Contagion (2011)


Dean Koontz'un The Eyes of Darkness romanı malumunuz üzere bu sıralar epeyce popüler. Konudan hiç haberi olmayanlar için: 81'de yayımlanan bu korku-gerilim romanında, Çin'de bir laboratuvarda biyolojik silah olarak üretilen bir virüsün kaza sonucu Çin'in elinde patlamasıyla dünyayı ele geçiren Wuhan-400'den bahsediliyor. Bu virüsün dünyaya yayıldığı zaman da 2020 civarı olarak belirtiliyor. Buradan yola çıkarak bunun planlı bir komplo olduğunu düşünenler var. Öte yandan bu kitaptan olduğu iddia edilen sayfaların aslında başka başka kitapların sayfaları olduğu konusunda uyarılar da gecikmedi. 2020'yi işaret eden sayfanın aslında konudan alakasız bir başka romana ait olduğuna dikkat çekenler oldu. Yani aslında The Eyes of Darkness'ta sadece Çin'de ortaya çıkan bir virüs konusu geçiyor ki; bazıları da kitabın ilk baskılarında olayın Çin'de dahi geçmediğini öne sürüyor. Kesinlikle okumayan, dedikodularla yetinen insanlar olarak tüm bildiklerimiz bunlar!


Dünyayı saran virüsler, salgın hastalıklar hakkında tek eser elbette The Eyes of Darkness değildi. Muhtemelen Marion Cotillard vesilesiyle bulup, Ağustos 2012'de izlediğim ve 'normal' olduğunu düşünerek 5/10 puan verdiğim Contagion (2011). Birisi twitter'da "Sakın izlemeyin, psikolojiniz bozulur!" uyarısıyla paylaşmış filmin posterini.. O an düşündüm, ne vardı ki ya o filmde diye, hatırlayamadım, mecbur açtım izledim tekrar.


Başka yerde aramaya gerek yok efendim, buyrun, Contagion (2011) günümüzü anlatıyor zaten bize, üstelik kaç sene önceden. Şu an yaşadığımız olaylar; virüs nedir, nasıl ortaya çıkar, nasıl yayılır da insanlık nasıl yok olmaya meyil alır... Gerçekten, bu kafayla izlendiğinde moral bozucu olabiliyor. İlk izlediğimde 5 verdiğim filmi bu gözle tekrar izleyip 8'e çıkarıyorum puanımı, çünkü artık etkileyici bir film oldu. Tıpkı günümüzde bazı kült filmlerin gösterildiği yıl ilgi görmemesi gibi. Şartlar değişiyor, sonuçlar elbette değişecek. Scott Z. Burns'ın senaryosunu yazdığı filmi Steven Soderbergh yönetiyor.

İşin ilginç tarafı mesele yine Asya'da patlıyor, yine yarasaların başının altından çıkıyor. Amerikalı bir iş kadını olan Beth, iş seyahatinden çok yorgun dönüyor. Ve biz, Beth, Japonya'dan New York'a gelene kadar kimlerle temasta olduğunu izliyoruz. 2 gün sonra belirtiler başlıyor. Çok kısa sürede çok etkili bir salgına dönüşüyor. MEV-1, tıpkı gerçeğimiz COVID-19 gibi mutasyona uğrayarak tedavisinin bulunmasını zorlaştırıyor.


Ayrıca filmde, insanların panik halinden faydalanıp yalan haberlerle zengin olmaya çalışanlar da unutulmamış. Blog yazarı Alan, takipçileriyle, hasta olduğunu ve bir ilaç deneyeceğini paylaşıyor. Ertesi gün, bakın çok sağlamım ilaç işe yaradı, diyor. Ve çok zengin oluyor. Korona için internette dolaşan yok sarımsak iyi geliyor, yok kolonya en büyük silah diyerek bazıları cebini dolduruyor. En son şey gördüm ya "evde kendi dezenfektanınızı yapın! şu deterjanla bilmem ne yağını karıştırıp.." falan diye.. Milletin başına bir şey gelecek sonunda.

Filmi tavsiye ederim aslında, çok güzel detaylar var ama çok evhamlı bir tipseniz daha filmi izlerken yutkunmakta zorlandığınızı hissedeceksiniz, ateşiniz çıkacak, psikolojik yansımalar.. Onun için kendine güvenen izlesin diyelim, konuyu kapatalım.. Ya da dur kapatmayalım ya, filmin sonu çok da umutsuz değil aslında, sürpriz bozmak istemem ama umarım biz de böyle bir şekil muvaffak oluruz. Fakat mutasyona uğrayıp durduğu söylenen bir MEV-1 için sonunda nasıl çözüm buldular biraz flu.. Korkutmak istemem ama öyle..


Kadroda, Matt Damon, Kate Winslett, Laurence Fishburne, Jude Law, Marion Cotillard, Gwyneth Paltrow gibi dev isimler yer alıyor. Onlarla oynama şerefine erişen isimler ise şöyle: Monique Gabriela Curnen, Grace Rex, Anna Jacoby-Heron ve Sanaa Lathan..

15 Mart 2020