Yücel'in Çiçekleri (2018)


Köy Enstitüleri, köylüleri köy için yetiştirme sistemiydi. Kırsal kesimlerdeki okuma yazma bilen vatandaş oranını yüksek, temel bilgilere sahip, köydeki işlerini daha verimli yapabilecek bir toplum için ortaya çıkmıştı.

istanbulartnews Instgram hesabı dün fragmanını paylaşarak, Cengiz Özkarabekir'in yazıp yönettiği Yücel'in Çiçekleri (2018) belgeselinin, İBB Kültür Sanat YouTube kanalında çevrimiçi yayınlanacağını duyurdu. #EvdeKültürSanat ve Köy Enstitülerinin kuruluşunun 80. yıl dönümü vesilesiyle sunulan bu hizmetin aslında geçen sene de Ekrem İmamoğlu'nun YouTube hesabından yayınlandığını görüntüledim. Aynı açıklama yazısıyla iki farklı hesaptan paylaşılan film için, Ekrem İmamoğlu'nun öncülüğünde çekildiği yazıyordu.


Destek önemli tabii ama belirtmeliyim ki filmin özellikle canlandırma sahnelerindeki performanslar bütün işe gölge düşürüyor, kurgu açısından da biraz amatör olduğunu söyleyebilirim ama (övgü bölümü burası) sinamatografik açıdan göze hoş görünen, anlatılması, dinlenmesi, bilinmesi gereken yakın tarihimize ışık tutulduğu için değerli bir film. Kaynak çeşitliliği açısından önemli.. Üstelik harika bir fotoğraf arşivine sahip!.. Bir de YouTube'daki açıklama yazısında da belirtildiği üzere "Drama sahnelerinde kızı Gülümser Yücel'in destekleri sayesinde Hasan Ali Yücel'in gerçek eşyaları da kullanılmış." Ama hangileri müzeden gelen gerçek eşyaları, hangileri bit pazarından alındı bilemediğimiz için çok etkilenemiyoruz bu konuda!..


Komünist yetiştirdiği varsayımıyla da sevilmeyen bu sistemde yetişen öğrencilere karşı dönemin söylemi olan "Yücel'in piçleri"ne gönderme olarak filme verilen isim, anlatımda tarafını seçiyor. Yani filmin adını Yücel'in Piçleri bıraksalardı ve filmi aynen yayınlasalardı, tarafsız bir anlatım sunmuş olacakları ancak bu faşizan söylemi değiştirerek aslında yönlendirme yapılıyor ve kim bilir başka neler değiştirildi diye düşündürülüyor.

Anlatım demişken, filmin anlatıcısı, Köy Enstitülerinin (mimarı Hasan Ali Yücel'se) mühendisi olan İsmail Hakkı Tonguç'tur. İsmail Hakkı Bey'in gözünden anlatılır hikaye: "Hasan Ali şöyle bir çocuktu, ben burada okumuştum, onunla şunları yaptık" diye dönemi ve olayları anlatıyor, görmediği geçmişi öğrendiği kabul edilebilir ancak durduramıyor kendini, ölümünden sonrasını da anlatıyor. "Ben bu sebeple öldüm, Hasan Ali şunları yaptı, sonra da böyle oldu!.." Nereden biliyorsunuz?! Öldünüz siz İsmail Hakkı Bey!.. Senarist Özkarabekir, mukayyet olunuz beyefendiye!..


Yine de bu konuda, Can Dündar'ın Belgesel Kitaplar serisinin bir parçası olan Soner Sevgili yönetimindeki Köy Enstitüleri (2000) hikayeyi anlatımı bakımından daha başarılı bir yapım. Bu da YouTube'ta var, siz de ikisini de izleyip karşılaştırabilirisniz. Hatta bir de Toprağın Çocukları (2012) isimli bir kurgu film var, bu da döneme ait belli bir fikirler verebilir.

18 Nisan 2020