In Your Eyes (2014)


Ruby Sparks (2012)'la iyice beğenmeye başladığım Zoe Kazan'ın te o zamandan listeye eklediğim filmi. Fantastik romantik komedi tarzın en çok yakıştığı aktrislerden bence Kazan. Çok tatlı kız. Yerim onu.

Şizofreni tanısı konmuş -hasta-lara bakışımıza güncelleme getirecek bir açıdan yaklaşılıyor olaya. Ara sıra ani kas spazmları geçiren Rebecca'nın, bu derdi hariç hiç de fena olmayan bir hayatı var. New Hampshire'da yaşıyor, bir doktorla evli genç ve güzel bir kadın. Dylan ise şartlı tahliyesi süren, New Mexicolu bir genç adam, eski hırsız; hayatından çok memnun değil ama daha kötüye gitmemesi için çaba sarf ediyor. Tıpkı Rebecca gibi onun da ara sıra ortaya çıkan kasılmaları var. Ve bir gün, doğru bir haleti ruhiye içindeyken birbirlerinin ellerini görüyorlar. Holi Şit! Sonra seslerini duyuyorlar.


Aralarında iki bin millik (~3500 km) bir mesafe olan bu tipler arasında farklı bir bağ var. Önceleri sadece çok etkili bir olay yaşadıklarında ancak karşı tarafın hissedebildiği duyguları, sonraları muhabbet etmeye kadar vardırıyorlar. Yani başta sadece Dylan dayak yediğinde Rebecca dayak yemiş gibi hissediyor ve ona göre ani tepkiler veriyorken, işi öğrendikçe telefonla konuşur gibi birbirleriyle konuşup, gördükleri şeyleri görebiliyor seviyeye geliyorlar. Ve bu ikisinin hayatında da bir sürü değişime sebep oluyor. Kendilerini iyi hissetmelerine rağmen, çevreleri deli olduklarını düşünüyor. İşte bu sebeple "Şizofreni tanısı konmuş -hasta-lara bakışımıza güncelleme getirecek bir açı.."ya geçiliyor.

Ben sevdim filmi baya, tamam çok abartılacak bi şey değil belki ama tam Pazar günü izlenecek film.. Her işten anlayan adam Joss Whedon'ın yazdığı senaryoyu, Brin Hill yönetiyor. Zoe Kazan'a Michael Stahl-David eşlik ediyor. Jennifer Grey, Steve Howey ve Nikki Reed de kadrodaki dikkat çeken diğer isimler.

18.06.2017
Oku..

Power Rangers (2017)


Amerika'da 93'ten, bizde 97'den beri yayınlanmakta olan bir bilimkurgu gençlik dizisi. Ama tabii aslı 1992'de Japonların başının altından çıkmış, böyle rengarenk karakteri ortaya her babayiğit atamaz. Japon işi. Yayınlandığı günden beri büyük bir hayran kitlesine ulaşan dizinin olayı, Dünya'ya saldıran uzaylılarla başa çıkabilmemiz için bize yardım eden başka uzaylıların ortaya çıkması. O iyi uzaylıların içimizden seçtikleri bir grup gence ekstra güçler kazandırarak, onları birer Ranger'a çevirmesi. Nereden baksan şık hareket.


Bu sene 20. sezonu yayınlanıyormuş, kim izliyorsa artık. Her sezon isminde ufak değişiklikler yaparak yeni bir maceraya atılan dizinin, bu senekiyle beraber 3 tane de sinema filmi oluyor.

Mighty Morphin Power Rangers: The Movie (1995)
Turbo: A Power Rangers Movie (1997)
Power Rangers (2017)

Tutmuş olacak ki bu sonuncuya devam filmi çalışmaları başlamış. Ben beğenmedim. Çocukken hatırlıyorum yarım yamalak, televizyon karşısında "Ben kırmızı pavır rencırım" diye diye izlediğimi ama müptelası da olmadım hiçbir zaman. Şimdi filmini görünce de nostalji olur diye izledim ama bi sik hissetmedim, hiç içime dokunan bi durum olmadı.


Yalnız Pink Ranger'ı oynayan Naomi Scott tatlı kızdı, bi de onca makyaja rağmen hemen tanıdım Elizabeth Banks'i. Efekt konusunda gayet başarılı duran filmin yönetmeni Dean Israelite diye biriymiş; dikkate değer bi işi yok şimdilik. imdb puanı 6,6 olan filme benim puanım 4/10 oldu.

17.06.17
Oku..

Grave (2016)


Tıpkı Sean Ellis'in Cashback (2006)'i, Damien Chazelle'in Whiplash (2014)'i gibi önceden kısa film olup festivallerde ilgi gördükten sonra büyütülme kararı alınmış bir film; yönetmeni Fransız Julia Ducournau, bu kendisinin ilk uzun metrajı oluyor. Verdiğim örneklerde kısa halleriyle uzun hallerinin isimleri aynıyken, Raw (2016)'ın atası Junior [2011] imiş.


Bu girizgahtan sonra film hakkında söylenebilecek ilk şey, mide bulandırıcı olduğu. Ama muhteşem bir hava yakalanmış, deneysel sinemanın en modern örneklerinden. Böyle bir işin de Fransız topraklarından çıkmış olması hiç şaşırtıcı değil tabii ki. Mevzu da çok basit; bir adet ergenlik çağında genç bir kız, baskıcı bir aile ve ailenin büyük sırrı. Etkileyici bir sona sahip olduğunu düşündüğüm için sürpriz bozmaktan kaçınıyorum.

Justine, tıpkı halen eğitimi süren ablası gibi veteriner olmak için yoldadır. Anne babası ve köpekleriyle beraber gittikleri yolda, yemek için durdukları bir restoranda ailecek vejetaryen olduklarını öğreniriz. Bu hayvansever aile iki kızını da veteriner yetiştirmek ister işte. Sonra okula gelirler, sorumsuz ablasıyla aynı okula kayıt yaptıran Justine, okulda çömezlik gereği pek çok geleneksel zorlukla karşı karşıya kalır. Ablası biraz ilgilenir kardeşiyle, ama biraz yani. Zorla çiğ tavşan böbreği falan yedirilen bu zorlayıcı gelenekler Justine gibi narin bir kızı biraz etkiler. Ama bir süre sonra ortama alışıp ablası Alexia'yla yurt partilerinin tadını çıkaran Justine alkolle falan tanışır. Hatta vejetaryen bünyesini zorlayıp et met yemek ister. Pişmiş et yeyince kustuğu için çiğ et dener. İlginç bir deneyimdir.


Bir gün beraberlerken yanlışlıkla ablasının parmağı kesilir, Alexia bayılır, Justine ambulansı çağırır bekler. Bir yandan da ablasının kesik parmağını elinde tutmaktadır. Kan bulaşan elini yanlışlıkla ağzına götürür ve kanın tadını alır. Dikkat! Sonra kesik parmaktaki kanı emer biraz. Sonra küçük bir ısırık alır. Bak bu kız etin tadını bilmezdi, vejetaryen büyümüştü, aile baskısından kurtulunca etin tadına bakmış ve şimdi de insan etini tadıyor. İnanılmaz tepkileri var. Ablası ayıldığında ortada parmaktan çok bi şey kalmadığını görüyor, tekrar bayılıyor.

Ve işler gittikçe büyüyor ama kolpa korku filmi saçmalıkları yok yani, inanılmaz bir psikoloji incelemesi var önümüzde. 19 yaşındaki Garance Marillier'in muhteşem performansını ağzım açık izledim, ablası rolünde Ella Rumpf da çok başarılı. Film Avrupa'da katıldığı pek çok festivalde ödüllendirilmiş. İzlemek isterseniz İngilizce ismi Grave olarak arasanız daha kolay bulursunuz. Puanım 8/10.

14.06.2017
Oku..

Fi Çi (2017-18)


Türkiye'nin ilk internet dizisi sloganıyla çıkıp sekiz bölüm süren Masum'dan bir ay sonra yayınlanmaya başlayan, en az Masum kadar ses getiren bir kadro kurup Masum'dan çok daha fazla izlenen Fi, psikolog yazar Azra Kohen'in üçleme roman serisinden uyarlanıyor. Nükhet Bıçakçı'nın hazırladığı senaryoları Mert Baykal filme alıyor. Ay Yapım'ın üstlendiği prodüksiyonu bir Doğuş Holding markası olan puhutv yayınlıyor. Ozan Güven, Serenay Sarıkaya ve Mehmet Günsür başrolündeki dizide dikkat çeken diğer isimler, Berrak Tüzünataç, Büşra Develi, Müjgan Ferhan Şensoy ve Osman Sonant..


Can Manay, televizyona program yapan popüler bir psikologtur ve ayrıca hayırsever, playboy, milyoner falan. Marka yani adam. Sık sık su içen, ufak takıntıları ve bir sürü asistanı olan, karizmatik bir adam. Eve gelen hanım misafirlerini gizlilik içinde ağırlayabileceği yeni bir malikane bakarken, yan villada altın orana saygılı duruşuyla dikkat çeken tatlış dansçı Duru'yu görür ve o an hayatının eskisi gibi olmayacağını anlar. Duru ve Deniz çiftine komşu olmakla başlayan macerası giderek artan bir tempoyla civcivleniyor. Bütün imkanlarını kullanarak Duru'nun hayatına sızmaya çalışıyor Can Manay.

Bu arada can düşmanı kanal sahibi milyarder Sadık Murat Kolhan'la alıp veremediği her neyse, gazeteci Özge Egeli onun peşinde..


Dizinin sosyokültürel konumu çok tartışmalı.. Süresi ve yayın mecrası gereği piyasadaki benzerlerinden sıyrıldığı hissi vermesi, Y kuşağından bir grubun diziye ilgi göstermesini sağlıyor fakat yine aynı tayfanın başka bir grubu da diziye Medcezir muamelesi yapmayı sürdürüyor. Ben Medcezir de izliyordum, benlik bir durum yok hatta bana müstahak.

Serenay Sarıkaya tatlı, Büşra Develi çok daha tatlı. Berrak Tüzünataç küfürbaz, Merve Çağıran çok ateşli. Ozan Güven'in dram oyunculuğunu zaten çok sevmiyordum ama Mehmet Günsür kaliteli.. Osman Sonant, Osman Sonant işte.. Aralarda Özge Özpirinçci, Defne Kayalar gibi konuk oyuncular izlendi.. Bi bölüm Cem Yılmaz göründü, vasat bi sahneyle.

11.06.2017


12. bölümle sezon finali yaptılar, baya gümbürtülü bir final oldu. Totalde iyi de iş çıktı yalnız, ikinci sezonu merakla beklenecek seviyede bir dizi yaptılar, bravo.

Aslında dizinin gizli gücünü söyleyeyim mi size, çaktırmadan izleyenin hoşuna gitme sebebi bu zaten: karakterler bir psikolog tarafından yaratıldığı için, tepkileri gayet etkileyici gerçeklikte oluyor. Finalde misal, Duru'nun o hareketi yapacağı zaten tahmin edilebilirdi, öyle bir Duru izledik hep. Ama yine de görünce etkilendim, hatta belki rahatsız oldum. Kabaca ele alırsak, kötüler kazandı. Hep iyiler kazansın istiyoruz ama kötüler daha akıllı, daha şanslı, daha rahat oldukları için hep kötüler kazanıyor. Fak!

18.06.2017


İkinci sezona Can&Duru aşkıyla başlanıyor, bütün sezon Afife'nin kim olacağı tartışılıyor, Deniz bir oraya bir buraya savruluyor ve sonunda Duru, Can'ın gerçek yüzüyle tanışıyor. Yasemin Allen, Nehir Erdoğan ve Nesrin Cavadzade bu sezona renk katan karakterleri canlandırıyor. Ve muhteşem final geliyor! İkinci sezon 10 bölüm sürüyor. Kitap serisi Fi, Çi ve Pi şeklinde üçleme olan hikayenin dizisinin neden Fi ve Çi olarak iki sezonda sonlandığını merak ettim ve cevabı öğrenmek çok kolay oldu. Aralık sonunda hikaye sahibi Kohen bir radyo programında demiş ki:

"Birinci sezonda ilk bölüm kitaba bağlı ama sonra her şey değişiyor. Üçüncü bölümden itibaren kitaptaki referans noktaları sabit kalarak, bambaşka bir hikaye anlatıyorlar. İkinci sezonda ise sadece karakterler var ve o yüzden bitirilmesini istedim. Doğru olanı yapmak lazım, şu an kendi merkezinden çıkıp amacına hizmet etmediği için devam etmesinin bir anlamı yok. Bir şey yanlış gittiği zaman durdurmak için elimden geleni yaparım."

11 mart 2018
Oku..