Die Hard BoxSet


Tam bir süper kahraman; Bruce Willis'in aksiyon filmlerinde aranma sebebi olan rolü; Dedektif John McClane..

NYPD bünyesinde bir dedektif olan John, zar zor izin alıp karısını görmek için Los Angeles'ta Nakatomi Plaza'da ki 'krismıs parti'ye gelir. Arasının bozuk olduğu karısıyla işleri düzeltme çabası içindedir. Alt katlardan birinde eğlence tüm hızıyla sürerken; Alman menşeli bir grup terörist partiyi basar, müdüre el koyar, partideki herkesi rehin alır. Bu sırada üst katta unutulan bir McClane vardır. Aksiyonun yer yer komedi öğeleriyle süslendiği ilk film olan Die Hard (1988), Roderick Thorp'un 'Nothing Lasts Forever' romanından uyarlanmış -bu filmden yaklaşık bir sene önce Predator (1987)'ü çeken- John McTiernan tarafından yönetilmiş bir klasik olmakla birlikte imdb.com'da top250'dedir. Bu arada romanda dedektifimizin adı Joseph Leland'mış.


Walter Wager'in '58 Minutes' romanında, terörist bir grubun bir havaalanının bütün elektronik sistemini ele geçirip tutuklu liderlerinin bulunduğu uçağı istedikleri gibi indirmek istemeleri ve bu esnada havada iniş izni bekleyen; yakıtı sınırlı; içi yolcu dolu uçakların da tehlikede olduğu ve bir dedektifin olaylara müdahale ettiği  bir aksiyondan söz ediliyor. Bu beğenilen hikaye hemen Die Hard'a uyarlanıyor ve Renny Harlin yönetiminde Die Hard 2 (1990) olarak çekiliyor. McClane havaalanında karısını karşılamak için beklerken, karısının da birinin içinde bulunduğu bir çok uçak kurtarılmayı bekliyor. McClane'a yine aksiyonun yolu gözüküyor.


Roderick Thorp'un yarattığı karakter üzerine bu sefer direk senaryoyu yazan Jonathan Hensleigh oluyor. İlk filmin yönetmeni McTiernan, bu sefer New York'ta, karısı tarafından terk edilmiş bir dedektif olan McClane'i, Samuel L. Jackson'ın oynadığı Zeus Carver'la beraber bir aksiyona sürüklüyor. Die Hard: With a Vengeance (1995). 88'deki macerada öldürdüğü Gruber'in kardeşi, intikam alacağını söylüyor ve 'i wanna play a game' diyor. Dikkat buyurun daha testere yok, jigsaw yok. Şehrin altını üstüne getiririm diyerek oradan oraya koşturuyor ikilimizi.


88'deki ilk filmi sinemada izleyip çok beğenen hatta eve geldiğinde "Bana kamera alın, film çekicem ben!" diyen 17 yaşındaki Len Wiseman, ileride 20th Century Fox'ın bu teklifini aldığında çok sevinecekti: "Mark Bomback'in, John Carlin'in 'A Farewell to Arms' romanından etkilenip senaryosunu yazdığı yeni Die Hard filmini yönetmeni istiyoruz". Live Free or Die Hard (2007)'ta yaşlanmış olmasına rağmen formdan düşmeyen, tam bir süper kahraman olan kıdemli dedektifimize verilen teslimat görevi basit; "Bir çocuk var, al onu evinden merkeze getir, önemli biri galiba" diyorlar. Gider gitmez bi aksiyon bi aksiyon, rahat bırakmıyorlar ki adamı. Bu sefer kötü adamımız Timothy Olyphant, birleşik devletlerin bilgisayarla idare edilen sistemlerine girip halkı galeyana getiren bazı hareketlerde bulunup olay yaratıyor. İlk filmde sadece bahsi geçen küçük kızı Lucy bu filmde ne anasının gözü babasının kızı var ya.. Mary Elizabeth Winstead oynuyor onu da, hani Death Proof (2007)'daki model kız.


Serinin beşinci ve son filmi A Good Day to Die Hard (2013) da John Moore yönetiminde çekildi.. Mary Elizabeth yine var..


16.11.12