Delibal (2015)
Çılgınlar gibi Medcezir (2013-15) izlediğim dönemlerde en sık gördüğüm şey Ay Yapım'ın kömür izi logo jeneriği ve Yönetmen Ali Bilgin imzası. Niyeyse pek çok şeyi unutup bu iki şeyi asla unutamıyorum. Bundan yıllar sonra yani şimdi, Delibal (2015)'ı Netflix'te görünce, Leyla Lydia faktörüne karşı koyamayıp açtım hemen ve bilinçaltımda bayram havası estiren Ay Yapım jeneriği ve Yönetmen Ali Bilgin imzası tekrar karşımda. Baş rolde de Medcezir (2013-15) ile global üne kavuşan Çağatay Ulusoy var; son yıllarda kendisi Hakan: Muhafız (2018-2021)'la meşgul, bunun da iki sezonunu izledim, üçe elim gitmiyor valla ama izlemekten keyif aldığım oyuncular da var kadroda, onun için araftayım. Leyla Lydia Tuğutlu da Delibal (2015)'da Çağatay'a eşlik eden güzellik işte.
Bir özel üniversite ortamı, zengin çocukları, pahalı hobiler falan.. Mimarlık öğrencisi Barış, burslu Sosyoloji öğrencisi Füsun'a tutuluyor. Ne maymunluklar ne ısrarlar en sonunda kızı tavlıyor. Çok mutlular, çok seviyorlar birbirlerini falan. Barış enerjik bir tip, hop orada hop burada; sürekli sürprizler Füsun'a. Ama Füsun derslerine odaklanması gerekir ki burstur, baba baskısıdır falan... Bir gün Füsun patlıyor, "bana zarar veriyorsun falan", ayrılıyorlar. Hep çok enerjik yaşayan Barış'ın depresyonu da çok aşağıda oluyor, sürekli daha derine çekiyor kendini. Sağlıklı bir hareket değil tabii...
Füsun bu çılgın çocuğa Delibal diye sesleniyor, çok tatlı, uçarı bir tip olduğu için. Filmin adı o yani... Barış'ın ortadan kaybolmasıyla ailesinin ve Füsun'un kendilerine "nereye gider bu çocuk" sorularıyla başlıyor hikaye ve geçmişten kesitlerle çiftimizin aşkına tanık oluyoruz.
Bu ortadan kaybolan birinin ardından toplaşıp "nereye gider bu çocuk" deme sahneleri bir şey hatırlattı; benzer sahneyi, ekip üyesi olduğum bir kısa filmde çekmiştik zamanında, (künyede boom operatörü olarak görünüyordum ve boom kullanmamıştık sanırım) Ben Özgürüm [2013]'dü bu film, merak eden olursa..
Delibal (2015) yer yer gerçekten güzel film gibi hissettirdi ama puanım 5/10, anlayışla karşılayacaksınızdır; hikayede bazı boşluklar ve geçmeyen duygular var. Leyla Lydia'nın ne kadar güzel olduğundan bir kez daha bahsederek konuyu kapatıyorum. Çok güzel öpüş-koklaş sahneleri çekmişler. Aferin dedim izlerken hiç ucuza kaçmamışlar. Ellerindeki en güzel kızla döneminin en popüler oğlanını buluşturup öpüştürmek güzel hareket bence. Bunları hep görmek isteriz. Hele de normalleşmeye çalışılan bu Korona Dönemlerinde bunlar normal şeyler olsun, insanlar öpüşsün!..
31 Mayıs 2020