir çekmeye korkuyor, 2. sezonda çekmeye başladığında da bırakamıyor..
Gillian Anderson / Jean, seks terapisti anne, mesleki deformasyon mevcut, canı çektiyse cart diye sevişebiliyor, içten içe aşık olmaktan çok korkuyor..
Emma Mackey / Okulun havalı kızı Maeve, sorunlu bir ailede büyümüş, okumuş, feminist olmuş, pembe saçıyla asi, tavırlarıyla seksi, ama yalnız kaldığında adeta bir kedi..
Aimee Lou Wood / Dizide de adı Aimee, kocaman tavşan dişleri olan çok tatlı bir sarışın, ilk sezon özellikle çokça sevişirken gördüğümüz ilginç bir tip..
Tanya Reynolds / Lily, delinin teki, başka söylecek bi şey yok..
Mimi Keene / Ruby, okulun en havalı tipi, herkes kendisine aşık sanıyor -ki genelde de herkes ona aşık oluyor, 2. sezonda bi ara Otis'le yatınca şenlik oluyor..
Rakhee Thakrar / Emily, okuldaki iki hocadan biri, güzel bir kadın, ilginç fantezileri olduğunu öğreniyoruz..

Yani işte aslında biraz ergen teması ama o kafaya girerseniz çok değerli şeylerden de bahsedilirken de yakalayabiliyorsunuz. 3. sezon çıkınca izlerim yani, gerçi seneye dur bakalım, kim öle kim kala..

1 Mart 2020