Amadeus (1984)


Konuk Yazar // İrem Tamer


Fragmanını izlemeden, tanıdık oyuncu var mı yok mu, kaç saatmiş, türü neymiş bakmadan, şak diye izlediğim bir film oldu. Hatta ismi hakkında da hiç düşünmedim.. Sonundaki -eus mitolojik bir beklenti yaratmıştı o kadar. Filmin ilk sahnesinde bi adam bağırıyor böyle “Mozart’ı ben öldürdüm! Mozart’ı ben öldürdüm!” diye, orada hemen hııı Wolfgang Amadeus Mozart hıı filan.. Bu arada adam dediğim de Salieri. Salieri kim peki?! Salieri, İtalyan, müzik sevdalısı, yetenekli de ama babası çok köstek olmuş, çok engellemiş.. Daha sonra babasının ölümünü mucize olarak tanımlayacak daha durun!. Kendi imkanlarıyla adam olan Salieri aynı zamanda Beethoven, Schubert gibi isimlerin bir zamanlar hocası olmuş, üretken bir saray bestecisiymiş.. İşin en güzel tarafı; Mozart'ın da büyük bi hayranı olması. 35 yıllık hayatına 626 eser sığdırmış bi dahi Mozart: Opera, senfoni, konçerto derken müzikal yetenek fıskiyesi.. Tabii böyle anlatılınca zihinlerde hemen beliren bir dahi profili oluyor ama madalyonun diğer yüzü diye bir şey var. Tutarsız, patavatsız, sorumsuz, her şeye gülen bir de aşırı çirkin gülen bi adam.. İşte diğer Mozart!


Salieri de Mozart'ı pek tanımadan, sanatına, yeteneğine hayranlık besleyen nicelerden işte. Tesadüfen tanış oluyorlar ve hayranlık kıskançlığa ve hatta nefrete dönüşürüyor. “Tanrım bu nasıl bir cezadır ki bu adama böyle bir yetenek, bana ise sadece bu yeteneği anlayabilecek bilgiyi verdin.”

Salieri saray bestecisiyken Mozart ağustos böceği. Ancak eğlenmesine baksın, olmayan parayla lüks yaşasın. Neden mi bir dahi maddi zorluk çeker?! İki sebep akla geliyor hemen, ya çevresinde yardım edeni yoktur ya da aklı bir karış havadadır ya da her ikisi birden.. Salieri'nin Mozart'a karşı kıskançlığı, öldürme düşüncesine evriliyor artık ama böyle kendi elleriyle yapmak ona göre değil işte. Ve bu hikaye bizim Salieri’yi de Mozart’ı da tanımamızı sağlıyor, tarafımızı seçmemize yardım ediyor.


3 saatlik filmde müzikler ve kostümler hakkındaki fikrimi söyleyeyim: Şahane!! Ehehe müziklerini Mozart yapmış, benimki de laf. Kostüm demişken, Türk modası kıyafet sahnesi de gözümden kaçmadı. Çünkü her Türk, yabancı bir filmde Türk adı geçince heyecanlanır, bu da böyle bi gerçek..
Son olarak, bir şey demek istiyorum. Salieri de haksız değil yani baksanıza tüm filmin merkezi Salieri, olayları anlatan Salieri, Mozart'ı çekemeyen Salieri ama filmin adı Amadeus..

(One Flew Over the Cuckoo's Nest (1975)'in de yönetmeni geçen sene kaybettiğimiz Milos Forman tarafından çekilen, 8 Oscar'lı Amadeus (1984) hakkında İrem'in açısını okudunuz. Geçen gün bana dedi ki "Yoğunsun galiba bu aralar, işlerinin çok olduğunu blog yazmamandan anlıyorum ekhekekh." Dedim, sen yaz o zaman.. O da film söyle dedi, izlemelik; bunu dedim, yazmalık.. Tamam dedi.. Peter Shaffer'in kendi yazdığı sahne eserinden senaryolaştırdığı filmde Salieri'yi F. Murray Abraham, Mozart'ı Tom Hulce ve sevgili eşini Elizabeth Berridge canlandırıyor. Film senesinde bütün Oscar'ları süpürüyor, aday gösterilip de alamadığı 3 ödül oluyor; iki başrolünü aynı kategoride yarıştırarak kardeşi kardeşe kırdırıyor, Abraham kazanıyor..)

07.01.19