O sadece büyük bir sanatçı olmak istiyordu. Sanat okuluna girdi, aşık oldu, güzel resimler yaptı ama herkes modern sanatın peşindeydi; kimse onun yaptıklarıyla ilgilenmiyordu. Büyük bir sanatçı olmak için iyi bağlantıları olması gerektiğini de biliyordu. Bir ressamla tanıştı - bir seri katil olduğunu kim bilebilirdi.
Ressam öldü, ilgi görmek için onun resimlerini aldı, cinayet üstüne kaldı, meşhur oldu, büyük bir sanatçı oldu. Katil damgası yeyince millet resimlerine ilgi duymaya başladı. En önemlisi de bakın ne oldu: Aşık olduğu kız 'ben zaten hep seni sevmiştim' triplerine girdi.
Ben beğendim filmi açıkçası, sıkıcı bir film değil; sanat okulu öğrencileri, uçuk tipler falan bunlar ilgi çeken şeyler. En sevdiğim sahnesi de bi elemanın kendini boyayıp tuvale atladığı ve yere düştükten sonra tuvalin de üstüne düştüğü sahne.. imdb.com puanı 6.3 benim puanım 7.
Film, Daniel Clowes'un çizgi romanından çekilmiş. Terry Zwigoff, çizerin önceki çizgi romanını da film yapmıştı, o da Scarlett Johansson'un oynadığı Ghost World (2001)'dü.
Art School Confidential (2006) ve Ghost World (2001)'ün tek ortak noktası bu değil: iki filmde de Boardwalk Empire dizisinden hatırlayacağınız Steve Buscemi var. Gerçi Buscemi her yerde var, filmografisine baktığımda 125 projede yer almış gözüküyor.
Aynı zamanda filmde bizim büyük sanatçının hocasını John Malkovich, katil ressamı da Harry Potter ve Moulin Rouge! (2001)'dan tanıyabileceğiniz Jim Broadbent oynuyor.
Son olarak filmde İngiliz oyuncu Sophie Myles'ın oynadığını söyleyelim meraklıları için ve evet, memeleri gözüküyor.
23 Mart 2012