Ara (2008)


Ümit Ünal'ın yazıp yönetip finanse ettiği Ara (2008), festival filmi gibi ama piyasa filmi de gibi, çok güzel de gibi ama az güzel de gibi, 'ara'da kalmış bir film işte. (Evet, yaptım bu kelime cambazlığını!)

Selen Uçer ve Erdem Akakçe var ön planda. Uçer de tıpkı film gibi arada kalmış bir hatun; güzelle değil arasında ama Sezar'ın hakkı Sezar'a, çok yetenekli oyuncu. Canlı izleyemedim henüz -tiyatro falan- ama kamera önü baya iyi bence. Geçen sene Kuçu Kuçu oyununu oynuyorlardı Özgü Namal'la beraber, bu sene de devam ederlerse gidesim var. İlk oynadığı sinema filmi de yine Ümit Ünal'ın yazdığı Anlat İstanbul (2005)'muş.
Filmimize dönelim: buradaki performansını da görün bence, hele Akakçe'yle uyumlarına bayıldım. Erdem Akakçe de ilk sinema filmi olarak Kolay Para (2002)'da rol almış. Kendisini en son Gezerken isimli park tiyatrosuyla izlemiştim. Çok takdir ettiğim bir abimizdir. Bu ikili, birkaç projede daha beraber çalışma fırsatı bulmuşlar, araştırın meraklılar.


Serhat Tutumluer ve Betül Çobanoğlu ise filmdeki diğer iki ana karakteri oynuyorlar. Tutumluer'i en son Demirkubuz'un Yeraltı (2012)'sında izlemiştik, Çobanoğlu ise şu sıralar 'Bitmeyen Şarkı' diye bir dizide oynuyormuş. İkisinin de bu filmdeki performansları gerçekten çok iyi. Ben zaten çok ön plandakinin bi tık altındaki karakteri daha çok izliyorum filmde, daha eğlenceli oluyor, deneyin bi ara.

Kısaca bir de konudan bahsedelim: Ender ve Gül'ün tek seferlik diye başlayan ilişkisi tahmin edilenden uzun sürer ve sevgili olurlar. Normal bir ilişkide olması gereken her şey oluyordur, kıskançlıklar, bağrış çağrış, sevişme, ufak kaçamaklar.. Ender'in en yakın arkadaşı hatta ortağı olan Veli'yle, Ender'in çocukluk arkadaşı Selda da sevgilidirler. Elimizde iki çift vardır, biz de bunların dertlerine, zevklerine, düşüncelerine misafir oluruz. Bi de aldatmacalarına hep.


Tek mekanda geçmesi, filmi acayip yapan özelliği, işte festival filmi yapan kısmı da bu. Kurgusu da fena değil aslında, hikaye bize tecavüz ediyor yani gitmeli gelmeli kurgu, bi öncesi bi sonrası, çaktın mı?!

Yalnız, Ender-Gül çifti ayrıldıktan sonra birbirlerine benzeyen insanlar bulup sevişiyorlar ya, hani, intikam mı, özlem mi tam bilinmiyor? Filme renk katmış ama bence gerek yokmuş, siyah beyaz hali iyiydi hikayenin.


Saygılar, tavsiye butonuna bastım.
Ayrıca bu yazı kesmeyip inceleme yazısı isteyene öneri: Seçil Büker'in derlediği Karpuz Kabuğu Denize Düşünce kitabında Şeyma Balcı yazmış..

30.09.2013