The Fifth Element (1997)


Babamın Türkçe dublaj film arşivinde klasik buldum millet.. Çok zamandır bi yerde denk gelsem de izlesem dediğim, Cem Yılmaz'ın G.O.R.A. (2004)'sından beri merak ettiğim, hep televizyonda falan yarım yamalak denk geldiğim bi filmdi.. Görünce çok hevesle oturdum izledim Luc Besson'un Leon (1994)'dan bile meşhur filmini.. Film, döneminde en iyi ses efekti Oscar'ına aday gösterilmiş ama o sene herkes gibi Titanic (1997)'e yenilmiş..


Günümüzde başlıyor film.. Zamanında uzaylıların dünyaya gizli bi silah sakladıklarını ama artık alınması gerektiğini, 300 yıl sonra büyük savaş çıkacağını ve silahı dünyaya geri getirip yardım edecekleri vaadiyle başlıyor.. 300 yıl sonra.. Artık uzaylı diye bi şey yok çünkü herkes uzaylı.. Dünyaya tanımlanamayan bi cisim saldırıyor, tam "Amanda ne yapacaz" derken sözünü tutuyor acayipler, yardıma geliyorlar ama düşman bunlara da saldırıyor ve yardım için gelen gemiden geriye parçalar kalıyor.. İleri teknoloji sayesinde o parçalardan alınan DNA kodlarla güzel bi vücutta şekilleniyor yardımsever acayip.. Yardıma getirilen söz konusu dört elementin sihirli taşları: Ateş, Su, Toprak, Tahta.. Tahta mı? Hava'dır o Hava..


Dünyadan bir kötü adam, dünyanın yok olmasını umursamayıp sadece o dört sihirli taşın peşinde.. Dünya hükümeti vatandaşlarını kurtarmak için haliyle o taşların peşinde.. Bir de 300 yıl önceden kendine bilgi ve görev verilen bir rahip dünyayı kurtarma peşinde.. Kötü adamla arası bozulan ve zaten dünyaya saldıran düşman yaratıklar da ortalığı şenlendirme peşinde.. Yani çok cephede savaş var, sonlara doğru aşk var..


Eski kahraman özel askerlerden Korben Dallas'a (Bruce Willis) hükümet tarafından veriliyor görev. O görevi almadan önce taksisine acil iniş yapan -yardıma gelen uzaylı- Leeloo (Milla Jovovich) ile zaten tanışmış ve rahip Cornelius'a (Ian Holm) gitmiştir.. Kötü adam Zorg (Gary Oldman) ve radyocu Ruby Rhod (Chris Tucker) da hikayedeki renkli karakterler..


Film zamanında ve günümüzde hala hikayesiyle, kostümleriyle ve mizah anlayışıyla sohbet konusu olmakta, tadından yenmemekte.. Bruce Willis'in saçları olan bu dönem, cool asker/polis tiplemesinin vazgeçilmez aktörü olarak ona iyi ekmek yedirmişti.. Milla Jovovich ise o dönem modellik piyasasından geçiş yaptığı oyunculuk dünyasında bu filmle zirve yapmış, sonrasında da -pek çok filmle beraber- şu an altıncısı çekilen Resident Evil serisi 2002'de başlamış zaten.. Filmde hiçbir şeye takılmadım da gittim Gary Oldman'ın kafasındaki plastiğe takıldım, zaten bi kısmı kazınmış saçın yanında duran plastik şey.. Yalnız elindeki silah tasarım bakımından Marvel'in uzaylı silahı dediği şeye çok benziyor..


imdb puanı 7,7 olan filme benim puanım 8.. Bu arada havaalanında görevli kızın güzelliği gözlerimden kaçmadı, kimdir nedir diye araştırdım: Sophia Goth.. Burdaki küçük rolünden başka oyunculukla bağı yok, 90'larda model olan Goth, Kundalini Yoga eğitmeni olmuş, şu an çıtır bi tarafı kalmamış ama zamanında tatlı kızmış, bilmeyeni bilgilendirmiş olayım..

03.11.15