Hiç unutmam, bir röportajında "Şimdiye kadar 6 film yaptım, 10 gibi falan bırakmayı düşünüyorum. Yaşlı bir yönetmen olup kötü işler yapmak istemiyorum. Filmografimde az ama çok güzel filmler olmalı." demişti zamanında. Bu filmle etti 9... Eeey Tarantino, şimdi gözler bundan sonra yapacağın final filminde!..
Once Upon a Time... in Holywood (2019), tıpkı adı gibi bir zamanlar Holywood'da yaşanan bir olaya ucundan köşesinden yaklaşıyor. Quentin Tarantino, Polanski'nin eşi oyuncu Sharon Tate'in hamileliğinin son zamanlarında bir grup hippinin kafası güzel saldırıları sonucunda öldürülmesine kafa tutarak bir hikaye hazırlıyor. Televizyonun sevilen yüzü Rick Dalton ve dublörü Cliff Booth'un sinema sektörüne geçme aşamasındaki hayatını izlerken, bir yandan da komşuları Sharon Tate'in kıskanılası yaşamından kesitler görüyoruz. Rick, yaşının ilerlemesi ve popülerliğinin silinmesi tehlikesiyle karşı karşıyayken kankisi Cliff hep yanında.
Cliff, karısını öldürdü mü öldürmedi mi bilinmez bir dilemmayla dolanırken, yoldan aldığı seksi hippi kızı götürdüğü yerde eski bir tanıdığını ziyaret etmek istemektedir. Bu sahne sayesinde tanık olduğumuz bir hippi grubu, filmin sonuna doğru tekrar ortaya çıkacak ve ortalığın karışmasına sebep olacaktır.
Söz konusu filmografideki 6. film olan Inglourious Basterds (2009)'ı hatırlatmak isterim hızlıca.. Hitler, akıllıca bir girişimle bir sinema salonunun kundaklanması sonucu yanarak can veriyordu -yaverleriyle birlikte-!.. 7. filmi Django Unchained (2012)'ta da malum siyah beyaz hikayesinden üstün çıkmayı başaran bir siyahi kahramanın hikayesini izledik. Tarih saptırılarak mutlu sona bağlanıyor yani. Bu filmde de benzer bir teknik olduğunu söyleyerek sürprizi çok bozmayalım. Bu örnek verdiğim iki filmde başrol isimler, bu anlattığım filmde başrolü paylaşıyorlar beraber.
Leonardo DiCaprio'nun canlandırdığı Rick Dalton filmde kalifiye oyunculuğuyla dikkat çekerken ya DiCaprio n'apıyor?! DiCaprio çok iyi oynuyor. Brad Pitt ise yakalardan paçalardan karizma akıtarak dolaşıyor. İki yıldız ismin beraber devleştiği çok tatlı film izliyoruz. Tam sıkılacakken devreye giren Tarantino işçiliğiyle keyifleniyoruz. Keyiflenmek dediğim sahne, ne bileyim kafasını duvara vurdura vurdura ezdiren bir adamın çıkardığı komik iniltiler, yüzme havuzunda cayır cayır yanan bir takım bedenler.. Bunlar Tarantino işçiliğine sayılıyor. - Ayrıca zeki adamdan dönem filmi izlemek gibisi var mı ya?!..
Ben çok beğendim. Duyuyorum etrafta, birkaç hikayeyi zayıf bulan kişi olmuş, kınarım üşenmem. Brad Pitt ve DiCaprio haricinde mutlaka adını anmak istediğim bir Timothy Olyphant var filmde, adamımdır, çok yeteneklidir. Bir de bakın burası çok önemli: Margot Robbie, Kurt Russell, Al Pacino ve tabii ki Margaret Qualley..
DiCaprio geçen sene Oscar'ı aldı yırttı, gözler Brad Pitt'e döndü şimdi, Oscar adaylığı gelir mi, gelirse alır mı bilinmez... Zayıf olmakla beraber ihtimali saklı tutalım!.. Bir Brad Pitt'e Oscar ayarlayıp, bir de Beyaz'ı evlendirirsek gözümüz açık gitmeyiz artık.
31.08.19