Türk İşi Dondurma (2019)


Yapımcılığını Mustafa Uslu'nun yaptığı, standartların üstünde olan milliyetçi filmlerden. Standart nedir; yabancıya benzeyen yerli oyunculara kırık Türkçe konuşturmaktır. Milliyetçilik nedir, toprak, vatan, bayrak deyince oluşan iç kıpırdanmasıdır. Bu film ise standart üstü bir milliyetçi film, gerçek İngilizler, doğru bir aksanla yani olması gerektiği gibi konuşuyorlar, biz de kıllanıyoruz. Gürkan Tanyas'ın Çiçero (2019)'dan sonra yazdığı, gizli kalmış kahramanlık hikayelerine bir güzel örnek daha. Yönetmen ise, Ayla (2017) ve Müslüm (2018) gibi dikkat çeken işlerle bilinen bir isim, Can Ulkay.


Avusturalya'da, kangurular diyarında yaşayan üç Türk: Mehmet, Ali ve Salim. Mehmet Turkish Ice-Cream dediği Maraş dondurması işinde, Ali ise emektar devesiyle meydanlarda, festivallerde gösteri yapıp ekmeğini çıkarmaya çalışıyor, Salim de küçük bir tezgahla elma şekeri satıyor kasabada. Ali'nin Türk, Salim'in ise Avustralyalı bir eşi var. Mehmet boş durur mu, o arada hemen aşık oluveriyor bir Avustralyalı güzele. Derken I. Dünya Savaşı çıkıyor, İngilizler gelip Avustralya'nın gençlerinden askere gönüllü topluyor.


Zamanında gelip de Aborjinleri toprağından eden, oraya medeniyet getirdiğini söyleyen İngilizler, yetinmiyor şimdi de planları için ölecek adamlar arıyor. Avustralyalılar da mecburen yardımcı olmayı kabul ediyorlar. Derken Osmanlı'nın da savaşa dahil olduğu haberi çıkıyor ve bir anda kasabalının ateşli gençleri gaza gelip bizimkilere kötü davranmaya başlıyor. Bizimkiler de bir yolunu bulup, memlekete dönüp, milli nefsi müdaafaya destek olmak istiyorlar. (Şimdi olsa aynısı "Oha iyi yırttık yalnız, allahtan dünyanın bi ucundayız" duymak daha mümkün...) Tabii ki, ne vize veriliyor, ne gidiş izni, hatta diyorlar sizi burada öldürmemiz için bir sebep söyleyin Türk kardeşlerimiz. Hep bir ağızdan söylenmesi gereken "Sizin savaşınız değil bu! Savaş, iyi şey değil bu!"

Bu savaşta, Avustralyalılar, -sırf İngilizler istedi diye- hiçbir husumetleri olmayan Türklerle çarpışmak için Dünya'nın öbür ucuna, taa Çanakkale'ye gidiyorlar. Oraya gidince görüyorlar ki, ateşkes aralarında birbirine dostça davranıp, ateşkes bitince verilen emirler doğrultusunda birbirini öldürmeye çalışıyor insanlar. Büyük bir ironinin canlı tanıkları oluyorlar. Memlekete gidemeyen Salim, Mehmet ve Ali de topraklarını buradan savunmaya karar veriyor.


Ali Atay ve Erkan Kolçak Köstendil'in başrollerini oynadığı hikayede: Caner Kurtaran, Şebnem Bozoklu, Will Thorp, Marleen Mathews ve Alma Terzic isimleri yer alıyor. Tabii ki çok basite kaçtıkları, dandikleştikleri yerler de olmuş ama genel olarak standart üstü bir iş olduğu belli oluyor. Böyle bir hikaye, bir tık daha kaliteli olsa tadından yenmezdi ama buna puanım maalesef iki arada kalmış bir 5/10.

02.01.2020