Chris Kyle, Teksaslı bi kovboyken, canı ülkesi terörist saldırıya uğrayınca kendini gönüllü askeri hizmete adar. Tam bir vatansever olarak, babasının sayesinde yetenekli bir avcı olarak yetiştirilmiş Chris, orduya yazılır, Irak'a gider ve keskin nişancı olur. Görevi, arkadaşları çeşitli operasyonlar düzenlerken onların hayatta kalmasını sağlamaktır. Ama Irak'a gönderilmeden hemen önce, eğitim döneminde Taya ile tanışır ve evlenir. Askerdeyken, karısının hasreti bir yandan, ölen arkadaşları bir yandan, öldürmek zorunda kaldığı insanlar bir yandan derken psikolojisi yıpranan bir vatanseverdir Chris.
İzin için geldiğinde artık bir de oğlu vardır, ama aklı Irak'ta savaşan arkadaşlarındadır. Düşman bir keskin nişancı nam salar, Chris kadar olmasa da o da kendi takımının kahramanıdır. Diğer izninde oğlu büyür bir de kızı olur, karısı Chris'in durumuna çok üzülür. Artık gitmemesi gerektiğini söyler ama Chris yarım kalan işini bitirmek için geri döner. Görevini tamamlar ve bir savaş kahramanı olarak ülkesine döner. Hala insanlara yardım etme isteğini, gazilerle ilgilenerek yatıştırır ve ailesine daha çok zaman ayırabildiği için mutludur. Geçtiğimiz sene yardım etmeye çalıştığı emekli bir asker tarafından öldürülür.
On numara beş yıldız, etkileyici bir anlatım, muhteşem performans... Yönetmen Clint Eastwood da tam böyle hikayelerin adamı, önüne böyle bir senaryo gelince reddedebilecek bir adam değil, biliyoruz, iyi de çalışmış. Senaryo, Jason Hall tarafından Chris Kyle ve arkadaşlarının anılarını yazdıkları kitaptan yola çıkılarak oluşturulmuş. Chris'i Bradley Cooper, Taya'yı Sienna Miller oynuyor.
Artık ne kadar inanırsınız bilemem, tarih bu, o savaşta yüzlerce insan boş yere de öldürüldü. Filmdeki Chris, silahı olup tehdit oluşturanları öldürüyordu, hatta bir de çocuk öldürdü çünkü annesi ona taşıması için bomba vermişti. Bir çocuk da yerdeki silahı aldığında, Chris, bırakması ve öldürmek zorunda kalmaması için dua etti... Tam bir melek!.. Tarih böyle işte, altı yedi yıl öncesi bu, çok değil, her yerde haberciler vardı, ama hala kim ne dese onu dinliyoruz, söyleneni tarih biliyoruz. O kadar vicdan var o memlekette biri de demiyor ki "Ulan bunlar kendi topraklarını koruyorlar, benim ne işim var burda?!"
Oscar'da da etkili filmlerden biri olacağa benziyor. En İyi Film, Aktör, Uyarlama Senaryo, Kurgu, Ses Miksajı ve Ses Kurgusu kategorilerinde boy gösterecek filmin en az üç heykel alırı var bence. Filme puanım 8/10.
Ama dediğim gibi tarih taraflı olmak zorundadır çünkü biri tarafından anlatılır, inanırsın inanmazsın sen bilicen... Bu hikaye de şu adama ait, yersen..
Sıralı Tam Liste: Oscar 2015
19-2-15
Gary Leva'nın One Soldier's Story: The Journey of American Sniper [2015] adlı yarım saatlik yapım aşaması filmini izledim. İşte hikayeye nasıl karar verildi, oyuncu seçimi ve oyuncuların hazırlıkları falan anlatılıyor. Seviyorum bu tarz şeyleri.. Bakın bana ne kattı. Kevin Lacz, Chris'in arkadaşlarından, askerden. Omuz omuza savaşa gittiğin adamın filmi yapılıyor, sen sadece teknik bilgi vermek için, silah nasıl tutulur göstermek için ordasın. Ama bak, herkesin kısmeti işte, hikayede kendi de var bir kısım, diyolar ki "Sen kendini oynasan ya filmde?" Yapabilir mi falan derken adam kendini oynuyor. Zordur ha. Hem tüm setin de işine geliyor, kadroda gerçek asker olması, belgesel çeker gibi.. Güzel detaydı, paylaşmak istedim..
Bu arada üç heykelcik alır demişim, bir taneyi zor aldı.. Ee, yapıyoruz biz de bi şeyler!..
21.12.15