Çok aşırı beğendiğim, acayip rahatsız olup etkilendiğim bir filmdi Shame (2011). Yönetmeni -İngiliz zenci- Steve McQueen'in diğer filmlerine göz attım sonra, bu Hunger (2008)'ı buldum. Bu da fena değil ama çok da bir numarası yok. İngiltere'de bir hapishanede, bir zamanlar, mahkumlara uygulanan polis şiddeti ve tepki olarak mahkumların açlık grevine başvurmaları anlatılıyor.
Senaryosunu McQueen'in Enda Walsh'la beraber yazdığı filmde, Michael Fassbender, Rory Mullen, Stuart Graham ve Liam McMahon oynuyor. İrlanda-Almanya melezi Fassbender zaten McQueen'in bütün filmlerinde (kısalar hariç, 4 tane kısası 3 tane uzunu var) oynuyor.
Michael Fassbender'in canlandırdığı Bobby Sands karakteri, hapishanedeki kötü muameleye karşılık veren ilk mahkumlardan, bize de onun grevi gösteriliyor. Grev sürecinde verdiği kiloları, vücudundaki yaraları bereleri çok güzel görüyoruz. Grev boyunca yetkililer pek ilgilenmiyor ama 8 mahkum açlık grevi sonucunda ölünce millet ayaklanıyor. Sonrasında mahkumların tüm şartları kabul edilmiş, yasa çerçevesinde. Yalnız olaylarda hayatını kaybeden 14 tane de gardiyan varmış. Filmde bir de Stuart Graham'ın oynadığı gardiyan Raymond Lohan karakterinin hayatına da ufak bir göz atılıyor ama çok da üstünde durulmuyor yani.
Genel olarak sabit kamera planları kullanılmış, bir de upuzun rahiple Bobby'nin görüşme sahnesi. McQueen'in ilk uzun metrajı bu, kısa kafasıyla çekilmiş görüleceği üzere. Baya festival filmi. Zaten Shame (2011)'i izleyince gelişmeyi görebiliyorsunuz.
Sonuç olarak hani çok tavsiye edilebilecek bir film değil, sıkıcı biraz; aklınızda bulunsun. Ama Shame (2011)'i utanmadan tavsiye ederim.. Sert film..
12-09-13