Love (2016-18)


Dizinin varlığından daha geçen hafta haberim oldu. Netflix işi. İkinci sezonu geçen ay yayınlanmış toplam 22 bölümü olan diziyi birkaç günde bitirdim. Ortalama yarım saatlik bölümler ve gayet sevimliler. Bu tarz dizileri -ki postere bile biraz bakınca belli oluyo tarzı- görünce izlemek istiyorum ama genelde yedinci sekizinci sezon gibi astronomik vakitlerle belirdikleri için uzak duruyorum. Bunun ikinci sezonu olması "İzlenir len aslında" dedirtti. Sonra baktım bir de Judd Apatow himayesinde, yani güvenilir kaynak, tamam dedim.

Yaratıcılığını Judd Apatow, Lesley Arfin ve Paul Rust'ın yaptığı dizinin başrolleri Paul Rust, Gillian Jacobs ve Claudia O'Doherty. Gayet tahmin edilebilir bi şey gibi, Paul bir takım fikirlerle Judd'a gelmiş, demiş ki "Tatlı bi fikir var ama ben oynarsam." Bakmışlar kocaman burnu var, komik tip, olur demişler. Şaka şaka. Belki de değil bilmiyoruz. Paul komik tip, Gillian Jacobs tatlı kız; ikisi başrolü oynuyor, Gus ve Mickey. Claudia O'Doherty de Mickey'nin ev arkadaşı Bertie'yi oynuyor, o da tatlı kız ama Gillian tam bir mimik tatlısı.


Bir benzinlik marketinde tanışan Gus ve Mickey, ilişkilerinden yeni çıkmış, hafif bitik tipler. Ama Mickey daha bitik, alkol, uyuşturucu ve seks bağımlısı çünkü. Pardon aşk ve seks bağımlısı. Sürekli böyle toplantılara gidip hani "Ben Mickey, alkoliğim!" diyen bir kız. (Bizde var mı acaba terapi grubu sistemi?!) Bir radyoda çalışıyor. Gus ise bir tv dizisi setinde çocuk oyuncunun özel öğretmeni olarak görevli. Kız çok şımarık, çok para kazanan ünlü bir ergen. (Apatow'un kızı Iris oynuyor Arya'yı, çok tatlı kız. Babasının filmlerinde izliyoruz arada..) Dandik bir cadı dizisi setindeler. Gus hobi olarak senaryo falan yazıyor, sürekli sette laf oraya gelsin istiyor. Bi de arkadaşlarıyla müzik yaptıkları bi eğlence grubu var. Gus değişik bi tip, ezik gibi. Mickey ise değişik bi tip, deli gibi. Aslında ne o ezik ne öbürü deli ama ikisi de sorunları olan tipler. Hangimiz değiliz?!

Dizide en sık kullanılan kelime; yargılamak. İşte biri bi şey yapıyo, diğeri bi şey söylüyor, hemen dont cac mi. Ulan arkadaştık hani. "Dostum böyle yapmamalısın, bunu niye yaptın ki zaten?" diyen arkadaşına, "Beni yargılıyosun gibi hissediyorum" deyiveriyo insan. Eskiden ne güzel "Haklısın adamım" veya "Doğrusunun bu olduğunu düşünüyorum" falan denirdi. Şimdi hemen dont cac mi. Arkadaş dediğin bir şeyler söyleyebilmeli ama kimse öyle arkadaş istemiyo artık. Geçenlerde benim de başıma geldi yani bu 'beni yargılama' lafını eskiden bu kadar duymuyorduk. Gerçek hayatta da filmlerde de.


Dizide en sık kullanılan ikinci kelime de; Uber. Bu bir nevi yeni nesil taksicilik. Uygulaması var, tabii ki. Araç lazım olduğunda istiyorsun, en yakınındaki Uber kullanıcısına haber gidiyor, müsaitse gelip seni alıyor, istediğin yere götürüyor. Mesela işten çıktın, eve gideceksin, tam o sırada yakınında biri araç istiyor. Onu da alıp götürüyorsun nereye diyorsa. Bildiğin korsan taksicilik ama uygulama yasal, vergisini ödüyor. Bu sebeple taksiciler çok karşı bu uygulamaya. Bizde zaten daha yayılmadı. Yayılamaz da çünkü çok fazla taksi var. Amerika'da taksi bulmak çok zor ve pahalı olduğu için herhalde kolayca yayıldı ve en son şoförsüz araçlar falan kullanmaya başlayacaklardı, n'oldu acaba?! Dizide kolayca Uber çağrılıyor, zınk diye geliyor. Güzel reklam almışlar.

240317


Öncelikle şunu söylemek isterim, bizde de Uber yayıldı. Hatta taksiciler bunları dövmeye bile kalktı, ne olaylar.. Ama bizde sanki sadece 'şoförlü özel araç' gibi kullanılıyor, hep siyah lüks minibüs tarzı araçlar gözüküyor Uber diye.. Neyse..

Güzel dizimizin üçüncü ve final sezonu geldi! İlk iki sezonuyla zaten sevdiğim bir dizi olmuştu; üçüncü sezonu da iyice samimi ve 'kendimden izler' bularak izledim, çok beğendim.. 20-30 dakikalık eğlenceli 12 bölüm daha yani.. Tamam belki bi iki bölüm tırışka olmuş ama genel olarak yine başarılı. Ve bitti, hepi topu 34 bölüm tamamı.. Bu 34'ün 30'u çok iyidir mesela, öyle söyliyim..

Tanışmalarının üzerinden aylar geçiyor ve bireysel değişimlerinin ilişkilerini olumsuz etkilemesinden çekiniyorlar. Derinlere indikçe arızaları netleşen çiftimiz, sorunlarıyla bir güzel yüzleşip aslında çok da dert etmemeleri gerektiğini anlıyorlar. Ben çok tatlı buluyorum bu psikopatları. Her insan kadar kaçıklar.. tamam belki biraz fazlası ama bu onları tatlı yapıyor zaten. Bu sezonda, alkolü bırakan Mickey'nin kararlı mücadelesiyle, iş hayatındaki başarılarını; çeşitli gazlarla kariyeri için yapıcı adımlar atmaya başlayan Gus'ın da öfke nöbetlerini izliyoruz. Ayrıca Arya her geçen sezon biraz daha büyüyor ve hala pislik bir tip.

Sezon sonunda da tatlı bir sürprizle komple final yapıyorlar. Sizi unutmıycam gençler.. Hep tavsiye listemdesiniz!..

22 nisan 2018