Phantom Thread (2017)


Her işini iyi yapan adam böyle değildir ama böyle adamlar genelde işlerini iyi yaparlar. "Nasıl adamlar" dediğinizi duyar gibiyim; bahsettiğim adamlar mükemmelliyetçi, disiplinli hatta zor insanlar olarak sıfatlanır, hadi yabancı yok burada, gıcık, kıl, uyuz da denir çoğu zaman.

50'lerde Londra'da geçiyor hikaye.. Memleketin meşhur elbise tasarımcısı Reynolds Woodcock, orta yaş üstü yakışıklı bir adam, evlenmemiş, ablasıyla beraber aile mesleği olan terzilik işini büyütmüş, bir çok ünlü ve zengin ismi hatta prensesi giydirmiş. Woodcock markasını zirveye taşımış. Bir gün bir restoranda garsonluk yapan Alma ile tanışır. Alma, Reynolds'un gıcıklıklarıyla çok geçmeden tanışır ama belli ki hoşuna gider bu tavırlar. Evet anlaşmak zordur bu adamla ama keyifli olan zoru başarmaktır. Mıdır?! Emin miyiz?!

Çok güzel hikaye, aman da nasıl efsane falan diyemem ama güzel, teknik olarak başarılı, seyir zevki kuvvetli bir film. Reynolds Woodcock rolüyle efsaneleşen bir Daniel Day-Lewis var orta yerde. Hani zaten beğenilmeyen performansı yok, çok iyi oyuncu ama bu havasını daha bi sevdim. Herkeste vardır o, yaparken fark edersiniz gıcıklık yaptığınızı ama onu yapmanız gerekiyordur, durdurmazsınız kendinizi. Bu, numara yaparsınız anlamında değil, olması gereken odur, normali odur diye yaparsınız. Yani Reynolds Woodcock, zor adam olduğunu bilir, çünkü böyle olmak lazım gelir ona.. Alma ise bunları bir zaman oyun olarak değerlendirir, patronluk taslıyor gibi yorumlar. Alma'yı Lüksemburglu Vicky Krieps oynuyor. Abla Cyril rolünde de Lesley Manville var.


Hikaye ilginç bir tepkiyle finalleniyor. Çoğu kimsenin beğenmeyeceği, anlamsız bulacağı bir tepki belki. Ama ben sevdim. Yazan yöneten Paul Thomas Anderson, ilginç bir sinemacıdır, Daniel Day-Lewis'le daha önce There Will Be Blood (2007)'ı yapmıştı. Lewis o filmle 2. Oscar'ını kazanmıştı. Phantom Thread (2017) ile de 4. Oscar'ını almaya çok yakın şimdi. Lesley Manville ise ilk defa Oscar'a aday gösterildi bu sene. Bu iki performans kategorisinden başka dört adaylığı daha var filmin: En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kostüm Tasarımı ve En İyi Müzikleri.. Rakiplerini görmek ve kehanetlerimden haberdar olmak için buraya bakabilirsiniz.

Filmin müziklerini Jonny Greenwood yapmış, zaten bütün filmlerinin müziklerini ona yaptırıyor Anderson. Ama bu seferki başka olmuş, çok başarılı. İlk kez Oscar'a aday gösteriliyor Greenwood, bence tamamdır, olması gereken budur, heykelciği de alır bak yazıyorum buraya. Bi Greenwood, bi Day-Lewis; filmin yıldızları..

11 şubat 2018