Truva Savaşı, Truva prensi Paris'in, Sparta kralının kardeşi Menelaos'un karısı Helen'i kaçırması ile başlıyor. Paris (Orlando Bloom), delikanlı çocuk daha, kanı kaynıyor; dünyalar güzeli Helen (Diane Kruger), Paris'e aşık oluyor ve onun aklına uyup kaçıyorlar, koca bir savaş başlatıyorlar. Agamennon, Odysseus'un (Sean Bean) da kendi ordusuyla destek verdiği kocaman bir Yunan ordusu kurup Truva'ya saldırmaya geliyor.
Helen biraz bahane ediliyor aslında, mesele Ege'nin egemenliğini ele geçirmek. Krala zerre saygısı olmayan ama Odysseus'un hatrını kıramayıp Yunan tarafında kendi adamlarıyla savaşa katılan, tanrının oğlu denilen, ölümsüzlüğü ile nam salmış Achilles (Brad Pitt) de var. Savaş sırasında bir dönem tarafsız takılan Achilles, yanlışlıkla kuzenini öldüren, Truva'nın kahramanı, büyük prens Hector'ı (Eric Bana) düelloya davet eder. Çok şekil hareketler eşliğinde, adeta kapuera yaparak dövüşürler. (Yaprak Dökümü'nün kitabı çıkmış) Bu arada Hector'ın kuzeni Briseis (Rose Byrne) de savaş esiri olarak Achilles'in çadırındadır.
Film çok güzel bi kere, kesin izleyin zaten. Aklıma takılan birkaç soru var..
Akilyıs diye telafuz edilen Achilles neden bizde Aşil olmuş?
Helen rolündeki Diane Kruger nasıl oluyor da diğer oynadığı filmlerde buradaki kadar güzel olamıyor, rolün hakkını vermek bu mu?
Briseis rolündeki Rose Byrne de sadece bu filmde ekstra güzel mesela, niden?
Ayrıca 300 (2006) filmindeki Spartalılarla bu filmdeki Spartalıların benzerliklerini yakaladıkça sizin de içiniz ufak ufak kıpraştı mı? "Ya ne olacaktı, aynı hikaye işte" deyip geçmeyin, hoşluk bunlar hep.
28.06.13