5 Fingers (1952)


Türkiye'deki Alman Büyükelçiliği'nde görevli L. C. Moyzisch, emekli olunca anılarını kitaplaştırmış; 2. Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında Ankara'daki İngiliz Büyükelçiliği'nden gizli belgelerin sızmasının iç yüzünü anlatıyor ve bu olay İngilizleri epey geriyormuş. İngilizlerin tek yapabileceği, benzeri bir olayın tekrarlanmaması için önlem almakmış, o kadar.

Bu kitap yayınlandıktan hemen sonra Hollywood hikayeyi beyaz perdeye taşımak istemiş. Ajan filmleriyle tanınan sinemacı Joseph L. Mankiewicz yönetimindeki filmde başrolü yani Cicero'yu James Mason oynuyordu. Film çekimleri için Ankara ve İstanbul'daki gerçek mekanlar kullanılmış.


Dün izlediğim Çiçero (2019) ile az önce izlediğim bu siyah-beyaz filmin hikayeleri arasında epey fark var aslında ama temelde aynı. Bir kere 5 Fingers (1952)'ta kahramanın adı Ulysses Diello olarak değiştirilmiş; niyeyse.. Bu filmde sadece para için bu işlere girdiğini gördüğümüz Ulysses'in Türkiye hükümetiyle de uzaktan yakından bir bağı yok. Yani Çiçero (2019)'da gördüğümüz Türkiye'nin gizli koruması için belgelerde oynama yapması falan durumu burada yok, hiç bahsedilmiyor.

Hikaye Ankara'da ve özellikle İstanbul'daki konsolosluklar bölgesi Pera'da geçiyor. Kovalamaca sahneleri bile var, Karaköy, Eminönü ve Kapalı Çarşı koşturup duruyorlar. Arada yoldan tablacı geçiyor, "Domates, Salatalık!" diye bağırıyor. Hemen aklıma eskiden yazdığım Hollywood'daki Türkçe geldi..

Filmin temposu biraz ağır ama siyah-beyaz bir filme göre yine iyi akıyor. 5 Fingers (1952) zamanında En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo kategorilerinden Oscar'a aday gösterilmiş. Golden Globe'dan ise En İyi Senaryo ödülünü kazanmış. Filmin sonunda da kocamanca Türk makamlarına teşekkür var, filmin çekimleri konsundaki yardımsever tavırlarınız için 20th Century Pictures teşekkür eder falan diye.. Çok tatlı lan.. Şimdiki filmlerde teşekkürler en görünmeyecek yerde!..

8.12.19