The Irishman (2019)
Bi arkadaşımla izliycez, dedi ki "millet yarısını bi gün diğer yarısını ertesi bi gün izliyo, çok uzun filmmiş" dedi. "Ee," dedim, "n'olmuş yani, kaç saat olursa olsun oturup bi kerede izlemek lazım, nedir yani" dedim. "3,5 saatse 3,5 saat, sıkıntı yok!"
İki saat sonra gözler kapanmaya başlayınca, bıraktık tabii n'apalım, iki günde izlemiş oldum böylece.. Böyle olunca da insan keyif alamıyo filmden ya.. İki günde izlediğim filme nasıl çok güzel diyim.. Gerçek hikaye!..
İnternette de çok geyiği dönüyo bu ara haliyle, yok efendim 40'ardan 5 bölüm dizi dizi izlemek lazım, yok efendim 3,5 saatlik bir yolculuk boyunca telefondan izlemek lazım.. Bu telefondan izleme önerisini yapıp -Scorsese görse çok kızar- diyen arkadaşa @NetflixFilm hesabı, Scorsese kızmaz merak etme, civarında bir cevap vermiş. Derken derken biri Scorsese'ye sormuş, filminiz hakkında böyle böyle deniyor, ne dersiniz diye: "Ben gidip bir sinemada kocaman ekranda izlemenizi tavsiye ederim. Ama illa bi taşınabilir cihazdan izleyecekseniz de büyükçe bir tablet kullanın." demiş. Gülmüş eğlenmiş herkes.. Ama ben uyudum abi resmen..
Charles Brandt, böyle mafyalı gerçek hikaye romanlarıyla tanınan bir yazar. 2004'te yayımlanan "I Heard You Paint Houses" isimli romanından, Oscarlı senarist Steven Zaillian tarafından senaryolaştırılan filmin yönetmeni Oscarlı Martin Scorsese. O kadar güzel uyarlamışlar ki, tıpkı roman gibi bir etki yaratıp izleyicisini uyutan bir film çıkmış ortaya. Bravo!
Bir adamımız var, Frank Sheeran, sıradan bir kamyon şoförüyken tesadüf ettiği yerlerde tanıştığı kilit adamlarla çok ilginç kapılar açmış kendisine. Onu tanımış, buna kendini sevdirmiş, buna yalancı şahitlik yapmış, şununla tahsilata çıkmış falan derken herkesin tanıdığı, sevdiği, saydığı bir adam olmuş Frank. Bu anlatılıyor..
Ama işte dizi yapıyor olsan vereceğin detayları, Scorsese Amca sinema filminde vermeye çalışmış, minik minik binlerce şey anlatılıyor.. Her zaman aksiyon da yok, nasıl uyumiyim abi?! Hep demezler mi, sinemanın bir dengesi var, seyirciyi sıkmadan anlatmak gerek falan filan.. Belli bi yaştan sonra bence sallamıyorlar bizi, böyle usta adamlar kendi şeylerinin keyfine filmler yapıyorlar..
78 yaşındaki ihtiyar yönetmen hep kendi akranlarını toplamış filme! 2 Oscarlı Robert De Niro (77) başrolde, Tek Oscarlı Al Pacino (80) ve Joe Pesci (77) ve henüz Oscarsız Harvey Keitel (81) de hikayede öne çıkan tipleri oynuyorlar... Ayrıca Stephen Graham, Anna Paquin, Stephanie Kurtzuba gibi isimler de var..
Fimle kesinlikle kötü film diyemem, ama senenin En İyi Filmi falan olabilecek tempoda bir film de değil kimse kusura bakmasın!.. Oyuncu performansları şahane ama işte hikaye anlatıcılık hep daha önde.. Puanım 6/10..
14.12.19