İstanbul'un Gözü (2016)


Efsane fotoğrafçı Ara Güler'in resmen gizli kalmış belgeseli. Benim böyle bir belgeselden haberim olmadı yıllardır, imdb.com'da ise yapım yılı hatalı ve sadece 84 kişi oylamış gözüküyor. Eminim çok daha fazla kişi izlemiştir bu hayli enteresan, bomba belgeseli, 84 ne ya?!

2015'te Binnur Karaevli ve Fatih Kaymak yönetiminde çekilen belgesel, sanatçının İstanbul Point Otel'deki Retrospektif sergisinin hazırlık aşamalarıyla beraber Ara Güler'i tanımamızı sağlıyor. Taksim Galatasaray'daki, girişinde Ara Kafe'nin yer aldığı Güler Apartmanı'ndaki dairede, aynı zamanda evi olan stüdyosundaki hatıralarla başlıyor. Binlerce, hatta yüz binlerce negatif fotoğraf, kutuların içinde... Dünyanın birçok yerinden çalışmalar... "Çok iyi arşivciyimdir" diyor. Çok ustadan duydum bu arşivciliğin önemini, arşivi iyi olmayan usta olamıyor belki de!


Beraber çalıştığı birkaç kişinin anlatımları eşliğinde tanıyoruz ustayı. Annesi Ermeni, babası Türk bir eczacı, durumları iyi, memleketi Taksim. "Burada doğdum, büyüdüm, Taksimliyim ben" diyor. "Eskiden İstanbul'da çeşit çoktu ama kimse birbirini ırklara ayırmazdı, mesela ben hiç sezmezdim Ermeni olduğumu" diyor hafif kırık Türkçesiyle.

Sergi salonunda fotoğraflar arasında dolaşırken hikayelerini anlatıyor. Dali, Güler'in çektiği fotoğrafını kocaman çerçevede görünce imzalamak ve Güler'e hediye etmek istemiş. Herhalde yanında resim yaptığı boyalardan varmış da onla imzalamış. "Bela oldu başıma" diyor o günü hatırlayıp sinirlenerek, "fotoğrafı dik tutamıyorum çünkü imza akacak, boya. Taksiye falan da binilmez. Bütün Paris'i yürüdüm böyle, sonunda yatağın üstüne koydum da düzgünce öyle rahatladım."


Sergi salonunda duvara asılan eski İstanbul manzarasında işçiler olan fotoğrafın önüne gelince, ekipten biri soruyor "Bu fotoğrafı hatırladınız mı, negatiften ilk defa basıldı." Usta korkulan huysuzluğuyla ters bir bakış atıyor "Niye hatırlamiyim, aptal mıyım ben?!" Bu tepkiyi veriyor Güler ama asistanı bir yerde çaktırmadan diyor ki: "O kadar çok fotoğraf var ki, bazen görüyor kutuların içinde, bunu ben mi çekmişim yahu diyor"

İstanbul'un Gözü lakabıyla tanınan, İstanbul'u dünyaya tanıtan en önemli gözlerden biriydi Ara Güler. Geçen sene kaybettik ve o dönem bile duyurulamadı bu güzel belgesel. İnsanları, işçileri, duyguları fotoğraflamasıyla meşhur bu adamın hikayesi layıkıyla tanıtılmalı. Sadece yurtdışı festivaller olmaz, bütün tv kanallarına verilmeli, bütün internet platformlarında yerini almalı bence.


Bu arada kesinlikle daha da güzel yapılabilir bir film ama bu bile gayet yeterli duruyor. Bambaşka bir samimiyet yakalanmış. Ara Güler de sonunda "Tek kelime daha etmem" diyor, daha fazla yoramamışlar ustayı belli ki.

30.11.19