Ran (1985)
Shakespeare'in Kral Lear'ını Japon topraklarına uyarlayan dahi yönetmen Akira Kurosawa'nın bu filmi Fransız-Japon ortak yapımı. Final jeneriği İngilizce olan film ülkemizde 15 Şubat 1991'de gösterilmiş. 86'da Oscar Ödül töreninde 4 kategoride adı geçen film, En İyi Kostüm Tasarımı Ödülü'nü kazanmış. Kurosawa, o sene aday olduğu En İyi Yönetmen Ödülü'nü alamamış olsa da 1990 senesinde Oscar Onur Ödülü'ne layık görülmüş.
Filmi bayadır izlemek istiyordum, bugün hazır zamanım varken oturdum başına. Baktım üç saate yakın bir süresi var... İnsanın içinden başlatmak gelmiyo demek ki o an... Biraz durdum. Başlatmaya korktuğumu hissettim, oysa eminim güzel film, kesinlikle pişman olmayacağım bi üç saat olacak ama yine de kendimi buna ikna etmem zaman aldı. Ne kadar değerli bir şey demek ki zaman, onu anladım. Ve zaman kaybı korkusu sırasında kaybedilen zaman... Hayır, gayet çöp bir bir buçuk saatlik filmler, diziler izlerken bu kadar koymuyor o zaman.. Sonra tabii izledim ve çok da memnun oldum izlediğime. imdb.com'da top250 #137
Her planı bir tablo niteliğinde olan filmin görüntü yönetmenlerini tebrik ederim, üç japon, yazamam şimdi isimlerini... Ulu Lider Hidetora ve üç oğlu, misafirleri mühim Bey'le avdalar... Av sonrası sohbette anlaşılıyor ki Hidetora'nın küçük serseri oğlu everilecek bu Bey'in kızına. Muhabbetin ortasında yaşlı Ulu Lider uyuyakalıyor, herkes odasına çekiliyor. Hidetora korkunç bir rüyadan uyanıp, çıldırmış gibi koşturmaya başlıyor. Topluyor tekrar herkesi, "Ben artık yaşlandım, Ulu Liderliği büyük oğluma devredip dinlenmeye çekilmek istiyorum, rüyamdan çıkardığım sonuç budur" diyor. Küçük oğul dalga geçiyor bu kararla, Hidetora da onu kovuyor, düğün işi de yatıyor. Sonra büyük oğul liderliğin sorumluluğu altında o kibirle yapamıyor, tehlike görüyor ve babasını sürdürüyor. Ortanca oğlan da abisinin pozisyonuna göz koyuyor. Sonra o da babasına düşman oluyor, savaş çıkıyor. Şaşkın Hidetora yazık, meczup oluyor. Küçük oğlu onu bulup, hakkettiği tahta tekrar oturtmak istiyor. Peki bu olanlarda bilin bakalım büyük oğlanın kinli karısı Lady Kaede'nin payı ne?
Filmi izlerken Kral Lear hiç aklıma gelmedi valla, hatta filmde bir yerde de yazmıyor, internette okudum. Filmi izlerken ben, "Yaşar Kemal romanı okur gibi, bu ne olum" diyordum ekseriyetle. Bu yazıdan çıkarmak gereken sonuç şu olmalı: Zamanımızı hakikaten doğru kullanmalıyız ama doğru yolu seçerken harcadığımız zamanlar da oyuna dahil.
27.11.16