Neskolko dney iz zhizni I.I. Oblomova (1979)


Orijinal dili Rusçadan Oblomov'un Yaşamından Birkaç Gün şeklinde tercüme edilmiş. Gonçarov'un 1858'de yazdığı ve günümüzde klasikler arasında yer alan romanı Oblomov'un -baş karakteriyle aynı adı taşır kitap- tek düzgün film uyarlaması bu sanırım. O da çok düzgün değil..

Erkeklerinin yarısı yazar diğer yarısı memur; hatta memurlarının da bir kısmı yazar olan bir millet Ruslar. Kadınları için de tespitim şudur: herkesin bildiği gibi çoğu güzeldir, çirkin olanları da oyunculuk yapmaktadır. İzlediğim Rus filmlerinde güzel kızlara denk gelemeye gelemeye oluşturdum bu düşünceyi, boru değil.
Ivan Aleksandroviç Gonçarov da otuz yıl memurluk yapmış bir yazardır. Rus edebiyatına hakim Vedat Özdemiroğlu'na bir sohbet sırasında sormuştum: "Abi Gonçarov'un Oblomov'dan başka hangi kitabı var?" diye. "Bu soruyu ilk defa senden duyuyorum, bilmiyorum." demişti. Bakmıştım tabii ondan sonra, birkaç romanı daha var ancak Türkçe'ye çevirilen başka eseri yok yada ben denk gelmedim. Gerek de yok zaten Oblomov yazmış adam lüzum var mı başka esere?


Görüp görebileceğimiz en uyuşuk adamdır Oblomov, yattığı yerden kalkmak bilmez. Uşağı Zakhar da efendisinden geri kalmaz uyuşuklukta. Didişir dururlar evin içinde. Pasif bir arkadaşı vardır Ilya Ilyich Oblomov'un, Alexeyev; bir de çocukluk arkadaşı, can dostu, Stoltz.
Stoltz, Oblomov'un üşengeçliğini bertaraf eder, hatta bir de kadınla tanıştırır ki hayatı biraz hareketlensin; Olga. Edebiyat severler için kitapta buradan sonrası da güzeldir elbet ancak; filmde durağanlık izleyiciyi sıkar. Hele bir de filmlerdeki Rus kadınların güzel olmadığı gerçeğini Olga ile pekiştirdikten sonra filmde izlenecek bir şey kalmıyor. 


Film ilk başladığında, zaten o zamanlarki film teknolojisi malum, müzik seçimleri ve oyunculardaki tiyatral hava da çok izlenebilir bir film gibi olmadığını gösterse de, ilerleyen dakikalarda özellikle Stoltz geldikten sonra kalite artıyor -ya da ben filme alışmış da olabilirim- rahatsız etmemeye başlıyor yani. Derken iki saat on beş dakikayı deviriyorsun. Film izlerken şey düşünmüştüm, adam kitapta ne var ne yok çekmiş lan. Yeri geliyor anlatıcı yarım saat konuşuyor, bildiğin görüntü akarken adam bize romanı okuyor çaktırmadan.

Oyunculardan falan bahsedemiycem, çok fazla Rus sineması takip eden biri değilim, hangi oyuncu nerede oynamış bilmem. Bu arada yönetmen de Nikita Mikhalkov diye biri.
Filme ben 5/10 verdim imdb.com puanı 7,3/10.

12.06.13