A Hologram for the King (2016)


Geçen facebook'ta denk geldim galiba, Tom Hanks sabah sporunu yaparken parkta fotoğraf çektirmeye gelen gelin damatla rastlaşıyo, tebrik mebrik, baya mutlu oluyo çift. Tom Hanks'i oldum olası sevdiğimi o videodaki mütevazı hareketini görünce tekrar hatırladım. Bayadır bi filmini izlemediğimi fark ettim sonra, en son Bridge of Spies (2015)'ı izlemişim.

Dave Eggers'in aynı isimli kitabı 2012'de yayımlanmış, Türkçe'ye de 2015'te çevrilmişti. Bizde çok satmadı ama belli ki Amerika'da tutmuş, ki filmini yapacakları duyruldu geçen sene. Filmi de kitabı kadar ilgi gördü galiba, sönük kaldı biraz. Zaten öyle büyük bir olayı da yok filmin, kendi halinde, kimseye zararı olmayan bir hikaye. Kitabı senaryolaştırıp yöneten Tom Tykwer, Perfume: The Story of a Murderer (2006) ve Cloud Atlas (2012) gibi filmler yapmasına rağmen hala Lola Rennt (1998)'le tanınan biri. Koş Lola Koş dersem bilirsiniz.


Alan Clay, Amerikalı başarılı bir pazarlamacıdır ama bir süre sonra işler istediği gibi gitmez, karısından boşanır, işinden olur, nafaka, kızının okul masrafı derken dibi görür. Son çare bir bilişim şirketinde işe girer, onda da Suudi Arabistan'a yolculuk icap eder. Şirket, hologramlı iletişim teknolojisini Arap Kral'a satmaya çalışmaktadır. Alan, Cide'ye gelir, üç kişilik bir ekibin yöneticisidir orada. Kral'ın çalışanları bir çadır tahsis etmiştir ekibe, orada hazırlık yapılır. Ama top sakallı Kral ülke dışındadır, ne zaman geleceğini kimse bilmemektedir. Alan da sırtındaki şişlikle uğraşmaya başlar bu boş zamanında.


Arap kültüründeki o saçma zenginliği çok güzel gösteriyor film. Çöl, hiçbir şey yok, toz, duman, sadece bi oda var dökük binada ama süper lüks döşenmiş. Bilgisayar oyunu hissi var zaten oralarda, bi anda havaya uçma tehliken de var, üstsüz Arap bir kadın doktorla yüzme ihtimalin de. Aman aman bi film değil ama bazı sahneleri gerçekten görülmeye değer.
Arap dediğin adam hakikaten fantastik.
Benim puanım 5, izlense de olur izlenmese de..

Tom Hanks'ten başka kim var filmde, Alexander Black var, gerçekten başarılıydı eleman; Sarita Choudhury, Sidse Babett Knudsen, Tracey Fairaway ve Jane Perry.. Sidse'yi şu sıralar Westworld (2016- ) dizisinde izliyorum, o da ilginç dizi he, güzel kafa yapıyo.. Tracey de zaten tatlılıktan ölen kızlardan ama ne varsa gidip korku sinemasına yapışıyolar genelde, ben izlemiyorum abi korku filmi, oğuüçün çok denk gelemiyorum böyle kızlarla.. Bu arada filme karşı çok sert yorumlar dinlemiştim, rezalet, çok kötü, bok bildiğin falan gibi ama ben katılamıyorum onlara.. Demek ki herkesin giydiğine kimse karışamaz..

18-10-2016