Senna (2010)


Gelmiş geçmiş en iyi belgesel filmler arasında sayılırken duydum hep. Çok sık belgesel izleyemiyoruz tahmin edersiniz ki ama izleyince de güzellerini, etkileyicilerini tutturmak istiyoruz. Konusu ilgimizi çeksin, anlatım dinamik olsun, yeni şeyler öğretsin.. Kriterlerim bunlardır benim.

80'lerin sonu 90'ların başı.. Genç yaşta gokartla başladığı sürüş sporuna -ailesinin hali vakti yerinde olmasıyla, kolayca- formula ile devam eden Brezilyalı Ayrton Senna'nın, çok kısa sürede büyük başarılara imza atması ve dünya çapında tanınan, etkili bir sporcu olmasını izliyoruz. Evet, zengin çocuğu, 21 yaşında evlenip 22 yaşında boşanmış.. 24 yaşında, 84'te Toleman markası ile çıktığı ilk formula yarışında dikkatleri çekmiş, hemen daha büyük bir takıma, Lotus'a geçmiş. Üç yıl Lotus'la zirveyi zorlayıp, McLaren'a geçtiği beşinci sezonunda şampiyon olmuştur. Sonraki üç senesinde de McLaren'la iki dünya şampiyonluğu daha alacaktır.


Neydi kriterlerimiz, birincisi, konusu ilgimizi çeksin.. E, güzel, parlak bir kariyer, başarı öyküsü izlemek keyifli.. Ama kesinlikle bir formula tutkunu değilim, araba kullanmasını bile çok beceremem daha, beni çok heyecanlandırmaz motor sporları ama burada başka bir hikaye var. Anlatım dinamik olsun, ikinci kriterimiz; büyüleyici resmen anlatımı. Çünkü Ayrton çoğu zaman bizzat konuşuyor, ünlü ve çok açık sözlü olduğu için, gizli gizli değil her şeyini kameralar önünde yapmış, tam düşündüğünü söylüyor, kendini açıkça ifade etmekten çekinmiyor. Yani başkasının anlatmasına çok gerek kalmadan güzelce bütün hikayeyi anlatıyor kendisi. Kurgusu çok başarılı, anlatıma çok katkısı var. Üçüncü ve son kriter olan yeni şeyler öğretmesi görevini zaten çok kolay yapıyor. Senna'nın yükselişe geçtiği zamanlar Brezilya ekonomik ve refah anlamında bitik bir ülke olmaya başlamış ve kime sorsalar, "Ülke bu haldeyken Senna başımıza gelen en iyi şey", "Ülkemiz için büyük gurur kaynağı" falan diye konuşuyor. Ayrton'u da kazandığı astronomik paraları ülkesindeki çocuklara fayda sağlayacak şekilde kullanma derdinde olarak görüyoruz. Yani dönemin sosyal şartlarına da bakış açısı kazandırıyor film.

McLaren'a geldiğinde takım arkadaşı olduğu Profesör lakaplı Fransız Prost'la daha ilk yarışında çekişme başlıyor. "Sonuçta yarış yapıyoruz, kazanmak için riske girmek zorundayız" diyen Senna'nın tehlikeli hareketleri hep dikkat çekmiş. Evet, işin fıtratı bu, tehlikeli spor; o zaman ona göre önlemler almak gerekir. Kariyerinde 4 şampiyonluk bulunan Prost en son McLaren'dan ayrılırken, gittiği takımlara Senna'yla çalışmama şartı koymuş, "Bir daha onunla takım arkadaşı olamam" diyor. Ama Senna'nın cenazesinde de tabutu ilk sırtlananlardan biri yine Prost oluyor. Evet, Senna ölüyor, hem de bol bol mücadelesini verdiği, araçlarda yapılan teknik değişikliğin tehlikeli ve pist kenarında sürüş güvenliği açısından sakıncalı durumlar olduğu itirazlarını en çok yapan yarışçı olarak. Sebebi tam bilinmeyen kazada kafasına darbe aldığı söyleniyor. 34 yaşında hayatını kaybeden Senna tarihe çok güzel geçiyor. Hırsı ve yeteneğiyle hatırlanıyor.


Neredeyse bütün hikayesini kendinden dinlediğimiz Senna'nın öldüğünü televizyon spikerinden duyuyoruz. Senna'nın gördüğü son şeyleri de görüyoruz araç kamerası sayesinde. İnanılmaz etkileyici o görüntüler.

Filmin sonunda da, bu kazadan sonra güvenlik risklerine dikkat çekildiğini ve bir daha hiçbir yarışçının ölmediğini okuyoruz. İlk ölen formulacı değil belki ama son olmuş. Belgeselin yönetmeni İngiliz Asif Kapadia da bununla değil belki ama Amy (2015) ile Oscar kazanmış. Senna (2010)'yı ilk Cobain: Montage of Heck (2015) izledikten sonra çok övmüşlerdi, "Asıl bir de bunu izleyeceksin" diyerek.. Sonra çok kez duydum, ancak izledim. Çok başarılı belgesel gerçekten.. Amy (2015)'yi de izlemek istiyordum epeydir.

Bir de 70'lerde geçen formulacı hikayesi Rush (2013) var, o da güzel filmdi. Bir bakmak isteyebilirsiniz.

25 nisan 2018

Hemen düzeltiyoruz: Dikkatli okuyucularımızdan, değerli arkadaşım Ogün Ayoğlu'nun uyarısıyla öğreniyoruz ki formula dünyasında hayatını kaybeden son sporcu Fransız Jules Bianchi olmuş. 2015 senesinde olduğu için filmin bundan haberi yok, ben de yeterli araştırma yapmamamdan kaynaklı hatalı bilgi girmiş oldum. Bianchi, kaza yapan başka bir yarışçının pistten çekilmesi sırasında servis vincine çarpmış. Yani yarışla alakası olmayan, güvenlik açığından kaynaklı bir kaza.. İş Güvenliği Uzmanlığımı alınca, yarışma güvenliği üzerine mi çalışsam acaba..

25 nisan 2018