Kate Beckinsale ve Filmleri


73 Londra doğumlu Beckinsale, kariyerine dizi oyunculuğuyla başladı ve kısa süre sonra da sinema filmlerinde oynar oldu. İngiltere’nin en güzel kadınlarından biri olarak kabul ediliyor. 2004'ten beri yönetmen Len Wiseman ile evli olan 40 yaşındaki güzel oyuncunun bir tane kızı var. Daha önce bir çok filmini izlediğim Nicolas Cage için benzer bir yazı yazmıştım; bu yazıları yazarken ki amacım hem çok önceleri izlediğim filmlerini hatırlamaya çalışmak hem de siz yazılısinemaseverlere filmler hakkında küçük küçük bilgiler vermek. Yersen.


Total Recall (2012), 1990'daki aynı isimli orijinalinden uyarlanmış, bilim-kurgu aksiyon türünde film. Burda kötü kadını oynuyor ama yine çok güzel. Yazı boyunca ne kadar güzel olduğundan bahsedicem. Anıları silinen ajan Hauser birden gerçekle yüzleşir. Kate de çakma karısı ve karşı ajandır. Yönetmen, -aynı zamanda kocası olan- Len Wiseman.

Underworld: Awakening (2012),
Underworld: Rise of the Lycans (2009),
Underworld: Evolution (2006) ve
Underworld (2003) şeklinde dört filmlik bir vampir serisi. Açıkçası beni çok çeken bir seri değil. Kate, Selene karakterini canlandırıyor. Serinin yaratıcısı ve ilk iki filmin yönetmeni, Len Wiseman.


Contraband (2012), Mark Wahlberg'in başrolde olduğu orta karar aksiyon filmi. Kate'in rolü büyük değil ama benim gibi ne oynasa izlerimciyseniz, buyurunuz izleyiniz. Yönetmen: Baltasar Kormakur.

Everybody's Fine (2009), De Niro ve Sam Rockwell ile beraber oynuyordu bu filmde. Filmin olayı; bir babanın çocuklarıyla ilişkisi. Franke, hasta olduğunu öğrenir, ülkenin dört bir yanına dağılmış 3 çocuğunu son bir kez görmek ister, toplar çantasını, bir de fotoğraf makinesi alır yanına; çocuklarıyla fotoğrafları olsun ister.. Telefonda her görüştüklerinde ‘iyiyim iyiyim’ diyen çocuklarının aslında her birinin kendi çapında dertleri olduğunu görürüz. Yönetmen: Kirk Jones.

Whiteout (2009), yanılmıyorsam kutuplarda geçiyordu film. Bilim Bayanı olarak karşımıza çıkan Beckinsale, bilim camiasına sızan kötü adamlarla bir aksiyon içerisindeydi. Karın buzun içinde amansız bir mücadele; konusunu çok hatırlayamadım. Yönetmen: Dominic Sena.


Nothing But the Truth (2008), çok iyi filmdi. Avukatı oynuyor bu filmde, baya idealist, muhbirini korumak için içeride yatan bir avukat falan; doğru bildiğinin peşinden giden bir kadın. Yönetmen: Rod Luire.

Winged Creatures (2008), bu bi garson tamam mı.. Çalıştığı yerde bi cinayet işleniyor, al başına belayı.. Psikolojiler bozuluyor, ortalık karışıyor. Filmin numarası da herkesin bakış açısından olayı görebilmemiz. Yönetmen: Rowan Woods.


Vacancy (2007), aman da çok korktum.. Ya bi güzel kız bulunca da korku filminde de oynatmayın ya.. Boş otel odası.. Sakin görünen ama aslında psikopat olan resepsiyon görevlisi.. Kan.. Çığlık.. Çok klasik lan.. Yönetmen: Nimrod Antal.

Snow Angels (2007), demin izledim bu filmi.. Yine Sam Rockwell ile beraber oynuyor. Aslında sıkıcı bi film ama sonuna kadar bi şey ha oldu ha olacak gibi gidiyor, hiç bi şey olmadan film bitiyor.. Psikopat eski koca olayı işte. Yönetmen: David Gordon Green.

Click (2006), müthiş eğlenceli duygusal bir film. Adam Sandler’la beraberler bu filmde, aşırı zekice yazılmış bir senaryo. Felsefesi var. Ama çok şakacı. Yönetmen: Frank Coraci.

The Aviator (2004), 11 dalda Oscar adyı olup 5'ini alan bir Martin Scorsese filmi. Di Caprio film yapıyor filmde; bol uçaklı bir hikaye böyle. Kate zaten görünse yetiyor.. Tamam yani azıcık görünüyor.


Van Helsing (2004), efsanesini bilmeyenler için: zamanın birinde Van Helsing adında, gümüş oklar falan fırlatarak vampirlerle savaşan bir savaşçı var, çok meşhur bu dünyanın bir o tarafından çağrılıyor bir bu tarafından çağrılıyor. "Bizim mahalleye vempayr dadandı, öldür" diye. Bu da cengaver koşup gidiyor hep. İşte bu filmde de Kate’in olduğu kasabaya geliyor vempayr avlamaya. Kate, Underworld serisinde vampir güzeli iken bu filmde vampir avcısı güzeli. Bram Stoker’in yarattığı Van Helsing’i, nam-ı diğer Wolverine, Hugh Jackman oynuyor. Yönetmen: Stephen Sommers.

Tiptoes (2003), çok enteresan bir film. Birlikte olduğunuz adamın ya da kadının ailesinde cüce olduğunu öğrenirseniz ne hissedersiniz. Gerçi cüce deyince kızıyorlar, kısa diyelim. Yani kısa boylu anne baba, normal bir çocuk.. Olabiliyor.. Ve bu normal çocuk için gayet zor olabiliyor.. Çevresindekiler için de.. Normal çocuğun sevgilisi (Kate) bu durumu öğrenince olgunlukla karşılıyor ve ben seni de seviyorum, aileni de sevdim diyor ve baştan beri istedikleri çocuk yapma işini gerçekleştiriyorlar. Ama gelin görün ki kısa boylu bebekler gelişme aşamasında çok acı çekiyorlar. Gergin bir film zaten, ilginç yani. Yönetmen: Matthew Bright.

Laurel Canyon (2002), mal gibi film aslında ama Kate çok güzel lan. Kate'in kocası Sam rolünde Christian Bale var. Sam'in annesi biraz sıkıntılı bir karı onunla uğraşıyorlar. Bunalmıştım filmi izlerken öyle hatırlıyorum. Yönetmen: Lisa Cholodenko.

Serendipity (2001), belki biraz dandik ama bu kadar romantik bi film olabilir mi ya. Çok tatlı bir çift Kate Beckinsale ve John Cusack. Yönetmen: Peter Chelsom.


Pearl Harbor (2001), bir savaş filmi, çok güzel sahneler, çok güzel hemşireler ve yakışıklı askerler var. Kate de hemşirelerin en güzeli. İkinci en güzel hemşire de Jaime King. Ama işte savaş filmi birileri ölecek. Yönetmen: Michael Bay. Bu film Beckinsale'in kariyerindeki kırılma noktası, bundan sonra kaliteli yapımlarda başroller geliyor.


The Last Days of Disco (1998), film iyi mi kötü mü karar verememiştim izlediğimde. Biraz sıkılmıştım ama hikayesi de güzel gibiydi. "Ben film yapsam kesin böyle bi şey olur" diye bu film için mi demiştim acaba, yoksa başkası mı demişti? Yönetmen: Whit Stillman.

Emma (1996), İngiliz televizyonu için çekilen edebiyat uyarlaması bir film. Altyazı uyduramamıştım buna, onun için çoğu yerini anlamadım, zaten eski de bir film.
Ama aynı sene aynı hikaye Hollywood'da da çekilmiş, Emma (1996), Gwyneth Paltrow oynuyor onda da.

Ya o bu değil de, çok güzel kadın değil mi? Hem de hala güzel. Bak kaç yaşında ama hala. Bu arada 2001'den günümüze kadar olan bütün filmlerini izledim ama 2001 öncesinde oynadığı filmleri bulmak çok kolay değil.


Bakınız bu Esquire'ın geçen sene hazırladığı video: Esquire's Sexiest Woman Alive Yakışıklı baba, güzel anne. İyi gen meselesi aga. O kız n'olacak sizce büyünce.

Eylül 2011

9 sene önce yazdığım yazıya ek yapmanın zamanı gelmiş de geçmiş bile. En son Total Recall (2012) izleyip yazmışım bu başlığı. O günden beri çektiği filmler aşağıda ve en güncel de bir dizisi var. Zaman içinde filmografisine eklediği bu filmlerden sadece ikisini izlemişim ve onları da yazdım.

The Widow (2019- )
Farming (2018)
The Only Living Boy in New York (2017)
Underworld: Blood Wars (2016)
The Disappointments Room (2016)
Love & Friendship (2016)
Absolutely Anything (2015)
The Face of an Angel (2014)
Eliza Graves (2014)
The Trials of Cate McCall (2013)

En müsait bir zamanda Underworld serisini bir oturmada izlemek istiyorum. Beş filmlik bir seriye dönüştü, belki altıncısı gelirse gaza gelip izlerim hepsini tekrar..

Mayıs 2020