Keeping Up with the Joneses (2016)


Düz eğlence filmi, güzel çalışılmış, aksiyonu kıvamında bir komedi. Kadro biraz dikkatimi çekti de oturdum izledim: Zach Galifianakis, Isla Fisher, -Mad Men- Jon Hamm ve -affedersiniz İsrailli- Gal Gadot. Yazan Michael LeSiuer, yöneten -Adventureland (2009)'ı falan da yapan- Greg Mottola..


İç mimar Karen ve İK'cı eşi Jeff, çocuklarını kampa gönderince evde bir anda baş başa kalmış tencere-kapak bir çift. Çok akıllı oldukları söylenemese de tatlı tipler. Önemsiz bir iş yaptığı düşünüldüğü için güvenlik sebebiyle şirkette herkesin interneti kapatılmış Jeff'inki açık. Onun için işi düşen Jeff'in odasına geliyor, bilgisayarı kullanıyor. Ulusal tehlikeye sebep olabilecek bir takım mailleşmenin incelenmesiyle Jeff'in bilgisayarına ulaşılıyor. Şirket içindeki bu hainin kim olduğunu bulmak için Jeff ve Karen'la komşu olacak bir ajan çift ayarlanıyor: Tim ve Natalie Jones.
Jonesların ajanlığını çözen çiftimiz Gaffneyler, planın bi yerden sonrasına dahil olarak haini bulmada Joneslara yardımcı oluyorlar. Bazı konularda ajan çiftten daha iyi oldukları da gözlerden kaçmıyor.

Ha bi de Isla Fisher'la Gal Gadot'nun öpüşmesi gözden kaçacak gibi değil. Böyle çok alakasız filmlerde çok alakasız tipleri çok alakasız durumlarda görmek bence asıl eğlenceli olan. Bu iki tatlı kızın öpüşme ihtimali sorulsa oranı çok düşük olur normalde ama komedinin mucizesi de burada zaten. Şunu demeye çalışıyorum, mesela Gal Gadot'yu serçe parmağıyla kulağını karıştırırken de görebilirdik ve yadırgamazdık ya da Isla Fisher'ı çocuklarının sümüğünü yalayarak temizleyen, köpek taklidi yapan bir anne olarak da görebilirdik yine yadırgamazdık. Çünkü çoğu arkası açık hikayeler, oturmayan karakterler, boş boş senaryolar, zaman ayırıp izlenecek şeyler değil ama işte sırf o tarz absürt şeyler yüzünden izliyorum.
Zira bir entelektüelin böyle filmler izlemesi dünyanın sonu sayılıyor..


Geçen gün bir söyleşisinde Dolunay Soysert'in senaristlere serzenişi vardı, yaklaşık olarak şöyleydi: "Gerçekten bıktım artık, yazılamamış senaryo okumaktan. Soruyorum bu nasıl bir karakter, ne oynamam gerek diye. İşte 30-35 yaşlarında bekar bir kadın. Bu kadar. Bu nasıl karakter yaratmak. Gerçekten çok zorlanıyorum, zorlanıyoruz. Adam olun akıllı olun.." falan falan yani. Anladınız di mi kadının derdini, umalım da piyasa senaristleri de anlasın, yazık değil mi dünya yeteneklisi kadınlara.. Adamlar çalışsın, kadınları yormayın..

Neyse filme puanım 4/10.. Bi de The Joneses (2009) diye bi film vardı, yine böyle banliyöde falan geçen.. Onlarınki de bir nevi emperyalizm ajanlığıydı, çok güzel filmdi mesela, 8/10'du o..

020117