House of Cards (2013-18)


Şimdi Beyaz Saray'a bağlanıyoruz.

Dışişleri Bakanlığı için tercih edileceğinden neredeyse emin olan Francis Underwood, makamı başkasına kaptırdığını öğrendiğinde büyük yemin etti. Yemin etmedi de, 'tamam lan siz kaşındınız' gibi triplere girdi.
Yetenekli de bir adam olan Underwood, insanları yönetmeyi, ikna etmeyi çok iyi beceren bir yapıya sahip. Dışişleri Bakanı değil ama sonuçta milletvekili ve bu hala kullanabileceği güçleri olduğunu anlamına gelir.
Bundan sonrası, heyecanla izleyeceğiniz 13 bölümde, işleri nasıl kendi lehine çevireceğini anlatan bir adamın başarı öyküsü. Baya baya anlatıyor çünkü arada.
Etrafına, doğru insanları toplayıp, kafandaki plana sadık kalmalarını istiyorsun, öyle yapmaları için de onları buna mecbur ediyorsun. Ama tabii ki aksilikler olacaktır. Hayat hep böyledir.


Bu diziyi özel yapan ne?
Girişte oyuncudan çok yapımcı adı geçmesi mi? İlk iki bölümünün yönetmenliğini David Fincher'ın yapmış olması mı? Yoksa Kevin Spacey mi?
Benim diziyi neden izlediğim sorulardan belli oluyor bence.


Kevin Spacey ... Francis Underwood (çılgın milletvekili)
Robin Wright ... Claire Underwood (çılgın milletvekilinin en az onun kadar çılgın karısı)
Kate Mara ... Zoe Barnes (gazeteci kız, olmazsa olmazımız)
Corey Stoll  ... Peter Russo (alkolik milletvekili, güzel malzeme:)
Michael Kelly  ... Doug Stamper (çılgın milletvekilinin her işi halleden yardımcısı)
Sakina Jaffrey ... Linda Vasquez (yetersiz başkan'ın her işi halleden yardımcısı)
Kristen Connolly ... Christina Gallagher (alkolik milletvekilinin yardımcısı, her türlü)
Constance Zimmer ... Janine Skorsky (diğer gazeteci kız)
Michael Gill ... President Garrett Walker (yetersiz başkan:)


Netflix, dijital dağıtım yapan, yani DVD kiralayıp/satıp para kazanan bir şirket. Başlarda postayla yaptıkları bu işi şimdi internet üzerinden yapıyorlar. İlk sezonun tüm bölümleri 1 Şubat 2013'te internetten izletilmeye/dağıtılmaya başlandı. Nasıl para kazandılar hiçbir fikrim yok çünkü dizi, 2 Şubat'ta dizi-mag.com'daki yerini almış.

Produced by
Karyn McCarthy .... producer
Keith Huff           .... producer
Rick Cleveland  .... co-executive producer
Sarah Treem  .... co-executive producer
Beau Willimon  .... executive producer
Andrew Davies  .... executive producer
Michelle Dobbs .... executive producer
John P. Melfi   .... executive producer
Kevin Spacey  .... executive producer
Dana Brunetti .... executive producer
Joshua Donen .... executive producer
David Fincher .... executive producer
Eric Roth  .... executive producer

Yani diyeceğim şu, bu adamlar bu işe para yatırmış ve daha ikinci günden düşmüş internete, nereden kazandılar bu kadar? Kazandılar ki ikinci sezon çekiliyor şimdi.
Bu şirketin dağıtıcısı olduğu filmler/diziler internet üzerinden kullanıcısına HD görüntü kalitesinde ve emek hırsızlığı olmadan ulaştırılıyor ya, bilinçli birey veriyor bölüm başı 3 dolarını izliyor.. Parayı böyle kazanıyolarmış..



İzlediğimiz ilk 13 bölümün yazar yönetir kadrosu da şu şekil:



Şimdi de hikayenin çocukluğuna inelim mi?
1989 senesine gidiyoruz. İngiliz muhafazakar politikacı Michael Dobbs'un halen aktif olarak siyasetin içindeyken kaleme aldığı romanı 'House of Cards' çok satanlar listesine girdi. Epey ses getiren bu roman senaryo yazarı Andrew Davies tarafından uyarlanarak BBC tarafından dört bölümlük bir mini dizi yapıldı. Yazarlıkta epey başarılı olduğu görünen Dobbs'un birçok romanı yayınlandı. House of Cards'ta yarattığı karakter Francis Urquhart'ın iki romanı daha yazıldı ve televizyona taşındı.

Günümüzde ise Beau Willimon, Francis'i Amerika'da, Beyaz Saray'da hayal etti ve böyle bir işin yaratıcılığını üstlenmiş oldu.


-Kevin Spacey zaten cuk oturmuş Francis rolüne, diyecek bir şey yok.
-Kate Mara, gazeteci kız rolüyle, Happythankyoumoreplease (2010)'deki Mississippi ile yaptığından daha fazlasını yapıyor bana. Çok başarılı bence.
-Corey Stoll var tabii bir de, Midnight in Paris (2011)'te Hemingway rolüyle geçti üstümüzden, orada da çok başarılıydı burada da çok başarılı. Her izlediğim filminde başka bir suratla oynuyor resmen.


03.08.2013

Ve beklenen 2. sezon 14 Şubat'ta seyircisine kavuşur. Artık dizimag tarih olduğu için torrent kovaladık, altyazı bekledik, sindire sindire izledik derken dün bitirdim diziyi.


İlk sezon sonunda Başkan Yardımcısı olan bir milletvekili idi Underwood. İkinci sezona Başkan Yardımcısı başlayıp, Birleşik Devletler Başkanı olma macerasına tanıklık ediyoruz.

Çok detaya girip asit kaçırmak istemiyorum ama bazı bölümleri var ki finaliyle ağzım açık kaldı bir süre.. Olmazsa olmaz gözüyle baktığım gazeteci kız Zoe ilk bölümde hikayeden çıkıyor. Nasılı çok acayip!


Francis ve Claire Underwood yine merkezdeler hikayede, diğer öne çıkan karakterler ise:
Francis'in yardımcısı Doug ve onun karmaşık tutkusu Rachel (Rachel Brosnahan);
45. Birleşik Devletler Başkanı Garrett Walker ve eşi hanımefendiler ve üçüncü sezonda rolünün iyice büyüyeceğini düşündüğüm Jackie Sharp (Molly Parker)..

Bu arada fark ettiniz mi bilmem ama Walker, Amerika'nın Obama'dan sonraki Başkanı'nı canlandırıyor. Zaman belirtilmiyor ama o 44 bu 45.. Francis ile 46 oldu.
Sayılara girmişken, geçen sezon 3 bölüm yöneten James Foley, adeta projeyi sahiplenerek bu sezon 6 bölüm yönetiyor. Aktris asıllı Jodie Foster ve -dizinin Claire'ı- Robin Wright da birer bölüm yöneterek heveslerini gidermişler. Bölümlerde çok imza niteliğinde hareketler görmedim ama güzel hareketler tabii ki vardı.


Bir de kafama takılanlar, Gillian (Sandrine Holt) vardı ya hani, hasta kız, Claire'ın yanında çalıştı bi dönem; o bu sezon da bi girdi çıktı, Claire'ın yerine geçecekti.. Muhtemelen geçti ama görmedik hiç.. Claire bıraktı çünkü ofisi.. O kızı sevmiştim ben ya..

Bakalım Frank Underwood'un Başkan'lığı nasıl olacak, 3. sezonda..


13.03.2014


Diğer iki sezona göre enerjisi biraz düşük 3. sezonda, Başkan Vekili olarak, çok istediği odaya kavuşuyor Frank. Ancak yine de tam bir Başkan olmak için önündeki seçimi kazanması gerekiyor. Önce bi "Tamam, ben Başkan olmayacağım, sadece bana verilen görevi seçime kadar sürdüreceğim, sonra da yeni Başkan'a devrederim." deyip sempati topluyor. İşsizliği çözmek için çalışmalar yapıyo falan yani bi göze giriyo.. Ama yine istediği yerlere adamlarını yerleştirme peşinde.. Başsavcılığa önerdiği Heather Dunbar (Elizabeth Marvel), sürpriz bir hamleyle başkanlığa aday oluyor. Frank durur mu, işler değişti deyip, o da adaylığını açıklıyor. Ya n'olacaktı?! Bir de Remy'nin aşığı Jackie'yi de aday yapıyor ki dikkat dağıtsın.. Bu arada Doug'ın sahnelere geri dönüşünü de bu sezon izliyoruz.

Bu sezon sanki biraz ara sezon gibi geçiyor, 4'e hazırlık.. Seçimin ilk ayağını kazanıyor öyle bitiyor sezon.. Diğerleri kadar çarpıcı değil ama yine heyecanla izletiyor..

Bu sezonun yazan yöneten tablosu da şöyle:


Ağustos 2015


Beklenen oldu! Ortalık karıştı.. Bu sezon iyice güzel.. Dunbar ve Underwood'un aynı partiden koydukları Başkanlık adaylıkları, itinayla savaşa dönüştü. Birbirine oyun oynayarak yarışacakları tahmin edilirken Dunbar dürüstlüğünün kurbanı oldu, yarıştan çekilmek zorunda kaldı. Evlilikleri pek iyiye gitmeyen Claire ve Frank Underwood çiftinin de durumları toparlaması iyi haber kısmına yazılabilir. İyi haber dedim bak, bu dizi kötü adamı sevdiren, kötülüğü öven bi dizi, kötülerin güç kazanması iyi haber oluyo mesela.. Bir dakika, gerçekten Frank'in kötü adam olduğunu düşünmüyorum herhalde..


Demokratların en muhtemel adayının Frank olması, Cumhuriyetçilerin adayı Conway'le muhtemel rakip yapıyor onu. Conway'in eli daha sağlam gibi, genç ve dinamik bir Başkan adayı.. Sürekli Instagram, Twitter takılıyo, taş gibi karısı ve iki ufak çocuğuyla idol aile portresi çizip, huzur vaadediyor. (Joel Kinnaman ve Dominique McElligott) Gergin Underwood çiftinin ise kazanmak için başka yollar denemesi gerekiyor. Öte yandan, bir gazeteci, Frank'in zamanında nasıl oyunlar edip, bi şekil Oval Ofis'e konduğunu deşifre etmeye çalışıyor.. Yetmiyo gibi işe Suriye meselesi ve Müslüman terörizmi karışıyo.. Hem de seçimler yaklaşırken bu kadar çetrefilli işin gerçekleşmesi Frank'i iyice kızdırıyor.


Asıl şeyi demedim bak. Frank, seçim mitingi için gittiği bir üniversitede suikaste uğruyor. Yazık en yakın koruması Meechum şehit. Frank komada iken Zoe'yle yiyişiyor. Alın size dizinin tek falsosu, Zoe'yi oynayan Kate Mara ilk sezon vardı ve saçlar uzundu, öldü. Frank rüyada Zoe'yle birlikte ve Kate'in saçlar yeni moda, kısa.. Neden?

Bu sezonun yazar-yönetir ekibi ise şu şekil:


Ve bu sezonla beraber dizide James Foley'den sonra -7 bölümle- en çok yönetmenlik yapan isim, -bu sezon iyice Frank'leşen Claire'ı oynayan- Robin Wright oluyor..

190316


Ve beşinci sezon.. Francis çok istediği Başkanlık mevkisine kavuşuyor. Sıkı rakibi Conway ile son ana kadar başa baş giden Underwood, sistemin açığını buluyor ve tabii ki kazanıyor. Geçen sezon hayatını yazmasını için işe aldığı yazar Tom'u bu sezon iyice Claire'a kaptıran Francis, bir türlü Başkanlığın tadına varamıyor. Çünkü kafa zehir. Fark ediyor ki Oval Ofis'ten de öte başka bir güç var, neden kapanıyorum bu ofise.. Başkan Yardımcısı Claire Underwood zaten ofisteki işlere bakacaktır. Ve sezonun başından beri içimden geçen, ki alt metinlerde de sürekli bahsedilen Claire'ın Başkanlığı bomba haber işte.. "My turn!" dedi olum, daha ne desin..


Sezona Conway'in danışmanı olarak başlayıp rakip takımda Başkan Yardımcısı olarak bitiren Mark Usher ve bir anda kendine saygın bir pozisyon bulan diğer isim Jane Davis sezonun dikkat çeken karakterleri oldu. Birkaç sezondur kadroda olan ama bu sezon yıldızı parlayan ketum sekreter LeAnn Harvey ise ilk kez insani faaliyetlerde bulunuyor; öpüşüyor, sevişiyor.

Campbell Scott ... Mark Usher
Patricia Clarkson ... Jane Davis
Neve Campbell ... LeAnn Harvey
Paul Sparks ... Thomas Yates

Yani bu sezon da yine insanı mest ediyor House of Cards! Teknik vizyonu şaşmaz bir kalitede seyrediyor, olaylar hiç tempo düşürmeden etkilemeye devam ediyor.

11.06.2017


Üst akıl Frank Underwood siyasetin en üst mertebesinin Amerikan Başkanlığı olmadığını fark edip koltuğu Claire'a bırakıp dünyayı özelden yönetme planları yaptığını açıklamıştı. Nereden bilecekti ki taciz iddialarının asıllı çıkacağını ve canlandırıcısı Kevin Spacey'nin yediği her boku itiraf edip dizinin de kariyerinin de içine sıçacağını... Kevin'dan önce Frank olarak istifasını verip yakmıştı ortalığı, içine doğmuş gibi... Neyse olan oldu, final olacak sezon Frank öldü diye başladı.

Claire'ı Başkan oldu!.. Frank hayalet!.. Doug, Frank'in adamı, sağ kolu, köpeği; Doug üzgün!.. "Frank'siz nasıl olacak yea!" herkesin endişesiydi.. Aslında çok da iyi oluyor gibiydi.. Tam da House of Cards ruhuna uygun görünüyordu hikayeyi bağlama şekilleri... Hatta yer yer Claire neredeyse Frank'in yerini doldurabiliyor gibi oldu ama yok ya.. Seyirciyle konuşma, dördüncü duvarı yıkma konusundaki acemilikleri bozuyordu her şeyden önce.. Keşke o Frank'in özelliği olarak kalsaydı ama neyse çok da şey yapmak istemiyorum..

Hayal kırıklığı!.. Başka söze gerek yok!.. Zaten Netflix Türkiye'nin diziyi zamanında veremeyecek olması, bizi paramızla rezil etmesi, sene olmuş bilmem kaç hala 1xbet reklamının sesini kapatmaya çalışmam falan olacak şey değil...


11.11.2018