Kariyerine, Jim Carrey ve Adam Sandler gibi sonradan çok meşhur olacak arkadaşlarıyla komedyenlik yaparak başlamış. Netflix'teki 2017 çıkışlı stand-up gösterisinde anlatıyor o dönemleri, aşırı tatlı adam.. Seksenlerin sonlarına doğru Jim Carrey çok meşhur olmaya yeni başladığında, Apatow, Jim Carrey'nin bi gösterisinin kaydında yapımcı asistanı olarak görev alıyor. Ondan sonra yine Jim Carrey'nin de rol aldığı doksanların başlarında çekilen televizyon filmleri Tom Arnold: The Naked Truth 1, 2 ve 3 filmlerinin yazar kadrosunda yer alarak, sahne kariyerini yazarlığa ve yapımcılığa çeviriyor.
2003'e kadar televizyon için çeşitli şovlar yazıyor, yapımcılık yapıyor, şovlarda üç beş bölüm yönetmenlik yapıyor. Yani işin içine girdiği için her şeye biraz bulaşıyor. Ha ama dur burası önemli; Jim Carrey'nin baş rolünde olduğu Ben Stiller'ın yönettiği The Cable Guy (1996) isimli tv filmine yapımcılık yaptığı sette, ufak bir rolle oynayan Leslie Mann ile tanışıyor. 97'de evleniyorlar.
Yıllar geçiyor, Judd Apatow, sinemada kontrolü ele alma zamanının geldiğini düşünüyor, The 40 Year Old Virgin (2005)'in senaryosunu Steve Carell'la beraber yazıp, yönetmenliğini de kendi yapıyor. Film epey beğeniliyor.
Daha sonra yaptığı işlerde Seth Rogen, James Franco, Adam Sandler, Jason Segel ve yazar Evan Goldberg gibi birçok kafa adamla beraber çalışmışlar, her zaman da beraber çalışmak isteyen tiplerden olmuşlar. Beraber senaryolar yazıp, ortaya gayet güzel işler çıkarıyorlar.
İkinci filmi Knocked Up (2007)'ın, baş rolünde Katherine Heigl ve Seth Rogen var. Tek gecelik olarak düşünülen bir ilişkide kaza kurşunu.. Ve hamilelik.. İki tarafın da başta istemeyip sonra aile olmaya alışmasının filmi. Baş roldeki hatunun ablası rolüne kendi karısını yazan ve onun kızları olarak da kendi kızlarını oynatan Apatow, sette ailecek çalışmanın keyifli olduğunu düşünüyor. Bunu bir sonraki filmi Funny People (2009)'da da görüyoruz, kankisi Adam Sandler ve Seth Rogen'a, Leslie Mann eşlik ediyor. Mann'in oynadığı Laura karakterinin iki kızı Ingrig ve Mable da yine kendi kızları Iris ve Maure.
Zaman zaman Funny or Die için de kısa videolar çeken Apatow'un sonraki filmi This is 40 (2012). Bu filmde Knocked Up (2007) filmindeki ablanın 40 yaş sendromu anlatılıyor. Gayet eğlenceli, sevimli bi devam filmi. Yaptığı filmlerle takip edilecek yönetmenlerden biri oluyor ve ne çekse izlenir bir seviyeye geliyor.
Bu arada yazığı yönettiği filmler haricinde, yapımcısı olduğu filmlerle de biliniyor, mesela Superbad (2007), Pineapple Express (2008), Bridesmaids (2011), The Big Sick (2017) ve 5 sezon süren bir HBO dizisi olan Girls (2012-17) çok meşhur olmuş filmlerindendir. Öyle ki yönetmenliğini de yaptığı Trainwreck (2015) filminin posterine Bridesmaids (2011)'in yapımcısından yazması icap etmiştir. Bu filmde de baş rol Amy Schumer senaryosuyla beraber gelmiştir, Apatow yönetmen ve yapımcılık yapmıştır. Yani ben kendi yazmadığım senaryoyu çekmem dememiş, gelen fikirlere açık olduğunu göstermiştir.
Ve Love (2016-18) ile Netflix macerası başlar, zaten biraz da bu dizinin gazıyla Netflix stand-up'ı Judd Apatow: The Return (2017) hayata geçiyor. Gösterisinde de bahsediyor, "Filmlerimde hep yaptığım şeyi bu dizide de yaptığımı söyleyenler oldu, neymiş bu kadar inek tipli bi oğlan normalde böyle bi kızı tavlayamazmış.. Ben canlı örneğiyim işte diyor, bi bana bakın bi de Leslie'ye..." Yine aynı gösterinin başka bir yerinde, "Bir gün Leslie'ye (Lezli) seslendim ve bana dönüp dedi ki, aslında benim adım 'Lesli' diye telaffuz ediliyor... Peki bunu söylemek için neden 20 yıl beklediğini sordum, tartışmak istemiyormuş... Bunun karşılığında bana uzun bi süre 'Jud' diyebileceğini söyledim.." Gösteride her şakası reaksiyon almıyor zaten ama tatlı adam..
26.01.13, güncelleme Aralık 2020
Daha sonra yaptığı işlerde Seth Rogen, James Franco, Adam Sandler, Jason Segel ve yazar Evan Goldberg gibi birçok kafa adamla beraber çalışmışlar, her zaman da beraber çalışmak isteyen tiplerden olmuşlar. Beraber senaryolar yazıp, ortaya gayet güzel işler çıkarıyorlar.
İkinci filmi Knocked Up (2007)'ın, baş rolünde Katherine Heigl ve Seth Rogen var. Tek gecelik olarak düşünülen bir ilişkide kaza kurşunu.. Ve hamilelik.. İki tarafın da başta istemeyip sonra aile olmaya alışmasının filmi. Baş roldeki hatunun ablası rolüne kendi karısını yazan ve onun kızları olarak da kendi kızlarını oynatan Apatow, sette ailecek çalışmanın keyifli olduğunu düşünüyor. Bunu bir sonraki filmi Funny People (2009)'da da görüyoruz, kankisi Adam Sandler ve Seth Rogen'a, Leslie Mann eşlik ediyor. Mann'in oynadığı Laura karakterinin iki kızı Ingrig ve Mable da yine kendi kızları Iris ve Maure.
Zaman zaman Funny or Die için de kısa videolar çeken Apatow'un sonraki filmi This is 40 (2012). Bu filmde Knocked Up (2007) filmindeki ablanın 40 yaş sendromu anlatılıyor. Gayet eğlenceli, sevimli bi devam filmi. Yaptığı filmlerle takip edilecek yönetmenlerden biri oluyor ve ne çekse izlenir bir seviyeye geliyor.
Bu arada yazığı yönettiği filmler haricinde, yapımcısı olduğu filmlerle de biliniyor, mesela Superbad (2007), Pineapple Express (2008), Bridesmaids (2011), The Big Sick (2017) ve 5 sezon süren bir HBO dizisi olan Girls (2012-17) çok meşhur olmuş filmlerindendir. Öyle ki yönetmenliğini de yaptığı Trainwreck (2015) filminin posterine Bridesmaids (2011)'in yapımcısından yazması icap etmiştir. Bu filmde de baş rol Amy Schumer senaryosuyla beraber gelmiştir, Apatow yönetmen ve yapımcılık yapmıştır. Yani ben kendi yazmadığım senaryoyu çekmem dememiş, gelen fikirlere açık olduğunu göstermiştir.
Ve Love (2016-18) ile Netflix macerası başlar, zaten biraz da bu dizinin gazıyla Netflix stand-up'ı Judd Apatow: The Return (2017) hayata geçiyor. Gösterisinde de bahsediyor, "Filmlerimde hep yaptığım şeyi bu dizide de yaptığımı söyleyenler oldu, neymiş bu kadar inek tipli bi oğlan normalde böyle bi kızı tavlayamazmış.. Ben canlı örneğiyim işte diyor, bi bana bakın bi de Leslie'ye..." Yine aynı gösterinin başka bir yerinde, "Bir gün Leslie'ye (Lezli) seslendim ve bana dönüp dedi ki, aslında benim adım 'Lesli' diye telaffuz ediliyor... Peki bunu söylemek için neden 20 yıl beklediğini sordum, tartışmak istemiyormuş... Bunun karşılığında bana uzun bi süre 'Jud' diyebileceğini söyledim.." Gösteride her şakası reaksiyon almıyor zaten ama tatlı adam..
Geçen gün de, son filmi The King of Staten Island (2020)'ı izledim. Sinemalar kapalı olduğu için, ben torrentten buldum indirdim ama herhangi bir dijital platformla anlaşma yapmadığını görünce merak ettim, acaba film piyasaya nasıl servis edildi.. Kendisi mi direkt internete yükledi, nedir?. Film, itfaiyeci babasını küçükken kaybeden bir çocuğun, kız kardeş ve anneyle beraber büyürken babadan öğrenmesi gerekenlerin yarattığı boşluklar yüzünden tamamlanamayışını konu ediyor. Gelecekle ilgili bir planı olmayan bu gencin bile planlarının bozulabileceğini anlatan bir film. Apatow'un baş rolde yer alan Pete Davidson'la beraber yazdıkları filmi beğendim, standart, eğlenceli, dramatikli güzel bir hikaye ve karakterler bütünü.. Marisa Tomei aşkım da var kadroda, planları bozulan çocuğun plan bozan annesi rolünde...
26.01.13, güncelleme Aralık 2020