American History X (1999)


Eşitlik diyerek siyahlara pozitif ayrımcılık yapıldığını düşünen, toplumun saf-beyaz anarşist gençlerinin birbirlerini gaza getirmeleriyle ortaya çıkan çeteler, tüm dünyanın cani dediği Hitler'e sempati duymaya evrilirse ne olur?!. Neonazizm deniyor buna, Dazlaklar.. Bu filmde Amerikan karşılığını izliyoruz. Pek çok ülkede, kültürde kendine yer bulmuş bir akım bu, ırkçılık temelli farklı kabullenemeyişler. Fakat unutulmasın, aşırıya kaçtığında zararlı oluyor bu kabullenemeyiş. İlber Ortaylı'nın bir lafı var, "En az milliyetçi yine Türkler, o kadar da olması lazım zaten!" diye. Film 90'lı yıllarda geçiyor. Hala daha devam etmiyor mu sanki?!. En basit, en yakınımızda ve bu yüzden de en yakıcı olan örneği vereyim hemen, -artık kimlik aldıkları için şöyle de diyebiliriz- Suriyeli Türkler!


Derek Vinyard, genç yaşta itfaiyeci babasını kaybetmesinin ardından, içinde bastırılmış milliyetçi duygular açığa çıkmış. Fakat iyi eğitimli olması ve düzgün bir ailede büyümesi bu aşırı duygularını frenlemesini sağlıyor. Gün geliyor, fren tutmaz oluyor; gençlik ateşiyle anarşist eylemlere kalkışıyor arkadaşlarıyla. Asya-Amerikan bir sahibi olan ve Asya-Amerikan işçiler çalıştıran bir markete saldırıyorlar: "Bizim mahallemizde, biz iş bulamazken siz burada ne ayak!" diye dalıyorlar cam çerçeve. (Suriyeli Türkler örneğini hatırlatmam gereken nokta burası!) O saldırıdan sonra çete, 'çete' oluyor ve toplantılar düzenleyip, silahlanıp, çeşitli gaz verici konuşmalarla aşırıya yönlendiriyorlar birbirlerini. Bir gün arabasını soymaya çalışan Afro-Amerikan üç kişiye silahını doğrultan Derek, ikisini öldürüp hapse giriyor.

Film bundan sonra başlıyor asıl. Hapse girmiş abisini rol model edinen Danny Vinyard ve hapiste bambaşka bir adam dönüşen Derek Vinyard. Öncesinde Derek'in, şimdi de Danny'nin öğretmeni olan gayretkeş siyahi Dr. Sweeney'nin, Danny'ye hastalıklı görüşleri konusunda yardımcı olma çabası takdir edilesi.

David McKenna'nın yazdığı Tony Kaye yönetimindeki film, 'ırkçılık yapmayın' diyemiyor. Gösteriyor ki bazen eşitlik diyerek pozitif ayrımcılık yapılıyor olabilir, bunun engellenmesi de gerekiyor olabilir ama bunu yaparken hırslarınıza kapılıp insanlıktan çıkmak doğru değildir. Nefret duygusu çoğu zaman sahibine zarar verir. Bu duyguya sahip bireylerin çoğalması da toplumu yozlaştırır. Film söyleyeceğini söylüyor, çekiliyor kenara. Peki gerçek hayatta ne oluyor?! Dün akşam haberlerde vardı, artık Türk vatandaşı olan Suriyeli bir delikanlı, İstanbul'da genç bir kıza saldırmış, taciz etmiş. Bir önceki haber de Suriye'de şehit düşen Türk Askeri haberi. Annem diyo ki "Al, buyur!" Kim, nasıl demesin, "Al, buyur!"..


imdb.com'un En İyi 250 Film listesinde 31. sırada yer alan American History X (1999)'in başrolü Edward Norton, o sene Oscar'a da aday gösterilmiş ama ödüle -İtalyan filmi olan- La Vita e Bella (1999) ile Roberto Benigni'yi daha layık bulmuş Akademi. "Al, buyur!"

20 şubat 2018