Mark Wahlberg'lü filmlere devam ederken, Russell Crowe'lu,
Catherina Zeta-Jones'lu Broken City (2013)'ye denk gelindi. Aslında bu filmi
Catherine'in filmografisinde görüp eklemiştim izlenecekler listesine ancak daha dünkü
Boogie Nights (1997)'ın üzerine izleyince Wahlberg'ten gidiyomuş gibi oldu. Çok uzak olmayan bir zamanda da Contraband (2012) izlemiştim
Kate Beckinsale'li ve yine Wahlberg'lü. Denk geldiyse demek ki.. Arka arkaya Wahlberg filmleri izleyince fark ettim ki, öyle çok senaryo seçen bir adam değil son zamanlarda çünkü Contraband (2012) da Broken City (2013) de çok bir numarası olmayan, kadrolarıyla seyirci çeken, klasiğin dışına çıkamayan aksiyon-polisiye hikayeler. Neyse, ekmek parası sonuçta diyecem de nasıl bir ekmekse o artık.
Film, zamanında görevden alınmış bir polisin özel dedektiflik yaparak hayatını kazanmasını, oyunculuk yapan kız arkadaşıyla arasındaki gerilimi ve kötü adam rolü üstlenen bir belediye başkanı ve karısının hikayesini anlatıyor. Yukarıda dediğim gibi klasiğin dışına çıkıp seyirciyi şaşırtmayan bir hikayesi olan filmin senaristi -bu işlerde henüz yeni olan- Brian Tucker, yönetmeni ise daha önce kardeşi Albert ile birlikte Book of Eli (2010)'yi yönetmiş olan Allen Hughes.
Ben filme 5 verdim, imdb.com 6.1 vermiş. Bu arada merak eden olursa diye; dedektifin yardımcısı Katy rolündeki sarışın Alona Tal imiş ve şimdiye kadar düşük bütçeli tv filmlerinde ve dizilerde ufak roller almış. En bilinen hali de Supernatural dizisini takip edenler bilir, 2006-2011 arasında diziye yedi bölümünde konuk oyuncu olarak girmiş Jo Harvelle rolüyle. Dedektifin oyuncu sevgilisi de, esmer güzeli Natalie Martinez, bilirseniz Death Race (2008)'ten bilirsiniz.
08.06.2013