Oğlan Bizim Kız Bizim (2016)


Dün gece yatmak üzereyken bi şeyler izleyerek uyuyayım diye açtığım bir film. Filmden tek beklentim ses miksajının düzgün yapılmış olması, ara ara çok yükselip beni uyandırmaması. Açtım filmi, yattım.

Görüntülerin üstüne kadro yazmaya başlar, font Comic Sans; gözlerimi kapattım.. Sonra çok komik bi şey oldu, yakaladı beni film. Zeynep trafiktedir, üstü açık arabasıyla. Kulağında telefon, elinde kahve, gayet iş kadını. Başka bir araç ters bir hareket yapar. "Ya sinyal versene!" diye bağırır, "Çıkmasın abi kadınlar trafiğe," biraz durur "gerekiyosa ben de çıkmam yani.." Tam o sırada, yazan yöneten Semra Dündar yazdı. Sonra Zeynep kahveden bi yudum alır, ağzı yanar.


Tam girişte böyle sevimli bir sahne olması güzel ama ben uyumak istiyorum. Barış araba tamircisi, babasının dükkanında çalışıyor. Müşterinin arabasıyla gezmeye gidecek seviyede sorumsuz. Babası kaç yaşına geldin evlen artık triplerinde. Barış hiç oralı değil. Diğer tarafta Zeynep'in düğün organizasyon işi var, çok sevdiği uzatmalı sevgilisinden her an evlenme teklifi bekliyor artık. Ama bırak evlenme teklifini oğlan biraz uzaklaşma peşinde. Radyo yarışmasındaki soruyu bilip Antalya tatili kazanan Zeynep ve Barış, kankileriyle sap sap tatile gidiyorlar. Ama totalde 2 erkek 2 kız yapar.

Tatil başlamadan ve tatilin ilk günleri kızlara karşı erkekler, survivor'a döner, bunlar birbirine gıcık olur ve baya savaş açarlar. Sonra birbirlerine ısınırlar ve Barış, 'erkekler ne ister' konu başlığından en klişeleri seçerek Zeynep'e yol gösterir ve kızın eski sevgilisini kazanmasına yardım eder. Ama tabii bu arada aşık olacaklardır.


Farkında mısınız bilmiyorum ama filmi gözümü kırpmadan izledim. Bildiğin film bitti, 'of çok kötü film' deyip döndüm arkamı yattım. Film kötü çünkü belli ki çok düşünmeden, uğraşmadan hazırlanmış hikaye, senaryo, set, müzik, kurgu, filmin adı.. Hepsi ya, hepsi tırt.. Merak ettim baktım, kim bu Semra Dündar diye: kırk yaşında bir abla, dizilerle başlamış işe, sene 2013 olduğunda sinemadaki açlığı görmüş ve Vay Başıma Gelenler (2013), Vay Başıma Gelenler 2,5 (2014), Aşk Nerede (2015), Tutmayın Beni (2016) ve bu Oğlan Bizim Kız Bizim (2016) yazıp yönettiği filmler. Yani piyasanın şifresini çözen bir sinemacıyla karşı karşıyayız. Çok kaliteli oyuncularla çalışamaz ve haliyle astronomik kazanamaz ama film isimlerine bakınca bile güzel para kazanır diyor insan. Milletin izlemek istediği şeyler yapmaya ant içmiş bu abla. Bi yerde şöyle bir yorum okudum: "Bu kadının senaryolarda yazdığı küfürlerin çoğunu ben duymadım, ne kadın ama!"

Biraz geri geleyim, "kaliteli oyuncularla çalışamaz" derken ne dedim lan ben?! Yani çok teklif alan, seçme şansı olan kaliteli oyuncular demek istedim aslında. Seçme şansı olan, herhangi başka bir şeyi seçer herhalde. Yalnız bakın ben ne yaptım, bokunda boncuk bulmak denir ya, hah, o boncuğu buldum, Melis Babadağ. Bu senaryoyla bu kadar başarılı iş çıkaran güzelliği bir de senaryoya daha çok benzeyen bir metinle düşünsenize.

Melis Babadağ, bildiğin çok güzel kadın, dizilerle popüler sanırım, çok sinema filmi yok. Sadece güzel bulduğum ama daha önce hiç izlemediğim bir güzellikti. İlk defa izledim ve aşırı beğendim. O ilk sahnede trafikte sinirlenen kadını, film boyunca evlenmeyi çok isteyen kadını, tatile gelmiş işkolik kadını falan hepsini çok güzel oynadı, filmi izleyebildiysem bu oyunu kaçırmamak için. Tebrik, takdir, kondisyon. İlginçtir, şuaraya koyacak fotoğrafını ararken öğrendim, galiba evliymiş ama siksen göstermezmiş kocasını, niyeyse. Biraz psikopatlık da var yani.. Belki de adam mafyadır, bilemem.. Mafya niye gözükmüyosa..

120117