Perfetti Sconosciuti (2016)


Psikolog eşinden gizli terapiye giden Rocco'ya durumu öğrenen eşi soruyor: "İşe yarıyor mu bari?" Rocco diyor ki: "Sen söyle.. Ama şu kesin ki, bu sayede alttan almayı öğrendim. Her tartışmayı bir üstünlük savaşına çevirmemeyi. Ve bunun erdemli bir davranış olduğunu.. Tartışmalarında geriye bir adım atanların kalıcı çiftler olduğunu fark ettim. O geriye adım aslında ileriye bir adım oluyormuş." Tamam, bu biraz klasik gelmiş olabilir şuna ne diyeceksiniz: "Nasılsın?" diye mesaj geliyor Lele'nin önündeki telefona, cevap yazmak istemiyor, Peppe de "Mesajlara cevap yazmayanları anlamıyorum, birisi senin hatırını sormuş, iki saniyeni almaz, ne olur -iyiyim, sağ ol- yazıversen yani?!" Hmm bu da mı gol değil. O zaman Rocco'nun kızıyla -aslında gizli olması gereken- telefon konuşmasını dinleyin. Nasıl ebeveyn olmak gerektiği konusunda güzel bir ders içeriyor.

Bir arkadaş toplantısındayız. Ay tutulmasının olduğu gece, yedi arkadaş yemek yiyorlar Rocco ve Eva'nın evinde. Çift, çift, çift ve sap şeklinde yedi kişiler. Sırlardan konu açılıyor, gayet samimi olan bu arkadaş grubu birbirlerinden gizli saklı bir şeyleri olmadığını söylüyor bir ağızdan. Sonra oyun olsun diye cep telefonları çıkıyor, masalara konuyor. Gelen eden her şey ortada olacak. Başta, bir gazla "Yok ya ne gizli saklım var ki benim" diyen herkesin bir şeyleri dökülüyor masaya. Çok keyifli gibi ama aslında gerilimli bir oyun. Bu sırada da size yukarıda birkaç örneğini verdiğim, sosyal hayat, ilişkiler, çocuklar, ailecilik, cinsiyetçilik falan her konuda konuşuyorlar.


İtalyan sinemacı Paolo Genovese'nin yönetmenliğini yaptığı, senaryosunu dört arkadaşıyla beraber yazdığı film çok popüler oldu dünya çapında. Ülkemizde Cebimdeki Yabancı (2018) ve İspanya'da Perfectos Desconocidos (2017) isimli uyarlamaları çekildi. Fransız versiyonu Le Jeu (2018) da yakın zamanda yayınlanmak üzere hazırlanıyormuş. Hollywood versiyonu da kaçınılmaz bence, pahalı oyuncuları toplayıp şöyle, gişesi garanti bir film çekebilirler her an. Bir yorum görmüştüm, Black Mirror işlerine benzetmiş biri, çok doğru, yumuşatılmış bir hali gibi ama kesinlikle teknolojinin hayatımıza yön verdiği konulardan birine dikkat çekiyor film; tıpkı Black Mirror gibi. Aslında çok sır gibi olmayan ama ortaya çıktığında başımızı derde sokabilecek binlerce bilgi içeriyor telefonlar. Sonuçta herkesle her şeyi paylaşamaz insan, açık sözlülüğün bir sınırı vardır sosyal çevrede. Zaten bir de işin içine Şekspiryen bir yanlış anlama bulaşdıysa, vur davullara. Yalnız bir İtalyan filminden eşcinsellik hakkında bu kadar sert çıkışlar beklemezdim doğrusu. Yerli versiyonunda izlesem çok yadırgamam belki ama..


Gayet başarılı, hikaye üzerine yoğunlaşan tek mekan filmlerden. Büyük bir çoğunluğu yemek masasının başında geçiyor. Bizdeki versiyonunu henüz izlemedim ama tanıtım videosunda, yemek hazırlama sahneleri ve müzikler göz doldurucu duruyordu.. Dinamik tutmak adına yer yer yükselen bir kurgu hazırlandığı hissediliyor onda. Bunda ise ortamı hareketlendirecek bir numara yok, gayet gerilim dozu yüksek başlıyor ve tekdüze, sonuna kadar da koruyor o havayı. Ve modern bir final yapıyor..

Cebimdeki Yabancı (2018)'yı Alper Kaya yazmıştı film vizyondayken, rica ettim, aldım buraya. Aynı konunun iki farklı yönetmen tarafından işlenmesine paralel olarak aynı konuya sahip iki farklı filme iki ayrı yazardan cümleleri aynı blogta buluşturmak istedim. Kimseye bir faydası olmayacak belki ama hoş olur diye düşündüm. Sevgiler..

27 nisan 2018