Nemfomani, bazıları hiperseksüalite diyor, cinsel dürtüleri çok artmış ya da cinsel aktivitesi son derece sık veya aniden beliren kişiler için kullanılan terimdir. Halk arasında 'adam delisi' de deniyor. Bu tabirden anlayacağınız üzere kadınlar için kullanılıyor, çünkü erkekte hiperseksüalite olunca normal karşılanıyor, kadında rahatsızlık.
Olay yaratan Lars von Trier'den Nymphomaniac (2013) filminin atası bu. Nasıl ataysa, beş sene var altı üstü aralarında. Ata dediğin biraz eski olur ama bu yeni ata. Fransız yazar Valerie Tasso'nun otobiyografik bir kitabından, günlüğünden film yapılmış, yani gerçek hikaye olduğu kabul ediliyor. Bence bu sebep bunu ata yapar. Kitap da çıktığında kendi çapında olay yaratmış ki film yapılmış. Fahişelik dönemini anlattığı günlüğünden sonra seks terapisti olan Tasso, hala bu konuda kitaplar yazmaya devam ediyor. Hadi şimdi bu seks bağımlılığından terapistliğe uzanan hayatın film yapılan kısmına geçelim.
İspanyol Christian Molina yönetimindeki filmde Belen Fabra Valerie rolünde. Val, İspanya'da yaşayan bir Fransızdır, büyükannesi vardır bir tek. İş hayatında başarılı olan Val, partnerleri pes edene kadar sevişir, yorulmak bilmez. Bir süre sonra bu tempoya ayak uyduramayan adamlar bir bir terk eder Valerie'yi, o yalnızlığa mahkum bir kadındır. İlk seksini hiç unutmaz, hiç unutamayacağı hale getirmiştir çünkü; 21 yaşındaki Val'i de Alba Ribas oynuyor.
Hayatından genel olarak memnun olan Val, bir gün bir adamla tanışır ve ilk defa biriyle hemen seks düşünmez ve aşık olur ona. Sonra hiç beklemediği bi adama dönüşür eleman, hayat olur zindan. Bu, iş hayatını da çok etkiler, işsiz kalır yani. Tam her şey bitti derken bi genelevde çalışmaya karar verir. Ve çok hoşuna gider bu, yeni zevkler keşfeder. Ama tabii bir noktada o da boka saracaktır. Bunca deneyimden sonra hayatın olayını çözmüşcesine havalara uçar Valerie, film çok umutlu biter.
Alba Ribas'ı hatta Belen Fabra'yı de daha önce El cadáver de Anna Fritz (2015)'te izledim..
Film bitince kitabın nasıl olduğunu tahmin edebiliyor insan, okunacak şey değildir kesin. Film hali de çok ahım şahım olmamakla beraber fena değildir, 5. Ama beni filmde en çok etkileyen Belen Fabra'ydı, sadece sevişen bi kadın diye değil, sürekli birilerini hatırlatıp durdu, her hareketi, bakışı falan, tanıdık birini izler gibiydi. Nasıl anlatılır ki o, hani hep görürsün de çok bilmezsin, yan komşu gibi mesela, bakkal gibi. Göz aşinalığı yani.. Ama bu filmle alakalı değil benle alakalı galiba..
Neyse, film idare eder, izlemek isteyin böyle şeyler. Ama dikkat, çok sevişmeli, bildiğin çok fazla erotik sahnesi olan film bu! Ben n'apıyorum lan, niye erotik film öneriyorum size, kapatacaklar blogu sonunda, yasaklı site olacaz..
11216