Steve McVicker'ın gerçek bir hikaye anlattığı kitabından uyarlanan filmin senaristi ve yönetmeni Glenn Ficarra ve John Requa ikilisi.. Yine beraber Crazy, Stupid, Love. (2011)'ı yapmışlardı, çok eğlenceliydi o da.. Sinema eğitimi alırken tanışan ikili hep beraber çalışıyor zaten, Allah bozmasın.. Filmin başında "Gerçekten yaşanmıştır.." yazıyor.. Filmin sonuna gelince, yazmasalardı bi şüphelenirdim "Gerçek mi lan bu olay!" diye düşündüm.. Çünkü kurgu olamayacak kadar saçma, anlatsan kimsenin inanmayacağı şeyler.. Elbet vardır değiştirilen, abartılan kısımlar ama çok iyi ya..
Steven Russell, evlatlık olarak büyümüş, büyüdüğünde gerçek ailesini bulmak için polis olmuş, ailesini bulduğunda hayal kırıklığına uğramış ve artık yeter diyor, dayanamıyor yaşadığı hayata.. Önce polisliği bırakıyor, başka şehre taşınıyorlar, yetmiyor, sonra küçük kızının annesi olan güzel eşini karşısına alıyor ve "Ben Geyim!" diyor.. Artık erkeklerle aleni sevişiyor, sevgilileriyle el ele sokakta dolaşıyor, geziyor, tozuyor, harcıyor.. Fark ediyor ki, eşcinsellik çok masraflı bir şey, ufak kredi kartı sahtekarlıklarıyla başlıyor macera.. Sonra ipin ucu biraz kaçıyor..
Hapiste geylerin nasıl rahat yaşadıklarını görüyoruz, bir işini mi hallettirmek istiyorsun, sakso çekiyosun.. Steven, Phillip Morris'le tanışıyor içeride, sevgili oluyorlar.. Boş zamanlarını değerlendirmek için bol bol kütüphanede takılıyor Steven, hukuk kitapları okuyor. Kafası da hep sahtekarlığa çalıştığı için, çıktığında avukatlık da sahte mesleklerinden biri oluyor.. Sevgilisini hapisten böyle kurtarıyor.. Falan falan.. Pek çok kez yakalanıp, hapse girip, türlü dolanla çıkıyor geri.. En son numarasıyla da zekasına hayran bırakmayı başarıyor Steven..
Çok iyi film diyemem ama bence kesin görülmesi gereken hikayelerden.. Filmin adında geçen 'isim' aslında film için başlık olacak kadar önemli bir şey değil.. Tamam, Steven, pek çok kez Phillip'i sevdiği için başını derde sokuyor ama.. Ben filmin adını beğenmedim.. Ya da beni ve benim gibi milyonları kandırdı diye sinirlendim, bilmiyorum.. Tütün devi Philip Morris'le ilgili bir mevzu sandım ben.. Alakası yok arkadaş.. Kendi salaklığıma yandım aslen; filmin türüne bakıyorum, biyografi-suç, filmin adına bakıyorum Phillip Morris.. Nereden bileyim bir 'l'nin hikayeyi bu kadar değiştireceğini..
Steven Russell, tarihe geçen dolandırıcılardan olmuş.. Amerikan adalet sistemiyle dalga geçen nitelikli dolandırıcılık becerisiyle, en son ağırlaştırılmış müebbet verilmiş.. Genelde duygusal zekalarıyla, sanatçı vizyonlarıyla tanınan eşcinsellere bakışı, analitik zekasıyla yerle bir eden Steven'ı, Jim Carrey oynuyor. Çakma tütün kralını ise Ewan McGregor.. Küçük rollerle de Rodrigo Santoro ve Leslie Mann'i izliyoruz.. imdb puanı: 6,6.. benim puanım: 7..
Bu arada seven varsa saygı duyuyorum ama erkek erkeğe öpüşmek ne ya?! Hani, neredeyse saygı duymaktan vazgeçeceğim yani, o kadar sevimsiz bir şey.. Düşündükçe dibe çekiyor fikir, biraz daha düşünürsem bu konuda çirkinleşeceğim.. Bak yazım düzeldi, -eceğim falan yazdım.. Kapan hadi konu!
10 Mayıs 2018