Orijinali iki cilt bin kusür sayfadan oluşan La Manchalı Yaratıcı Asilzade Don Quijote ilk modern roman olma özelliğini taşır ve türlü türlü maceraya atılan, kendini şövalye zanneden yaşlıca bir kitap kurdunun maceralarına odaklanır. Sinemaya, tiyatroya ve daha bilmediğimiz pek çok şeye konu olur, esin olur, fikir olur, rüya olur..
Epeyi bir zaman önce izlenecekler listeme eklediğim Don Quixote (2015)'nin ilgimi çeken özelliği şu, sekiz kişilik yazar kadrosunun oluşturduğu senaryo bambaşka on kişilik bir yönetmen grubuna emanet edilmiş. Film, Amerikan Bağımsız Sinemasının çok güzel bir örneği olmuş, uzun zamandır bu ayarda film görmemiştim.. Yani çok düşük bütçeli bir prodüksiyona sahip bir Amerikan Filmi izlememiştim demek istiyorum.. Filmi beğendim, romandan parçalar alınmış ve güzelce harman yapılmış, sıkıcı olmayan bir 83 dakika hazırlanmış..
Kahramanımızı usta oyuncu Carmen Argenziano, yardımcısı Sancho'yu da Horatio Sanz canlandırıyor. İkisinin de performansı tamamdır, Sancho efsanedir.. Zaten kitapta da öyledir, ikisi de çok iyidir ama Sancho'nun yeri ayrıdır. Filmin sürprizi, kötü adam rolüyle karşımıza çıkan James Franco, biraz oynamak için oynamış gibi duruyor ama yakışmış da rolüne.. Kahramanımızın yeğeni Antonia'yı Lorena McGregor, sevdalısı Dulcinea'yı Vera Cherny oynuyor.. İkisi de çok sevimli kızlar..
Bu senenin filmlerinden The Man Who Killed Don Quixote (2018) da ilgimi çekmişti ilk gördüğümde ama hissettiğimin aksine Akademi'de herhangi bir kategoriden Oscar'a aday gösterilmedi ve galiba bende negatif bir etki yarattı bu.. Ama izliycem yine de, merak ettim bir kere..
30.01.2019
