L'ecume des Jours (2013)


Mezarlarınıza Tüküreceğim'le tanınan Fransız yazar Boris Vian'ın romanı Günlerin Köpüğü, bundan önce iki kere sinemaya, bir kere de operaya uyarlanmış. İki günde yazıldığı rivayet edilen roman gerçekdışı ilişkileri, gerçeküstü bir ortamda işliyor.

Hikayenin bi uyuşturucu madde etkisinde yazıldığını tahmin etmek zor değil yani bence baya 2 saatte falan kurgulanmış bir hikaye. Çünkü kafa açıldıktan sonra mantıklı bir adam yazdıklarını okuyup yırtar atar yani.. Tamam, abartıyorum tabii ama halüsinasyon bir hikayeden yürümek de nedir be abi. Hani eğlenceli bir şey anlatsa yine dersin ki 'güldük, eğlendik', yok, amaçsız bi olmayan dert soktu içime geçen sabah.. Bi de sabah izledim ha..


Filmin senaryosunu Luc Bossi ile beraber hazırlayan yönetmen Michael Gondri, Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2004) ve Be Kind Rewind (2008) ile bilinir. Kadroda ise Romain Duris, Audrey Tautou, Gad Elmaleh, Omar Sy, Aissa Maiga ve Charlotte Le Bon yer almakta. Audrey Tautou gibi bi isim olmasa normal şartlarda bu filmden hayatta haberim olmazdı. Yani normalde, takip ettiğim oyuncu-yönetmen falan olursa izliyorum ben filmi. Ama bu nasıl oldu biliyo musun?, Dinle..


Bi fuarda görevliyken çok tatlı bi kızla tanışmıştım. Adını madını diyecek değilim şimdi, kendimce biraz yürüdüm de olacak gibi değildi ama facebookta falan ekli yani. Bakmıştım, böyle kendi kendine videolar falan yapıyor; sağı-solu, kendini-arkadaşlarını, denizi-kumu-güneşi falan çekip güzel bi müzikle falan tamam ediyo videoları. İşte, bi iki sene öncesi.. Videonun adı 'Günlerin Köpüğü'.. Kitabı duymuştum ama okumadım işte sonra filmi çekilmiş, bu güzellik bahsetti. Öyle izledim yani. Bi ara "Audrey'nin oynadığı bütün filmleri izleyecem" dediydim ama bi yerden sonra bırakmıştım, muhtemelen o saçı güzel, kendi güzel olmasaydı izlemeyecektim bu filmi.


Hikaye, yaşamı boyunca yetecek kadar parası olan, arkadaşı, hizmetçisi, evi mevi ile güzel bi hayatı olan Colin (Kola diyo Fransızlar), artık bi de sevgili ister, aşık olmak ister. Yalnız tabii ne ev normal bildiğimiz ev, ne insanlar normal insan. Neyse, bi partide Chloe ile tanışır. Tatlı kızdır; severler birbirlerini, artık her şey çok iyidir. En yakın arkadaşı Chick, evlenmek için paraya ihtiyaç duyar, Colin ayarlar. İlk bu noktada ciddi anlamda para konuşuluyo ve olaylar yokuş aşağı harekete başlıyo. Chloe hastalanıyo, depresyondan ölüyoz sonra biz izleyenler. Hastalığı da, ciğerinde, aldığı nefesten beslenen bi nilüfer var, o gittikçe büyüyo. Doktor yanlış tedavi uyguluyo, para suyunu çekiyo, insanların tavrı değişiyo falan.. Ve bu dram, gerçeküstü bi ortamda gerçekleşiyo..


Filmin başrolünde yer alan Romain Duris, film boyunca "Ulan kime benziyo bu ya" dediğim bi başka oyuncu oldu. Benzetirim böyle bazen.. Kafamın bi kenarında bu vardı hep, sonlara doğru çözdüm.
Bi dört sene falan önce beraber tiyatro eğitimi alıp oyun çalıştığım bi arkadaşım, Kamil Özkaynak. Şu sıralar 'Zamane TV' diye işleri var, isteyen tabii ki bakabilir. Ne zamandır görüşmediğimiz bu arkadaşımla da geçen günlerde Kabataş sahilde denk geldik. İlginç detay oldu bana. Filmdeki eleman da aynı o. Bak..


14.8.14