Çağımızın en büyük sorunlarından olan işsizlik, bodrum katındaki evlerinde komşularının beleş wi-fi imkanlarından yararlanmaya çalışan Kim Ki-woo ve ailesini epey sıkıştırmaktadır. Ki-woo'nun bir arkadaşı, zengin bir ailenin ergen kızına İngilizce dersi veriyordur, bu çocuk okumak için yurt dışına gideceğinden yerine Ki-woo'yu önerir o zengin aileye. Yani bu ailenin en azından bir ferdi özel ders vererek eve ekmek getirebilecektir artık.
Henüz üniversite mezunu dahi olmayan Ki-woo, sahte bir diplomanın haricinde hareketleriyle ailenin gözüne girer. Bu zengin ailenin genç ve güzel annesi (Cho Yeo Jeong), Ki-woo'yu çok sever, sohbet ettikleri bir sırada küçük çocukları için bir sanat terapistinin iyi geleceği konusu açılır ve Ki-woo hemen çaktırmadan ablasını önerir; tabii bir arkadaşının arkadaşı olarak. Sonra o şoför olarak babasını önerir, sonra baba hizmetçi olarak karısını önerir derken bizim fakir ailenin her üyesi, zengin ailenin çalışanı olur. Tabii ki aile oldukları sırdır. Ve inanılmaz iyi oyunculardır. Baba profesyonel bir şoför, anne ise birinci sınıf bir hizmetçi olmak için çok dikkatli çalışır.
Bu işleri alabilmek için işten kovdurmak zorunda kaldıkları eski hizmetçi bir gün zengin aile evde yokken geri gelir. Ve olaylar gelişir, aksiyon başlar. İnanılmaz ilginç şeylerin yaşandığı, akıl almaz bir kurgu. Tam Güney Kore kafası diyorsunuz izlerken... Aile kavramına, toplum kavramına, ekonomiye, teknolojiye, sanata dair her konuda farklı bakış açıları sunan bir hikaye. Çok başarılı anlatım...
4 Ocak 2020