8 Saniye (2015)


İlk dakikalarda, galiba tırto bi film bizi bekliyor diye düşündüm, ortalara doğru güzelleşti film, bir süre sonra son zamanlarda izlediğim en etkili film oluverdi, sonlara doğru etkisini kaybetti ve idare eder bir film olarak final yaptı. Yani çok güzel film olabilirmiş, teknik yeterliliği sağlansa festivallerde olay yaratırmış. Belki de yaratmıştır ama ben duymadım. Yeri geldi diye söylüyorum, galasına da davetiyem vardı, yanıma birini bulsam giderdim, bulamadım gitmedim. BKM yapımcılığındaki film çoğun Almanca ilerliyor, arada Türkçeleşiyor, çok az da İngilizce içeriyor.


Esra, Almancı bir ailenin en küçük kızı. Rüyaları hayatını çok etkileyen bir kız bizimkisi. Bütün ablaları evlenip gidiyor, yaşlı anne babası da şehir merkezinden taşınmaya karar veriyor. Esra, okulu gereği büyük ablası ve eniştesinin evinde büyüyor; genç bir kız olduğunda eniştesinin 'taş fırın erkeği' baskıları artıyor. Esra yapı gereği özgür bir kız, "Niye öyle yapmak zorundayım?" diye dolaşan kızlar var ya, onlardan. Bir süre sonra Esra, eniştesinin dilinden kurtulmak için sevgilisi Tayfun'la evlenmeye karar veriyor. Evlilik aşkı bitiriyor galiba, Tayfun da 'taş fırın erkeği'ne bağlıyor. Kavga dövüş ayrılıyorlar. Esra'nın rüyaları hayatını iyice ele geçirmeye başlıyor bir yandan. Yalnız kalınca hayat Esra için iyice zorlaşıyor. Allahtan bir süre sonra Mo ile tanışıyor. Çılgınlık seviyeleri eşit olan bu çiftimizin ilişkisi gayet de güzel ilerliyor fakat yine olanlar oluyor. Yine bi "Ben sana bakarım"cı erkek tavırları, nedir arkadaşım Esra'nın bu sahiplenici erkeklerden çektiği. Oysa ne de güzel başlıyordu hepsi.


Esra karakteri, erkek egemen tribiyle yaşamayı kabul edemiyor, niye etsin, çok haklı. Çocukluğundan beri sahip olduğu farklı hislerle bambaşka bir dünyası var onun, hayatı zindan eden rüyaları var. Esra karakterini Esra İnal oynuyor. Zaten hikaye kendi hikayesiymiş, senaryoyu da kendisi Nuran Evren Sit'le beraber yazmış. Yönetmen koltuğunda ise Ömer Faruk Sorak ve Birkan Pusa'yı görüyoruz. Filmde rol alan diğer önemli isimler ise şöyle sıralanabilir: Fırat Çelik ve Fahri Yardım. Bak bu üç isim -Esra, Fırat, Fahri- efsane başarılılar, çok beğendim. Ki Esra İnal oyuncu falan da değil yani. Filmin temposuna da bayıldım. Bir tek efektler can sıkıyor, onun dışında gayet güzel iş çıkmış.

Film nihayetinde Don Miguel Ruiz'in öğütlerine bağlanıyor. Ruiz, Meksikalı bir filozof, psikolog ya da o ayarda biri işte. Esra İnal, filmde de anlatıldığı üzere sıkıntılı zamanlar geçirmiş ve iç huzuru bulduğunda yanında Ruiz varmış, hocası olmuş. Epeydir Esra İnal hayattan çıkardığı dersleri seminerlerde anlatıyormuş, bir gün Ömer Faruk Sorak ve eşi gitmiş demiş senin hikayeni film yapalım, olan bu.. Filme puanım 6..

17.05.2017