İkisinde de var bak, 'hayal'de de 'meyal'de de, sonda bir incelme var, herkes o incelmeyi a'da sanıyor. Benim tezim incelmenin l'de olduğu yönünde. Mesela 'haya'ya kadar normal okuyun incelme olmaksızın, sonra l'yi incelterek ekleyin sona 'hayal'. Uzun zaman düşündüm bunu, a'ya konan şapka çok saçma geldi bu sebepten ama şimdi anlıyorum ki, â, kendinden sonra gelen gelen l'yi ve kendinden önce gelen k'yi inceltir.. Aksi örneği olan lütfen yazsın.. Yine de şapka çok saçma uygulama, kullanmam ben..
Yaklaşık 23 dakikalık çok iyi olmayan bir kısa film. Yazan-yöneten Baran İçöz, 88 Tekirdağ doğumlu (al bi Tekirdağlı daha) 2 sene Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin havasını solumuş (ve Müjdat Gezen'li), bu filmden önce Uç [2010] ve Boş [2009] diye iki kısa filmi daha bulunan kısa filmci. Bu filmi de ünlü akınına uğramış..
Genç bir adam var, sıkıntılı hayatından kurtulmak isteyen ve işin kötüsü buna inanan, yetmezmiş gibi kız arkadaşını da inandırmaya çalışan, düzelecek diye yaptığı her hareketle daha da sıçan bir adam. Bir tane de küçük çocuk var, yazık, dedesi var, babası var. Bir tane de ayıcık var.
Film genel olarak çok öğrenci filmi havasında kalmış. Ne öğretiyorlar bu Müjdat Gezen'de anlamıyorum ki.. Ayrıca kafama takılan mevzu, dedesi niye ayıyı sirke götürüyor. Ben mi kaçırdım acaba olayı..
Arabadayken de hırpalandıkça ayının ağzından burnundan kan gelmesi filmin en güzel detayı.
Teknik ekibe bakınca Selen Öztoprak el atmış sanat yönetimine. Yardımcı yönetmen Merve Hüriyet de edebiyat uyarlaması kısa film Gizli Oturum (2012)'un yönetmeni. Filmin görüntü yönetmenliğini İbrahim Karadeniz yaparken, kurguda da İçöz'e Anıl Çelik yardım etmiş.
21.08.13