Aşk Tutulması (2008)


Bir Murat Şeker filmi. Murat Şeker kimdir peki? 2 Süper Film Birden (2006) ile beni kazanmış, fanatik Fenerbahçe taraftarı bir yönetmen -'rejisör'ü tercih ediyor galiba- sinemacı işte. Böyle bıyıklı sevimli bir adam, geçtiğimiz haftalarda direnişte, Gezi Parkı'nda sık sık denk geldim kendisine. Daha önce de denk gelmiştim, anlatıcam.


Öncelikle Fener'li olmayana zulüm gelebilir bu film baştan uyarmakta fayda var.
Uğur, ilaç mümessili, koyu Fener'li bir kardeşimiz. Takımını o kadar çok seviyor ki kendi çapında inanç sistemleri de yaratmış; totemleri var, mesela, bazı maçları izlemediği zaman kazanacaklarına inanıyor ve sinemaya falan gidiyor. Fener, maçı alınca da işe yaradı diye kendine pay çıkarıyor. Oysa gerek yok böyle şeylere Fener zaten kazanan bir takım normalde. :) Pınar var bir de, güzel bir işi, 'kötü adam' bir patronu var. Pınar'ın annesi ile Uğur'un annesi gün arkadaşı.. Bu iki genci tanıştırıp kaynaştırma hevesine giriyorlar. Oysa bizimkiler muhtelif yollarla tanışıp, sık sık karşılaşıp, ilişkiye zemin hazırlamaya başlamışlardır zaten.


Afişinde de yazdığı gibi Türk işi romantik komedidir. Benim filmle ilgili anıma gelelim mi?
Sene 2008 işte. Okul saçmalamış, ben bir sürü ders bırakmışım seneye. Baktım öğrenci milleti ufak tefek eğlenceli işlerde çalışıyor, ben de sene içinde anketörlük, broşür dağıtma, tanıtım elemalığı, reklamlara dizilere figüranlık falan derken baya ordan oraya takılıyorum.
Neyse bir telefon geldi, Mayadroom diye kayıtlı olduğum oyunculuk ajansından, "Fener forman var mı? Var. İyi, işte şu gün şurada şu saatte toplanıcaz." Formayı giydim gittim, ben reklam meklam sanıyorum taraftar temalı, sormadım ne işi diye de. Atladık servislere, Saraçoğlu'na getirdiler bizi. Kasım 2007'de PSV maçına gelmiştim ilk, o gün bu gündür stad benim gibi davranıyorum, hele bir de çekim için girdim ya o stada, boş halini de gördüm ya, bana özel açmışlar gibi hissediyorum.

Set ortamına girdik bir de, ışıklar falan kuruldu, kamera çıktı meydana. O zamanlar bilmiyorum ki yönetmen kimdir, sette ne yapar? Murat Şeker'i de, biri yanına fotoğraf çekilmek için gittiğinde yanımdaki çocuk dedi "Yönetmen o'ymuş" diye. Ben bir Murat Akkoyunlu'yu tanıyorum simaen, bir de Ali Erkazan'ı. Bak Tolgahan Sayışman'ı da bilmiyorum, Elveda Rumeli izlemiyordum çünkü. Stada girerken, çıkarken, içeride falan güzel güzel çektiler. Normalde hiç beceremem böyle oyunculara biraz yakın durayım da beni de çok görsün kamera falan. Ama yine biraz yaklaşabilmişim demek ki sinemada filmi izlerken gördüm kendimi baya.


Sayışman'a, "Rol icabı mı yoksa harbiden Fenerli misin abi?" falan demiştim. "Locam var olum şurda, hasta Fenerliyim, geçen şu maçta bi pozisyona sinirlendim kırdım döktüm" falan diye anlatmıştı. "Hmm" demiştim ben de, ne diyim. Ama yönetmen abiyle muhabbet edemedim diye ufacık bi içerlemiştim kendi kendime.
Derken, bir kaç sene sonra, benim okul hala bombok devam ederken, Tolgahan Sayışman'ın yine başrolünde olduğu yeni Murat Şeker filmi Aşk Geliyorum Demez (2009) ekibi bizim okula söyleşiye gelmesinler mi? Başrol, yönetmen, ve yanrol Altan Erkekli.
Altan Erkekli'ye Türk tiyatrosuna katkılarından dolayı teşekkür edip, Murat Şeker'le içimde kalan ufak sohbeti boş bir soruyla halledip, kız kardeşinin o dönem bizim fakültede okuduğunu öğrendiğimiz Tolgahan Sayışman'a da saygılar sunup mikrofonu teslim etmiştim.


Tekrardan filme dönecek olursak, çok muhteşem bir film değil ama Türk sinemasının eksiği olan yeni dönem romantik komedi türünün gayet başarılı temsilcilerinden. Fahriye Evcen'i de normalde sevmezdim, hala daha çok beğendiğimi söyleyemem ama bazı sahnelerde çok tatlı ve filme de gayet yakışmış. Üstelik ben de varım filmde, izlemelisiniz. Tamam biliyorum sonu çok tırt ama idare edin artık. Hatta baya cesur sahneleri de var bkz. Yasemin Öztürk ve Tim Seyfi. Lafı açılmışken, Yasemin Öztürk aşırı tatlı bir hatun değil mi?

21.06.2013 / İskenderun