Cem Yılmaz bi gösterisinde, pasaportunda meslek kısmında 'Aktör' yazdığından bahsediyordu. Birçok şey yapan biri olarak en genel ve şık mesleği seçmiş kendine. Yoksa kariyerine karikatürleriyle Leman'da başlamış, yine Leman Kafe'nin üst katında sahneye çıkıp komedyenlik yapmış ve devamında meşhur olup, şovmen, oyuncu, yazar, yönetmen ve yapımcı falan diyerek almış yürümüş bi abimiz, saygı duymayan yoktur herhalde, başarılı ve paralı bi kişi neticede. Lüks spor araba ve uzun boylu güzel manken hobilerini herkes bilirken, çaptan düşmüş Yeşilçam oyuncularına ve bir kısım durumsuz öğrenciye desteğini çok kimse bilmez.
Leman'ın sahnesinde çıktığı dönemler Ömer Vargı ile tanışır. Hakan Haksun'un bi hikayesi vardır, Vargı, ilk sinema filmini bu hikayeye çekmek istiyordur, Yılmaz'dan da oynamasını ister. Bu üçlü oturup senaryoyu yazar, çok güzel film olur, Mazhar Alanson'la başroldür Cem Yılmaz. Her Şey Çok Güzel Olacak (1998) filminde, abi kardeş vardır, ufak olan fırlamanın teki, serseri, abi ise dingin hayatı tercih eden ilaç deposu çalışanı.. Küçük kardeşin abisine "Ya biraz hayattan zevk almaya baksana" çıkışları hep karşılıksız kalır, sonra abisinin hayalini kurduğu spor arabayı çalar getirir bi gün kardeş. "Bi tur atıp bırakırız" der, olanlar olur. Çok güzel filmdir, 8/10 puan vermişim.
Bu güzel deneyimden sonra asıl işine döner Cem Yılmaz, Milenyum ve -sonra bunun genişletilmiş hali- Bir Tat Bir Doku gösterisini sahneler. Bir Tat Bir Doku ile çok meşhur olur, herkes sağda solda Cem Yılmaz esprisi yapar birbirine. Bu gösterinin DVD'si için CMYLMZ [2001] diye bi kısa film hazırlar; hatta CD idi galiba, altı CD'lik bi şey vardı bende, DVD var mıydı o zaman emin değilim.. Ömer Faruk Sorak'tı bunun yönetmeni.
Başka bir komedyen olan Yılmaz Erdoğan, Vizontele (2001)'yi yazmış ve Sorak'a "Beraber yönetelim bunu, işi öğreneyim" demiş olacak.. Bu filmde Cem Yılmaz'a da küçük ve çok tatlı bi rol verilmiş.. Köyün zenginini oynuyor, "Kim? Karı benle konuştu!" repliğiyle marka oluyor Fikri.. Hatta bu film 'Cem Yılmaz Filmi' diye akıllarda kalınca Yılmaz Erdoğan bi kıllanmış diye duyduk.. Devam filminde yoktu çünkü Fikri.
Ama bu 'Cem Yılmaz Filmi' gazıyla, kendi sinemasını yaratmaya başlıyor sayın Yılmaz.. G.O.R.A. (2004)'yı yazıyor; yönetmen, Ömer Faruk Sorak.. Kapalıçarşı'da turistik halı-kilim işi yapan Arif, uzaylılar tarafından kaçırılır. Uzaylılar Arif'i kaçırdıklarına pişman olacaklardır. G.O.R.A. gezegeninin askeri gücünün başında olan Komutan Logar, kralın kızının ve komple gezegenin hakimi olmak istemektedir. Esir Arif, bu oyunu bozacak ve kahraman olacaktır. Devam filmi A.R.O.G. (2008) ise, intikam için dünyaya gelen Logar'ın, zaman makinesiyle Arif'i Taş Devri'ne göndermesi ve Arif'in de o zamandakilere yeni şeyler öğretip hemen günümüze gelmeye çalışmasını anlatıyor.. Bu filmin yönetmeni ise Ali Taner Baltacı ve Cem Yılmaz. İlk filme puanım 8/10 iken ikinciye 6/10 oldu.. Bu arada, A.R.O.G. (2008)'a yapımcılık da yaptı Yılmaz, gösteriden kazandığını sinemaya yatırdı, en fazla hasılat yapan filmi de bu olacak, konulular arasında..
Ali Taner Baltacı'yla ilk kez çalışmıyor ama Cem Yılmaz, arada Hokkabaz (2006) var, onu da beraber yönettiler. Baltacı da Vizontele (2001)'nin falan reji asistanlarından.. Cem Yılmaz da sinema tekniğini böyle geliştiriyor demek ki.. Hokkabaz (2006) duygusal tarafı biraz daha ağır basan, yine komedi ama daha duygulu, daha etkileyici -bence- bi tık daha kaliteli bi komedi.. Puanım 7/10.. Sihirbazlık yaparak hayatını sürdürmeye çalışan, ailesi tarafından kendisine doğru düzgün bi iş bulması tavsiye edilen İskender'in hikayesi.. Ölmek üzere olan babasının Çanakkale'yi ziyaret edip şehitleri anmak istemesi üzerine, çıkacakları turneye babasını da götüren İskender odağında bir macera filmi.. Bu arada bundan da önce yine bir Yılmaz Erdoğan filmi olan Organize İşler (2005)'de Müslüm'ü oynadı, "Bir, dayak nedir? İki, niye atılır?"la çok taklidi yapıldı..
2007'de CMYLMZ gösterisini yaptı bu arada, A.R.O.G. (2008)'dan hemen önce. Şimdiye kadarki en iyi gösterisi idi bence.. Teknik anlamda en başarılı filmi Yahşi Batı (2009)'yı yazıp Ömer Faruk Sorak'a emanet etti, yönetime karışmadı, sanat yönetimiyle, kostüm ve dekorla öne çıktı film.. İki Osmanlı gizli polisi, Padişah'ın, Amerikan Başkanı'na hediyesini iletmek üzere yola çıkar.. Ve bir western macera başlar.. Trenler, atlar, dabancalar ve Demet Evgar..
Bu arada filmlerinde beraber rol almaktan keyif aldığı bir arkadaş grubu var belli ki: Ozan Güven (4), Özkan Uğur (4), Zafer Algöz (4) başı çeken isimler.. Her filmde esas kız mutlakiyetine de şöyle oyuncular bulunmuş: Özge Özberk, Özlem Tekin, Demet Evgar..
Bu dönemden sonra ise yapımcılığını yaparak destek olduğu Selçuk Aydemir filmi Çalgı Çengi (2011) ve Karadenizli psikopat polisi oynadığı Yavuz Turgul yönetimindeki Av Mevsimi (2010) var.. Sonrasında da Magnifica Presenza (2012)'da rol aldı, Türk asıllı İtalyan sinemacı Ferzan Özpetek'in filminde hayaleti oynuyorlardı, spoiler bu.. Yine bu dönemler, üniversitelerde yaptığı söyleşilerden derlediği CMYLMZ Soru & Cevap'ın ardından, CM101MMXI Fundamentals sahnelendi ve sonra sinemalarda gösterildi.. İlginç olan, bu stand-up kaydının, diğer filmlerinden çok daha fazla para kazanması oldu.. Ayrıca bi ilginç bilgi daha, görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki idi..
Sonra sosyal medya vesilesiyle yeni bir filme başlayacağını duyduk ve nerdeyse her aşamasında bilgilendirildik takipçileri olarak.. Pek Yakında (2014), hep hayalini kurduğu, yazıp yönettiği bir film.. Güzel film esasında, korsan DVD'ci Zafer'i oynuyor, Zafer, korsana tövbe edip film sektörüne legal giriyor.. Puanım 7/10, Cem Yılmaz'ın ilk yönetmenliği diyemiyoruz, öncesinde de çok içindeydi zaten işlerin ama ilk defa tek başına patronluk yapıyor ekibe.. Bu açıdan değerli..
Sonra Russell Crowe geliyor, Çanakkale Savaşı'ndan bi hikaye anlatmaya, Türk askerler olarak Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz büyük rollerde.. The Water Diviner (2014), Türkleri yermeyen bir film olduğu için çok tutmuyor gavur memleketlerde, "Olsun," diyor Russell "ben pişman değilim!" Yine de bizim Yılmaz'ların popisi artıyor tabii bi tık daha, bu gazla Cem Yılmaz yeni gösterisini İngilizce hazırlayıp Amerika turnesi yapıyor.. Kesin güzeldir, ama anlamıyos ki, ingiliççe..
Kazandığı paraları bu sefer Ali Baba ve 7 Cüceler (2015) filmine yatırıyor.. Bence ve herkesçe en kötü filmi oluyor, teknik anlamda sıkıntısı olmayan ama hikayesi pek sarmayan filmde, o efsane oyuncu kadrosundan sadece Zafer Algöz var.. G.O.R.A. (2004) ve A.R.O.G. (2008)'ta olduğu gibi bunda da kötü adamı da kahramanı da kendisi oynuyor.. Bahçe cücesi işinde olan Ali, Sofya'ya fuara geldiğinde yanlışlıkla kötü adam Boris'in eline düşer, sonra ordan kurtulma hikayesi, bu.. 3/10 vermişim bak, nasıl sevmediysem..
Son olarak da Yüksel Aksu filmi olan İftarlık Gazoz (2016)'da bi Ege köylüsünü oynayan Cem Yılmaz'ın Okuyan Us tarafından yayımlanan dört senaryo kitabı bulunmakta.. G.O.R.A. (2004), Hokkabaz (2006), A.R.O.G. (2008) ve Yahşi Batı (2009)'nın senaryoları.. Meraklısı, okumak isteyeni varsa haberi olsun..
240316
YazılıSinema olarak Mağara Dergi'si için Cem Yılmaz'la bir röportaj yaptık!.. bkz. Mağara Sayı: 1
4-10-2016