Beasts of No Nation (2015)


Nijerya kökenli Amerikalı yazar Uzodinma Iweala'nın 2005'te yayımlanan aynı isimli romanından, filmin yönetmeni Cary Joji Fukunaga tarafından senaryolaştırılan yapım bu sene ödül törenlerinde çok konuşulur bence. Efsane film olmuş. Başrollerde Abraham Attah ve Idris Elba var. Elba, Golden Globe'da En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülüne aday gösterildi bile, Oscar da akar muhtemelen.. Zaten Avrupa'dan ödülleri toplayan filmi, hemen devamında Netflix satın alıp internete koydu.. Bu da güzel numara ha..


Batı Afrika'da yaşanıyor dram. Savaş var. Çocuklar sokakta oyun oynuyor çünkü okullar tatil edilmiş, onlar da zaman geçiriyor işte. Başrolümüz Agu, semtin haylazı. Babası öğretmen ama şu sıralar tarlasını sığınmacılara açmaya çalışan bi yardımsever. Devletin askeri geliyor köyde terör estiriyor. Anne bi şekil ufak kardeşle beraber kaçıyor, Agu'nun babası askerler tarafından öldürülüyor. Abisiyle beraber ormana kaçıyorlar ve o sırada abi de vuruluyor ve artık hayatta tek başına kalan Agu, koşuyor ormanda.. Sonra yakalanıyor, direniş ordusu buluyor Agu'yu..


Kumandan, Agu'ya sahip çıkıp diğer çocuklarla beraber askeri eğitim aldırıyor. Agu artık istese de istemese de direniş ordusunda yerini alıyor. Çok kötü şeyler yaşıyor. Adam öldürüyor, arkadaşları ölüyor.. Kumandan, nereye çeksen oraya gidecek yaştaki Agu ve Strika'yı özel koruması yapıyor; her işinde kullanıyor. Öğretmen babanın haylaz çocuğu Agu'nun savaşçı olma hikayesi, psikoloji yıpratıyor.


İyi ki 'gerçek bir hikayeden alınmıştır' demedi filmin başında/sonunda.. İyice kötü ediyo öyle şeyler.. Gerçi bu olanların -bir yaklaşık sonuçla- yaşanan şeyler olduğu da çok gizli bilgi değil. En basiti, en yakını, hemen doğumuzda oluyor.. Benzer göç hikayeleri, benzer çocuk savaşçılar.. Yani filmde gösterilen, o çocukların nasıl elde keleş, karın aç bi şeyler yaptıkları; çok gerçek.. Filminde de söylenen o, bu çocuk hayatta kalsa bile o psikolojiyle, kime, neye, niye çalışacak.. En kötü ihtimalle yirmi sene sonra bu çocuklar adam olup bi şey üretecek, bi yerler yönetecek.. Onun için onlara iyi bakmalıyız.. Umalım da bu durumdaki kardeşlerimiz bu bataktan en az hasarla kurtulsun.. Dünya böyle böyle sıçıyo işte..


Film, iki saati biraz geçkin, molalı izlemekte fayda var, puan dersen 8/10.. Filmin yönetmeni Fukunaga, normalde, yani 2003'ten beri pek çok kısa filmler yapmış, yapana yardım etmiş; bu filme kadar üç tane de uzun metraj çekmiş. Ama asıl bilinmesi gereken: True Detective dizisinin efsane ilk sezonunun yönetmenliğini yapan adammış. Ben de yeni öğrendim, ayrıca sevindim. Bu arada True Detective dizisi iki sezondur harika giden bir psikolojik polisiye, o da şiddetli tavsiye..

21.12.15