Last Days (2005)


Gus Van Sant ismini duydunuz mu? Kentuckyli yönetmen amcamız kendisi. Alfred Hitchcock'un, Robert Block'un aynı isimli romanından uyarladığı Psycho (1960)'yu, 98'de yeniden uyarlayan ulvi kendisi. Oysa bu fiyaskosundan bir yıl önce Matt Damon ve Ben Affleck'in beraber yazdıkları Good Will Hunting (1997) filmini yöneterek 'en iyi senaryo' ve Robin Williams'ın da 'en iyi aktör' Oscar'ını kazanmasına vesile olmuştur. (Bu filme toplam 9 adaylık vermişti akademi o sene) Sant, aynı zamanda Milk (2008)'in ve Paris, Je T'aime (2006)'in Le Marais kısmının yönetmeni. Yani aslında iyi sinemacı ama Psycho (1998) niyeyse..


Last Days (2005) başlar başlamaz ben sıkıcı bir filmim diyor. Sarışın bir adam kendini asıl çevresinden soyutlayıp sakin, kafa dinlemelik bir yere kaçmış. Ama evdeki -kim olduklarını anlamadığım- bir takım kişiler de oradalar; neden oradalar? Bu sarışın adamın adı Blake (Michael Pitt), müzikle uğraşıyor ve kimseyle görüşmek istemiyor. Biri onunla konuşmaya çalışınca cevap vermiyor ya da veremiyor. Konuşmayı unutmuş olmasından şüpheleniyorum. Evde genel olarak çıplaklık hakim, olur da giyinirlerse pis şeyler tercih ediliyor. (Sırf bunun için izlemeyin de filmi, abarttım çünkü..)


Asıl olaya gelecek olursak, Kurt Cobain'in son günlerinin işlendiği bir biyografi bu. Yani evet sonunda adam intihar ediyor. Ayrıca bu açıdan bakınca filmin boğukluğuna anlam vermek de mantıklı geliyor.

8.11.2012