The Post (2017)


Gazetecilik çok acayip meslek. Dergicilik yaptım hasbelkader ama gazete kısmet olmadı henüz. Mühendislik okurken aklımdaydı gerçi, bırakıp gazetecilik falan okusam diye ama nereye bırakıyosun. Hayır bi de inat edip on senede anca bitirmek nedir, bıraksana işte. Kıbrıs'ta iş ararken gittim başvurdum bi gazeteye, dergiciliğe benzemez dediler, almadılar.
-Hey, evlat! Gazeteci mi olmak istiyorsun, git kendini becer?!
-Ogey!

Meryl Streep'e 21. kez Oscar'da performans adaylığı almasını sağlayan filmde, Tom Hanks'in yanı sıra Alison Brie, Sarah Paulson ve Bob Odenkirk gibi isimler yer alıyor. Steven Spielberg yönetimindeki filmin bu sene Oscar'daki diğer adaylığı ise Yılın En İyi Filmi kategorisinden. Film cidden başarılı, hele iki sene önce ödüllere doymayan Spotlight (2015)'la ruh ikizliğine bakılırsa kazanması da şaşırtmaz kimseyi. Filmin hiçbir yerinde 'True Story' yazmıyo ama anlatılan şey gerçek; isimler, kurum ve kuruluşlar, vakalar..


İstifa eden tek ABD Başkanı unvanı taşıyan Nixon'ın görevi bırakmasına sebep olan Watergate Skandalı konu ediliyor. Nixon'ın telefonlarının dinlendiği ve yazılı kayıt altında olduğu öğrenilince skandal ortaya çıkıyor. O dönem Amerika Vietnam'a özgürlük getirmişti. İşte konuşmalar da Vietnam'a neden girildiği üzerine olunca bir anda dikkat çekici bir hal alabiliyor.

Washington Post gazetesi, geleceği çok da parlak olmayan bir yerel gazetedir. Kocasının ölümünden sonra Kay Graham yönetimi ele almış ama önemli kararlar vermekte hatta fikirlerini dile getirmekte zorluk yaşamaktadır. Gazetenin müdürü Ben Bradlee de cevval bir adamdır ama epeydir ellerine sağlam bir haber geçmemiştir. Sonra bu Nixon belgelerinin bir kısmı çıkar ortaya, ama New York Times herkesten önce davranmıştır, sayfalarca metinden oluşan belgeler gün gün yayınlanacaktır. Olay olur tabii, eylemler başlar, hükumet konuyla ilgili yayın yasağı getirir. Bu arada Bradlee'nin ekibine de başka belgeler ulaşır. Yayın yasağına rağmen haber yaparlarsa, hapse girebilirler ama bu hem basın özgürlüğü, hem vatan sevgisi içeren bir davaya dönüşmüştür. Graham'in bi karar vermesi gerekir.

Muhteşem heyecanlı, çatır çatır ilerleyen bir hikaye. Tom Hanks çok tatlı adam bi kere; sanki oynadığı karaktere bürünmüyor da, karakter zaten var, o Tom Hanks'in bazı huylarına sahip gibi oluyor. Anlatabildiğimden pek emin olamadım, rol yapmıyor gibi, samimiyetini hiç kaybetmiyor gibi demek istedim. Mesela Meryl Streep için aynısını söyleyemem, o da çok iyi oyuncu ama bambaşka oluyor işte. Neyse. Bu, bu sene izlediğim iyi filmlerden. Mesela prodüksiyon tasarımı konusunda en az The Shape of Water (2017) kadar iyiydi, neden adaylığı yok?!. Neyse. Oscar'da aday olduğu kategorilerdeki rakiplerini görmek ve kehanetlerimden haberdar olmak için buraya bakabilirsiniz.

5 şubat 2018