Love Actually (2003)


Eveeeet 2019'un muhasebesini yapmamız gereken bir gündeyiz, senenin son günündeyiz. Yarın yeni bir yıl hatta yeni bir on yıl başlayacak. Hala daha bunu fark ettikçe, özellikle son on on beş yılın ne kadar da hızla geçtiğine şaşırıyoruz. Kim kimiz buna şaşıran, sanırım 30 ±3 yaşında olanlar. Neyse, akşam yılbaşı kutlanacak, peki akşama kadar napılacak, bari yılbaşı temalı film bulayım da onu izleyeyim dedim. Biliyorsunuz sinemanın yılbaşı teması Noel, Hristiyanlar için bu ikili ayrı düşünülemez. Ama biz Müslüman toplumlar yeniyıla girişi kutlamayı neden Noel kutlamakla karıştırıp her sene "Yılbaşı kutlamak haramdır" gibi yerlere çekiyoruz?! Sana diyorum canım dindar, aynı şey değil, yeniyıla girerken içiyoruz diye sanmayın ki İsa'nın doğumu için mum yakıyoruz. Yılbaşı ağacı süslüyoruz diye sanmayın ki Noel Baba gelip çoraplarımıza hediye koyacak. Sadece, biz de miladi takvimle iş görüyoruz, o kadar.


Daha önce de izlediğim ama işte yazmadığım için hakkında çok bir şey hatırlamadığım bir film buldum, Love Actually (2003) için 7 puan vermişim zamanında, şimdi izledim yine 7 vermek istedim, beğendim yani, üstünden yıllar da geçse beğenilecek filmmiş demek. Noel zamanına denk gelen bir sürü aşk hikayesi anlatılıyor. Bu filmden on sene sonra -yine çok sevdiğim- About Time (2013)'ı da yazıp yöneten Richard Curtis, daha çok yazarlığı ile bilinen bir sinemacıymış. Yönettiği her filmde yer alan Bill Nighy ile arasının iyi olduğu söylenebilir. Bunun dışında hakkında çok fazla şey bilmiyorum.


Hugh Grant, Martine McCutcheon isimli bir aktrisle, devlet yönetmeye çalışan taze bir Başkan ile başkanlık ofisinde servis yapmaya çalışan bir kızı oynuyorlar; aşık oluyorlar. Bill Nighy, yaşı almış yürümüş bir popstarı oynuyor ve Noel günü hiç ummadığını birini gerçekten sevdiğini fark ediyor. Colin Firth, yeni kitabı için ücra bir kasabadaki tatil evine giden bir yazarı canlandırıyor, eve temizliğe gelen Portekizli bir kızı oynayan ise Sienna Guillory; tabii ki aşık olacaklar. Liam Neeson, keybettiği eşinden miras kalan 8 yaşındaki üvey oğluyla anlaşmaya çalışan acemi bir babayı oynuyor. Emma Thompson, Laura Linney, Martin Freeman, Elisha Cuthbert, Keira Knightley ve Alan Rickman gibi bildiğim isimlerin yanında, Heike Makatsch, Joanna Page, Olivia Olson gibi bilmediğim güzel kızlar yer alıyor. Bir de Claudia Schiffer küçük bir rolle misafir oluyor. Çok renkli, çok hareketli ve bereketli bir kadro. Ayrıca Liam Neeson'ın üvey oğlu rolünü oynayan sevimli bebe ise Thomas Brodie-Sangster, çok acayip bakıyor, ilginç çocuk, kocaman olmuş tabii şimdi...


Film, insanların artık eskisi gibi hiçbir şeyi sevemediğinden falan bahsederek başlıyor ama diyor ki "Havaalanlarına giderseniz göreceksiniz, insanlar birbirlerine çok güzel sarılıyor, sevgi hala oralarda bir yerde, sevgi hala içimizde" diyor. Bunu 17 sene önce demiş, günümüzde bu daha da beter bir his galiba, herkesin sevgisiz, tahammülsüz olduğunu düşünüyoruz. Ama aslında öyle olmadığını da içimizde bir yerde biliyoruz ve onun için çabalıyoruz. Film bunu anlatıyor. Adete göre Noel'de insanlar birbirine sevdiğini söylermiş. Biz de yılbaşında yapalım; sevdiğimiz herekese onları sevdiğimizi söyleyelim.


İyi seneler, hoş geldi 2020!..

31.12.19